Paylaş
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı, hızlı bir Batman-Diyarbakır-Elazığ turunda çeşitli etkinliklerinde izledim.
Yol boyu sohbet olanağı yakaladığım Demirtaş’ın hitap performansının yüksekliğini, seçmeni etkileme gücünü bir kez daha gördüm.
HDP tabanında heyecanın giderek yükseldiğini, ama iki cümleden sonra ‘Baraj aşılır mı, aşılmaz mı’ sorusunun geldiğini de söylemeli.
Demirtaş’ı dinleyenler arasındaki muhafazakârın görünürlüğü artmış.
‘Seçim sonrası Tayyip Erdoğan ile işbirliği yapılacak’ kuşkusunu dağıtmada başarı sağlandığı için sol ve Alevi grupların katılımı da yükselmiş.
Bu noktada HDP’nin en tepesinden en aşağıya şu sözü duymak ilginçti:
“Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği bir ülkede özerklik olsa dahi ne yazar.”
LAY LAY LOM DARBESİ
Demirtaş’la sohbete gelince; en merak edilen “HDP’nin ‘baraj eşiğindeyiz’ söylemi taktik mi, gerçeğin ifadesi mi” sorusundan başladık, yanıt da şu oldu:
“Anketler eşiği gösteriyor. Rahat olmak için yüzde 12-13’ü aşmalıyız. Hiç umutsuz değiliz. Göreceksiniz, Karadeniz dahil bazı bölgelerde çok ilginç sonuçlar elde edeceğiz, Cumhurbaşkanı seçimindeki oy oranını çok aşacağız. AKP’nin yıpranmışlığı bize önemli şans getiriyor.”
Asıl merakım Dolmabahçe buluşması ardından estirilen ‘çözüm sürecinde sona yaklaşıldı’ havasındaki çöküşü getiren gelişmelerdi.
Demirtaş, havayı iktidarın yarattığını, AKP’nin ‘lay lay lom’ ile oy kapacağını varsaydığını vurgulayarak şu özeti yaptı:
“Yalan bir propaganda ile oy toplama, buradan rant sağlama hevesine kapıldılar. Neymiş; PKK silah bırakacakmış! Yahu, görüşmelerin hiçbir yerinde bu yok. Ben de çıktım bu gerçeği söyledim. Beni linç etmek istediler; çünkü halkı kandırmalarına engel oldum. Sonuçta da benim dediğim çıkmadı mı? Bunun üzerine nefret kustular.”
Sanırım yoruma gerek yok. Anladığım; çözüm süreci en azından seçime kadar buzdolabına konmuş bekletiliyor, sonrasında ise umut da, belirsizlik de var.
Demirtaş, şu aşamada hiç değilse ‘diyaloğun sürmesi’nin önemine atıf yaptı.
Diyalog ise biraz alt düzeyde olsa da sürüyor ve belki bir sürpriz yaşanabilir.
İMRALI’YA YENİ HEYET
Demirtaş’ın aktardıklarından çıkardığım; HDP, 5 gün önce Kamu Güvenliği Müsteşarlığı üzerinden ‘İmralı’ya heyet gitsin’ talebinde bulunmuş.
Heyet, HDP’liler de olabilirmiş, ‘gözlemciler’ de.
Buradan, Cumhurbaşkanı’nın tavrına rağmen hükümetin ‘görüşmeciler heyetini’ hâlâ masada tuttuğu izlenimi edindim.
Müsteşarlıktan ‘Olabilir’ haberi gelmiş ve bu yanıt, hükümet onayı dahilinde görüldüğü için 7-10 güne kadar yeni bir İmralı ziyareti olasılık içinde.
Belki bu görüşme seçim öncesi yeni bir hamle getirebilir, ama güçlü olasılık, ‘seçime kadar yeni adım olmayacağı’ yönünde.
Bunun gerekçesi olarak da ‘hükümetin tavrı’ gösteriliyor.
Tabii ki olası bir görüşme HDP tabanına mesaj açısından çok önemli.
Bu sohbeti gerçekleştirdiğimizde Başbakan Davutoğlu daha, “Kılıçdaroğlu’na hesabı, Bahçeli’ye milliyetçiliği, Demirtaş’a barışı öğreteceğiz” dememişti.
Dün bu sözlerini okuyunca yazıyı Demirtaş’ın şu tespitiyle bitirmek istedim:
“Davutoğlu bir türlü başbakan olamadı. Bu sadece Cumhurbaşkanı’nın baskın olmasından değil. Bir öğretmen gibi davranmasından. Her gün Türkiye’ye ve dünyaya ders veriyor. Hepimiz, Türkiye ve bütün dünya, öğrencileriyiz, o da her şeyi bilen öğretmen! Bu halkı çok rahatsız ediyor.”
Paylaş