Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

AKP, Ergenekon için yeniden düşünmeli

SON bir haftada yaşanan üç gelişme, Ergenekon operasyonuna yeni bir bakışı zorunlu hale getiriyor, buna en çok da AKP’nin ihtiyacı var gibi.

DP kongresinden Hüsamettin Cindoruk’un çıkmasını, Ankara’daki yüz binlik Cumhuriyet mitingini ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan’ın müthiş katılımlı cenaze törenini kastediyorum.

AKP, üç olayda da kendisi için sürpriz sonuçlarla karşılaşmış olmalı.

Bu sonuçların ortaya çıkış gerekçesine bakılmadan yola devam edilirse, önümüzdeki seçimlerin nasıl sonuçlanacağını kestirmek kolay olacaktır.

Çünkü, 29 Mart bunun ilk işaretlerini verdi zaten.

ÖLDÜRÜCÜ SALDIRGANLIK

AKP iktidarı döneminde yeni bir siyasi mücadele yöntemiyle tanıştık.

Kim ki AKP’ye muhalif göründü, öyle bir topyekûn saldırıyla karşı karşıya kaldı ki, başlangıçta susan taş yürekler dahi sonunda tehlikeyi gördü.

Başbakan, AKP ve hükümet kadroları bürokrasiyle koordineli olarak devreye girerken saldırının daha sertleri AKP’yi destekleyen medyadan geldi.

İlk yıllar bu saldırıların ağırlığı hissedilmedi; ancak Ergenekon’dan sonra her şey değişmeye başladı; çünkü muhalif bilinen herkes ya operasyonun içine alındı ya da "Ergenekoncu", "Darbeci" diye damgalanır oldu.

Hüsamettin Cindoruk’a yapılan da buydu ve sonuç ortada.

DP kongresi öncesinde NTV’de anlattım; Süleyman Soylu’nun kazanabileceği bir kongre söz konusuydu; ama hükümeti destekleyen medya Cindoruk’a yönelik saldırılarını öyle bir boyuta yükseltti ki, hem "Mağdur Cindoruk" yaratıldı hem de sanki DP, AKP-B olmuş, Soylu da AKP’nin Truva atı...

NTV’de delegenin buna bir yanıtı olacağını söyledim.

Aynı çevreler Cumhuriyet mitingine de benzer saldırılar yöneltti; tamamen demokratik bir hakkı kullanmaya kalkışan herkese "Darbeci, Ergenekoncu olacaksınız" diye korku salınmak istendi, TV kanalları ve gazeteler bu mitinge gidenlerin fişleneceğini ima eden haberlerle dolduruldu.

O CESUR ADAMI ANLAMAK

Sonuç yine ortada ve eminim bu yayınlara, en çok da mitingi düzenleyenler sevindi; çünkü yüksek katılım için bundan daha iyi bir katkı olamazdı.

Bakıyorum mitinge katılan on binleri ve "Çekin fotoğrafımı ben de Atatürkçüyüm" dövizini taşıma cesareti gösteren adamı anlamak yerine, hálá bu insanlara saldırılıyor, onların meydanlara çıkması yüzünden kitlesel katliamların yaşanabileceği yazılıp çiziliyor.

AKP veya hükümetin hiçbir yetkilisi de çıkıp, "Kavgasız, gürültüsüz bir demokratik hak kullanıldı" demiyor; kendilerinden daha hızlı AKP’li aklı evvel bu saldırganlara, "Bizim adımıza konuşmayın" restini dahi çekemiyor.

Bir örnek kadına, saygın bir insana, hasta yatağındaki Türkan Saylan’a yapılan muameleye alkış tutan, destek verenler de aynı çevrelerdi.

Sonuç bir kez daha çarpıcıydı, Türkan Hoca’yı on binler uğurladı.

AKP, bu tür öldürücü saldırıların toplum vicdanında artık ters teptiğini, yedi yıldır aralıksız sürdürülen, "Darbe gelir ha" öcü gösteriminin sonuna gelindiğini görmüyorsa kendi bileceği iş.

Ama iktidara düşen, meydanlara inen yüz binlerin korkusunu anlamaktır.

Bunu yapmak yerine öldürücü saldırganlığı sürdürmek, sadece darbe hayalcilerinin, çetelerin, Danıştay saldırganlarının işine yarayacaktır.

Ülke için asıl tehlike ise burada.
Yazarın Tüm Yazıları