Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Baykal, Brüksel’i yol edecek

SON yıllarda AB’ye soğuk baktıkları algısı güçlenen iki isim, Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP Lideri Deniz Baykal art arda Brüksel’e gittiler.

Başmüzakereciliğin Ali Babacan’dan Egemen Bağış’a geçmesiyle birlikte esmeye başlayan olumlu AB rüzgárı, bu iki siyasinin Brüksel çıkarmasıyla, 2009’da önemli sonuçlar doğuracak izlenimi veriyor.

Baykal, Brüksel’den, AB yönetimine duyduğu güvensizliklerin en azından bazılarını gidererek dönüyor; bunu çok önemsemeli.

Bunun da ötesinde Baykal, doğrudan temaslarının Brüksel’le ilişkileri AKP tekelinden çıkaran sonuç yarattığını görmekten de çok memnun.

DEMOKRASİDEN UZAKLAŞIYORUZ

Baykal, bu noktaya, AB yönetimine verdiği şu mesajlarla geldi:

İlişkileriniz bir tek hükümetle olmamalı; siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum örgütlerini de dikkate almalısınız.

Son yıllarda AB’ye uyum amaçlı Anayasa’da ve yasalarda çok değişiklikler yaptık; ama Türkiye eskisine göre daha güvenli, daha özgür olamadı.

Bence nedenleri somut. Türkiye bir taraftan aile, çevre baskısı nedenleriyle geriye gidiyor; ama daha önemlisi hükümet uygulamaları. Yargı bağımsızlığı eskisinden daha kötü. Telefon dinlemeleri ölçüsüz ve denetimsiz. Medya üzerinde büyük baskı kuruldu. Seçim sonuçlarını etkileyecek yardımlar seçim sürecinde dahi durmadı. Dokunulmazlıklar kaldırılmadı, yolsuzluklar arttı.

Sonuçta, Türk halkı altı yıldır kendini daha Avrupalı hisseder olamadı.

Bütün bunların yarattığı sonuç ise laiklikten uzaklaşma oldu. Türkiye, laiklikten uzaklaştıkça demokrasiden de uzaklaşıyor.

Biz sorumluluk hissederek geldik, sizden karşılığını bekliyoruz.

Muhatapları, Baykal’ın sözlerini dikkatle dinleyip yanıt verdiler.

Yanıtlara girmeyeceğim; çünkü önemli olan Baykal’ın bu yanıtlardan memnun kalması, AB sürecine desteği her fırsatta dile getirmesidir.

ERDOĞAN DA SÜRPRİZ YAPABİLİR

Baykal’ın, muhataplarının enerji ve sendikalaşma konusundaki taleplerine olumlu yaklaşıp, "Hükümet adım atsın desteğe hazırız" dediğini aktaralım.

CHP’nin Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup’la ilişkilerinin kötü olduğu yönünde sık sık haberler çıkıyordu; ancak bu kez Baykal, grubun başkanı Martin Schultz’la 1.5 saat süren görüşmesinden çok mutlu ayrıldı.

Schultz’un, "Haziranda seçimlerimiz var. O seçimden hemen sonra yine gelin" önerisini anında kabul etmesini buna bağlayabiliriz.

Böylece Baykal’ın Brüksel’e yakında yeniden gidebileceğini öğrenmişken, Başbakan Erdoğan’ın da Brüksel dönüş yolunda, Türkiye siyaseti için yaşamsal önemde sonuç yaratacak bir düzenlemeye yeşil ışık yaktığını belirteyim.

Erdoğan, siyasi partiler ve seçim yasalarında düzenlemeye gitmenin zamanının geldiğini belirterek, arkadaşlarıyla şu düşüncelerini paylaştı:

"Seçim barajının yüksekliğinden yakınmalar var. 100 Türkiye milletvekilliği, bu sorunu giderecek doğru bir proje. Seçim harcamalarını da AB standartlarına çekmeli. Bir araştıralım bakalım, bu işleri yıl sonuna kadar yetiştirebilir miyiz?"

Eğer Başbakan bu sözlerinde samimiyse, CHP de desteğe hazırken, bu yıl Türk siyasetinin bu büyük devrimine tanıklık etmek ne kadar da güzel olur.
Yazarın Tüm Yazıları