CHP’de, Fethullah Gülen cemaatine karşı yeni bir bakış görülüyor.
Bunda Gülen’in, ülkenin hemen hemen her gündemi üzerinde değerlendirmelerde bulunan konuşmalar yapmaya başlamasının izleri hissediliyor.
"Devlet içinde kadrolaşma" iddiaları da en az bu kadar önemli.
Aslında "devletteki kadrolaşma" konusunda askerin bilinen, CHP’nin giderek keskinleşen bu tutumu, AKP içindeki bazı kadrolara da sıçramış gibi.
Liberal AKP’lilerin tavrı normal de, Milli Görüş geleneğinden gelen kadroların da Gülen cemaatine karşı atağa geçtiği yönündeki bilgiler sıklaşmaya başladı ve bu çerçevede, "Emniyet’teki son atamaları doğru okuyabilecek bir uzman epey şey anlatır" diyen çok.
CHP ile cemaatin ilişkileri hiçbir dönem sıcak olmadı.
Baykal’ın cemaatle teması hep alt düzeyde kaldı; zaman zaman bu kesimin önemli gazetecileriyle buluşması dahi bu alt düzey ilişkilerin sonucuydu.
Baykal’ı geçmişte bir-iki kez bu isimlerle sinemalarda gördük.
Ancak ilerleyen süreçte bu görüntüler dahi yok oldu gitti.
BAYKAL’IN YOLLADIĞI MESAJ
Bunda, o dönem Baykal’ın, Şemdinli olayları sonrası yaşanan gelişmeler üzerine cemaate verdiği mesajlar etkili oldu mu bilemem; ama mesaj şuydu:
"Açılan soruşturma, Yaşar Büyükanıt’ın genelkurmay başkanlığının önünü kesme girişimleri cemaatle bağlantılı görülüyor.Bunun izleri yok gibi de değil.Bu tabloyu tavrımızla değiştirdik.Ama bu olay, devlette kadrolaşma için özel çaba gösterdiğinizi, adam yetiştirdiğinizi çok somut ortaya koyuyor.Bu anlayış büyük bir yanlışı gösteriyor."
Baykal’a göre yanlış şuradan kaynaklanıyordu:
"70 milyon Türk vatandaşının hepsi yargıda, silahlı kuvvetlerde, bürokraside, eğitimde, her alanda kamuda çalışma hakkına sahip.Bundan kimse hariç tutulamaz. Sen de girersin; ama cemaat üyesi olarak değil, vatandaş olarak.Unutmayın ki, kamuya girildikten sonra görev, bağlı olduğun kurumun amacını gerçekleştirmektir.Kurumun değil de cemaatin amacı öne çıkarılırsa işte orada sorun doğar.Tehlikeli görülen ve izleri var olan sıkıntı bu."
MELTEM TV BAŞINDAKİ BAYKAL
"İrtica ile Mücadele Eylem Planı" belgesinin ortaya çıkmasından sonra Baykal ve arkadaşlarının bu noktadaki şüpheleri daha da artmış.
Çünkü, belgenin hazırlandığı savunulan günlerde, Gülen’in, "Bazı şer şebekeleri hakiki Müslümanları terörist gibi göstererek yeni bir irtica yaygarası koparabilirler" demiş olmasına özel dikkat çekiliyor.
Malum CHP’de, "Gülen cemaati devlet hiyerarşisi dışında paralel hiyerarşi kuruyor" kanısı öteden beri etkili.
Son bir yıldır Baykal daha çok Meltem TV karşısına geçiyor; Gülen’in konuşmalarını izliyor ve siyasi içeriğin yoğunlaştığı tespitini yapıyor.
Baykal’ın bunu da ’paralel hiyerarşi’ nedeniyle, "Cemaatin kendine güveninin artışı" işareti saydığına yönelik izlenim alıyorum.
Baykal’ın bu tutumunu CHP’nin diğer yöneticilerinde de görüyorum ve artık cemaatten gelen davetlere daha kapalı olduklarını fark ediyorum.
Sonuçta gördüğüm; CHP’nin Gülen cemaatine yönelik bundan sonra daha titiz, daha etkili, daha farklı bir çalışma ve yaklaşım içinde olacağıdır.