NAYLON faturacı Orhan Aslıtürk, Turan Çevik gibi birçok ünlü hakkında soruşturma yapan Gümrük Kontrolörü Bayram Çolak, AKP Genel Başkanvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın ortak olduğu Menas A.Ş. hakkında hayali ihracat iddiasıyla rapor düzenledi.
Konuyu gündeme getirmemin ardından Çolak’ın başına doğrusu çok şey geldi.
Fırat, Çolak’ı önce Gümrük Müsteşarlığı’na şikáyet etti; sonuç alamadı.
Bu kez 14 Mart 2007 günü yetkili kurul olmamasına rağmen Başbakanlık Teftiş Kurulu’na bir mektup yazdı; Çolak’ın CHP’den milletvekili aday adayı olmasının rapora kesin etki ettiğini, menfaat temeline dayalı bir organizasyonla karşı karşıya kaldığını savundu.
Fırat, büyük harfleri bana ait olan, şu suçlamada bulunup teftiş istedi:
"Kontrolörün mesleğe giriş tarihindeki servet beyanıyla bugünkü serveti karşılaştırıldığında, izah edilemeyecek HAKSIZ bir varlığa sahip olduğu ve varlığın eşi, çocukları ve kardeşleri üzerine de geçirdiği GÖRÜLECEKTİR."
UÇAĞI, GEMİSİ VAR MI
Fırat’ın bu başvurusu üzerine Kurul Başkanı Mutalip Ünal, Başbakan Tayyip Erdoğan’dan onay istedi.
5 Nisan’da verilen onay üzerine Başbakanlık Başmüfettişleri Mehmet Gürbüz ve Mehmet Emin Baysan 3 Aralık 2007’de biten bir araştırma yaptılar.
Erdoğan’ın 18 Aralık’ta imzaladığı bu sonuç raporunda, Çolak’ın yanı sıra eşi, üç çocuğu, üç kardeşi, eşinin kardeşiyle annesi hakkında kamu kurumları; özel, kamu ve yabancı bankalar nezdinde araştırma yapıldığı yazıldı.
Raporda görülüyor ki, ilgili tüm kurumlara, bu kişilerin otomobilleri, ziynet eşyaları, menkul ve gayrimenkulleri, gemileri, uçakları, hisse senetleri olup olmadığı soruldu.
İlginçtir bu isimlerin bazılarının tek bir mal varlığı dahi çıkmadı.
Kısa keselim, raporun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi:
"Bu kişilerin normal gelirleriyle elde edilmeyecek bir hesap, para hareketi veya harcamaya rastlanmadığından; Bayram Çolak ile eşinin kardeşleri arasında iki havale ve bir ödeme dışında makul olmayan bir ilişki bulunmadığından; Çolak’ın kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilmeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan haksız edinilmiş bir mal varlığı tespit edilmediğinden soruşturmaya gerek bulunmadığına..."
MAHKEME GÖREVİNİ YAPTI DEDİ
Yine kısa keseyim, Fırat bununla da yetinmedi Çolak’ı mahkemeye verdi.
Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nden 9 Temmuz 2008 günü şu karar çıktı:
"Sanığın görevini yaptığı kanaatine varıldığından, görevi kötüye kullanma suçunun oluşmadığından beraatına..."
Şimdi bu durumda bir hukuk adamı olarak, hukuku savunmak adına sık sık oldukça sert ve kırıcı bulunan açıklamalar yapan Fırat’a, Çolak’ın hukukunu sormak gerekmez mi?
Peki ya Başbakan Erdoğan, "Arkadaşlarımdan geldi diye, her şikayeti işleme koyacaksam kamu görevlileri görevlerini hangi cesaretle yapar, yolsuzlukların üzerine nasıl gider" diye düşünüp; Çolak hakkında, "GÖRÜLECEKTİR" kesinlikteki iddiasıyla asılsız suçlama yaparak kendisini ve müfettişleri aylarca gereksiz uğraştıran Fırat’tan bir açıklama isteyecek mi?