Bir Fatiha okumak

Böylesi bir vahşetin yürek acısını ülke olarak yaşıyoruz.
Hiç değilse bugün hepimizin, hele biz erkeklerin yeniden, yeniden düşünmesi gerekir, kadına bakışımızı sorgulamalıyız.
Erkeklerin yapması gereken ilk şey de siyasetin dilini değiştirmektir.
Her an toplumun önüne çıkan erkek siyasetçilerin söyleminin, son yıllarda Türkiye’de bir nefret dalgası estirdiğini itiraf etmeyen kalmadı; Başbakan Yardımcısı’ndan, Anayasa Mahkemesi Başkanı’na kadar.
Bu nefret söyleminin sürdürülebilir olmadığını görmeli, acil önlem almalı.

FATİHA’YI SAKINDIĞIMIZ EVLATLARIMIZ

Acil önlemi uygulamakta; nefreti körükleyen, ötekileştiren söylemi terk etmekte başı çekmeyi de Cumhurbaşkanı ile Başbakan’dan beklemek hakkımız.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Özgecan’ımızın katlini alçaklık görürken dahi başka bir kadına, sırf muhalefet milletvekili diye haksız yükleniyor.
‘Kadına şiddeti protesto’ için dans eylemine katılan Aylin Nazlıaka, bu alanda en son eleştirilecek isimlerden biridir.
Hadi Erdoğan’ın gerekçeyi bilmediğini, dansı sevmediğini düşünelim; ama “Biliyorsan bir Fatiha oku” sözündeki ‘biliyorsan’ ibaresi ile Nazlıaka hakkında nasıl bir algı yaratmayı hedeflemiş olabilir?
Kim dua okur, kim okumaz kişiyi bağlar, başkasının derdi olamaz.
Ancak eğer sorun ‘Fatiha okumak’ ise şu sorular haklılık kazanmaz mı?
Bu ülkenin 14 yaşındaki Berkin evladı, polis tarafından öldürülürken arkasından bir Fatiha’yı, bir rahmet dilemeyi esirgeyen, o çocuktan ‘terörist’ çıkaran; acılı anasını anlamak yerine, meydan meydan yuhalatanlar kimlerdi?
Polis ve esnafın, gecenin karanlığında sokak ortasında sopalarla öldürdüğü 19 yaşındaki Ali İsmail evladımız (ve de diğer kardeşleri) için bir Fatiha okumayanların, insan canından daha kıymetliymiş gibi “Canım canım fayansları kırdılar” diyerek o ölümleri meşrulaştırma yoluna girenler kimlerdi?

ÖZGECAN MİLAT OLSUN

Anayasa değişmediği sürece akıldan geçirmemeleri gerektiği halde “Canım, artık siyasi bir Cumhurbaşkanımız var, eski partisi ile bağını kesemiyor” gerekçesine sığınacaklara da yeni bir soruyu sormak durumundayız.
Nazılaka’yı dün de hedef yapan Erdoğan, örneğin, iktidar destekçisi bir sanatçının Özgecan’ımızın katlini meşrulaştıran tweet’i için neden tek kelime etmeye gerek görmez?
Kazara, benzer bir tweet’i solcu veya muhalif bilinen bir sanatçı atsaydı, Cumhurbaşkanı hangi tepkiyi verirdi, tahmin edemeyen çıkar mı?
Bilemiyorum, Erdoğan’ın uçağının müdavim gazetecileri de bu soruyu yöneltip, ‘şirazesi çıkmış bu söylemin son bulması için’ bir katkı sağlarlar mı?
Çünkü, daha fazla ‘şirazeden çıkmamak’ için hepimize düşen görevler var.
Önce de sorunu, ‘Bir Fatiha okumak’ gibi ötekileştirici tartışmadan çıkarmalı; yoksa Fatiha okuyup da kadın, genç dinlemeden kafa kesen IŞİD’leri, Talibanları, Boko Haramları anımsayıp yanlışa düşeriz.
Hadi hemen işe koyulalım; ‘erkeksen’ söyleminden, nefret ve ötekileştiren dilden uzaklaşalım ki, Özgecan’ımız da şunu söyleyebilsin:
“Katlim milat oldu, artık eminim ülkem beni unutmayacak.”