Paylaş
Bir bölümü yarın TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlayacak, bir bölümü de Bakanlar Kurulu gündeminde olan bu düzenlemelere, ‘Alman modeli’ deniyor.
Yani polise, hâkim/savcı talebi olmaksızın önleme gözaltısı yapabilme, ‘olay çıkarabilir’ şüphesiyle kişiyi alıp başka yerde salıverme hakkı tanımak; eyleme katılanların tutuksuz yargılanmasının önüne geçmek, ev ve işyerlerine arama yapmak için ‘kuvvetli şüphe’ yerine ‘makul şüpheyi’ yeterli görmek gibi pek çok sert düzenleme için Almanya’daki uygulama örnek alınacak.
Almanya’da gaz fişeğini 45 derecenin altında ateşleyen bir güvenlik görevlisinin başına neler geldiği gibi ‘modeller’ ise hiç akla gelmiyor.
Yine de sevdim bu ‘Alman modeli’ni, çünkü bakın o modelde başka ne var?
CUMHURBAŞKANI DA OLSAN
Muhafazakâr Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un Aşağı Saksonya Eyaleti başbakanıyken bir işadamından düşük faizle kredi aldığı, villalarında tatil yaptığı ortaya çıktı. Bild gazetesi, haberi patlatınca Hannover Savcılığı, ülke tarihinde ilk defa ‘nüfuz kullanma’ iddiasıyla bir cumhurbaşkanının dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi. Bunu duyan Wulff, hemen telefona sarıldı, Bild’in Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’ı aradı; karşısına Diekmann’ın telesekreteri çıktı. Sinirli Wulff, telesekreter melesekreter dinlemedi Diekmann’a, bir tehdit mesajı bıraktı. Ama tehdidi sökmedi; Wulff, cumhurbaşkanlığından istifa etti.
Türkleri öldüren aşırı sağcı Nazi NSU örgütünü araştıran meclis komisyonunun üyesi Sosyal Demokrat Sebastian Edathy, evinde çocuk pornosu bulununca hemen istifa etti. Muhafazakâr Hans Peter Friedrich ise İçişleri bakanıyken Edathy soruşturmasıyla ilgili ‘bilgi sızdırdığı şüphesi’ üzerine Tarım Bakanlığı’nı anında bıraktı.
Bavyera eyaleti Devlet Bakanı Christine Haderthauer, model araba yapan şirketini eşinin üzerine devretmiş gibi gösterdi; ama işleri aslında kendisi yürütüyormuş; ortaya çıkınca hemen istifayı bastı.
Muhafazakâr Federal Eğitim Bakanı Anette Schavan ile Savunma Bakanı Theodor zu Guttenberg, doktora tezlerinde bilimsel hırsızlık yaptıkları ortaya çıkınca kurtuluşu tereddütsüz istifada buldular.
ONURSAL BAŞKANIN ONURUNA YEDİREMEDİĞİ
Rüşvet ve dolandırıcılık iddiasına muhatap olan Schleswig Holstein Eğitim Bakanı Waltraud Wende’nin aklına istifa etmemek hiç gelmedi.
16 yılın başbakanı efsane siyasetçi Helmut Kohl, partisine yapılan usulsüz bağışlar ve o bağışların usulsüz harcanması üzerine hiç düşünmedi, Onursal Genel Başkanlığı bıraktı.
Sosyal Demokrat Savunma Bakanı Rudolf Scharping, halkla ilişkiler danışmanı Moritz Hunzinger’den 140 bin Avro aldığı için istifasını bastı gitti.
Aynı Hunzingen, Yeşiller’in sözcüsü Cem Özdemir’e de ucuz kredi vermişti. Cem Özdemir için bir de parlamenterler için verilen ‘Senator Card’ üzerinden topladığı millerle sevgilisi ve ailesi için uçak bileti aldığı iddiası gündeme düştü. Tabii ki yaptığı eylem ‘istifa’ oldu.
Ama ne güzel; Türkiye’de böylesi örnekler hiç görülmediği için kimse istifa etmek zorunda kalmıyor!!
O nedenle anlamadım gitti; hükümet Almanya’dan model ithal edeceğine, ileri demokrasi örneği diye ‘koltuğa yapışma’ modelini neden ihraç etmez ki!?
Paylaş