KURULDUĞU günden beri AKP Grubu hep bir kapalı kutu gibi kaldı; milletvekillerinin hangi konuda ne düşündüğünü pek öğrenemedik.
Grubun samimi, insani ve önemli siyasi tespitleri içeren konuşmalarını ilk kez, hiçbir yorum yapmadan kamuoyunun bilgisine sunacağım.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu başkanlığında aralık-şubat arasında yapılan, 256 vekilin katıldığı 12 toplantıdan söz ediyorum.
Birkaç köşe yazımı ayıracağım konuşmaları özetleyerek vereceğim.
Konuşmaları konu bazında gruplandırdım; başlangıcı ise AKP Grubu’nun da Türkiye’nin en yakıcı sorunu olarak gördüğü "Kürt sorunundan" yapacağım.
Dilerim Başbakan, "kim sızdırdı" diye "kapının önüne koyacak birileri"ni aramak yerine önüne de konan bu konuşmalara bir kez daha döner bakar.
DTP’YE GÖNÜL RIZASIYLA OY
Mustafa Kabakçı (Konya): Doğu milletvekilleri Batı illerinde, Batı milletvekilleri de Doğu illerinde dolaşmalı. Birbirimize güvenmeliyiz. Doğulu milletvekilleri konuşmalı, görüşlerini açıklamalı.
Fatih Metin (Bolu): Olaylar münferit; ancak bölge vatandaşı DTP’ye baskıyla değil gönül rızasıyla oy veriyor. DTP’ye yumuşak değil sert olmalıyız.
Ramazan Başak (Şanlıurfa): Kürtçe TV çok iyi oldu. Vali, kaymakam, din görevlisi vatandaş üzerinde çok etkili; ancak çoğu zaman milletvekilinden bağımsız hareket ettiklerinden ne AK Parti ne de Başbakan’ın adı yapılan hizmetlerde zikredilmiyor.
Ayşe Türkmenoğlu (Konya): Doğu-Güneydoğu milletvekilleri kendilerini ifade edemiyor. Terörist, demokrasiden korkar. İnsanlar düşüncelerini korkusuzca ifade edebiliyorsa bu teröristi korkutur. Söylem birliği konusunda sıkıntımız var. Başbakan her konuya cevap vermemeli. Batı milletvekilleri Doğulu bürokrat atanmasına karşı çıkıyorlar, bu yanlıştır.
Hasan Angı (Konya): Batı’da da yoksulluk var; ama devletine isyan etmiyor.
Nurettin Akman (Çankırı): Asker de Güneydoğu ve Doğu’da seçimi DTP’nin almasından rahatsız. Bu nedenle AK Parti’nin mutlaka alması lazım.
İbrahim Hasgür (İzmir): Kürtlüğü ön plana çıkarırken Türklüğü de aşağılıyor pozisyonuna girmemek, dengeyi korumak lazım.
BURADA TERÖRİST ORADA MELEK
İsmail Bilen (Manisa): DTP’liler neden muhatap alınır, neden tahriklerine uyulur? Onlar da kendilerini bir şey zannediyorlar, bu doğru değil.
Gülşen Orhan (Van): DTP vekillerine karşı Başbakan’ın nefesine, zamanına yazık. DTP ile her polemik bize eksi olarak dönüyor.
İhsan Aslan (Diyarbakır): Doğu ve Batı insanı birbiriyle iletişim kurmanın sıkıntısını çekiyor. Doğu milletvekili niye konuşmuyor? Çünkü, Doğu’da hain ve devletle işbirlikçi biliniyoruz, burada da şüpheyle bakılıyoruz. Birbirimize güvenmiyoruz yani. Bu konu ne zaman gündeme gelse heyecanlanırım. Cebinizde benim gibi PKK tehdidi yoktur. Teröriste Güneydoğu’da gerilla deniyor, melek olarak algılanıyor. Kimine göre melek, kimine göre şeytan. Biz konuşmaya geç kaldık. 22 Temmuz’dan sonra Kürtlerle terörü ayıracağız dedik; ama DTP seçmen kitlesini PKK’nın kucağına ittik. Aslında böyle değildi. Birbirlerini desteklemiyorlardı. Ama biz DTP ile PKK aynı şey oldu, dedik. Bu bizim yanlış politikamızın neticesidir. 30 yıldır yanlış tedavi ile çok bedel ödendi. Eskisine benzer yanlış tedavi işe yaramaz. Binlerce köy boşaltıldı, ev ile hayvanların birlikte yakıldığı oldu. PKK’nın her türlü dış desteğini komşularımız ile iyi ilişkilerle kestik. Başbakan’ın üst kimlik sözü bir çözümdür.