Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Bu devirde böyle VIP yolcusu

MİNSK’ten kalkan uçak Atatürk Havalimanı’na 7 Eylül’de saat 19.00’da teker değdirdi, 15 dakika sonra aprona yanaştı, kapıları açtı.

Haberin Devamı

İlk VIP yolcuları indi, apronda kendilerini bekleyen bir midibüs vardı.

Yolcuların gözüne midibüsün önünde dimdik duran şık bir bey ilişti. Midibüse yerleştiler, hareket edilmesini beklemeye başladılar; bunu dışarıdaki beyin bekleyişi de devam ettiği için normal buldular.

Neyse ki bekleyiş az sonra uçaktan göz alıcı güzellikte bir bayan inince sona erdi; beklemekte olan şık bey, o güzel kadına sarıldı, dikkat çekecek bir öpme sahnesinin ardından ikili VIP midibüsüne bindi, midibüs hareket etti.

 

BAK SENİ VIP’TEN ÇIKARIYORUM

 

Diğer VIP yolcuları ister istemez, o güzel kadınla “tanıdık gibi gelen” o şık beyin hasret kokan, samimi, sevgi dolu konuşmalarına da tanıklık ettiler.
Şık bey, güzel arkadaşına ta Bodrum’lardan kalkıp geldiğini, onu apronda karşıladığını, VIP’ten geçirerek büyük jest yaptığını, pasaport kontrolü için diğer yolcularla aynı kuyruğa girmekten kurtardığını falan da anlattı.

Haberin Devamı

Kulak misafirleri duyduklarından, gördüklerinden biraz rahatsız oldular; ama Allah’tan az sonra midibüs VIP salonunun önüne ulaştı.

Pasaport işlemleri yapılırken, şık beyin kimliği hâlâ merak konusuydu; ama o sırada VIP yolcularından birinin gözüne, o şık beyin bir eli takıldı; parmaklardaki küçük özür, düğümün çözülmesine neden oldu.

Bu şık beyimiz, Ankara’nın ünlü bir mobilya şirketinin sahibi işadamıydı.

Zaten biraz sonra, görevliler bunu teyit ettiler; üstelik bu ikiliye VIP işlemi yapmaktan duydukları rahatsızlığı da hissettirdiler.

Bunun üzerine VIP yolcusu, şık beyin yüzüne daha dikkatli baktı; zorunlu olarak bir selamlaşma durumu oluştu, karşılıklı kısa bir hal hatır soruldu.

 

BEKİR ABİ’NİN ÜZÜNTÜSÜ YETER

 

Şimdi ben, bu işadamı bu VIP ayrıcalığına neden sahip, aprona nasıl çıkar diye soramam; çünkü Aydın Doğan’ın sahibi olduğu Hürriyet’te yazıyorum. Vergi rekortmeni Aydın Doğan, bırakın VIP’ten geçmeyi, ceza üstüne cezaya layık görülüyorsa ve bütün bunlar, cezayı kesenler bir yana, gazeteci etiketi taşıyan birileri tarafından dahi hâlâ, “yazarlarının eleştirilerine” bağlanıyorsa korkarım, çekinirim, elim tutulur.

Haberin Devamı

Hele hele kazara, “Bu işadamının AKP’nin yüksek kademelerinde dostu var; VIP (yani, Çok Önemli Kişi) olmasını, aprona kadar çıkmasını sağlayan da bu dostluktur” gibi laflar hiç edemem, etmedim sayın lütfen.

Bunun da nedeni var; çünkü ben, her gün gazetecilik dersi veren, “tasfiye olacak gazeteciler” listesi yayınlayan bazı meslek büyüklerimin yazdıklarına inanırım, öngörülerinin doğru çıkmasına hayranlıkla bakarım.

Onlar halkın tercihinin belirleyici olduğunu söylerler ya; ben de saf saf çıkardığı gazeteye halkın itibar etmedikleri tasfiye olacak sanmıştım.

Oysa tasfiyede halkın esamisi okunmayacakmış; tasfiyenin iktidar eliyle ve topluca yapılması planlanmış; o meslek büyüklerimiz de iktidara yakınlıkları nedeniyle tabloyu önceden görmüşler; kutlarım onları, iyi kaynakları varmış.

Haberin Devamı

Hemşerim diye Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a, “Olay doğru mu?” sorusu yöneltmeye dâhi çekinirim; çünkü bazı yazılarımın kaynağını bulmak için hafiyelik yapan parti büyüklerinin şimşeğini bakana yöneltirsem üzülürüm.

Oysa, oda komşum, gazeteciliğimin nedeni, uzun yıllar yöneticim, ağabeyim Bekir Coşkun’un ayrılığının verdiği üzüntü yeter de artar da bana.

 

Yazarın Tüm Yazıları