Paylaş
Hükümete göre, bu tartışma yanlış zeminde yapılıyor, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sert çıkışının nedeni de bu; oysa açılım Türkiye’ye özgü, ancak uluslararası konjonktürün çözüme uygun olduğu da ortada.
Hükümetin ve AKP’nin önemli birkaç ismi ile yaptığım görüşmelerde, konu açılımın dış bağlantılarına, desteklerine geldiğinde ilginç bilgilere ulaştım.
ABD ve AB’nin PKK’ya desteği kestiğinin artık herkesçe kabul edildiğine, bunu terör örgütünün de çok iyi gördüğüne işaretle iki nokta dikkatimi çekti.
NONE STOP YÜRÜNECEK
Belki bu iki noktaya girmeden önce hükümetin, son sert restleşmelere rağmen açılımda, ‘none stop yürünecek’ kararında olduğunu belirtmekte yarar var; çünkü süreci kesintiye uğratmanın, sorunu ötelemek, hükümetin samimiyetini gölgelemek dışında sonuç yaratmayacağı görülüyor.
O nedenle; somut önerilerin açıklanması; gereken yasal düzenlemelerin yapılması için hedef süre, yılbaşından da önce, “en kısa zamanda” olacak.
En büyük rahatsızlık, “Çözüm PKK ve DTP’ye odaklandı” görüntüsü verilmesi.
Altı bin kişilik dağ kadrosunu barındırma gücünü hâlâ korusa da “PKK’nın, eski hareket yeteneği ve finansal desteği kalmadı” denilerek şu tespit yapılıyor:
“Çözüm önündeki en büyük engel/sorun PKK’nın dağ kadrosunu indirmek, yok etmek; çünkü bu yapılmadan, silah bırakmadan çözüm olamaz. Bu noktada da Türkiye’nin eli bırakın birkaç yılı, birkaç ay öncesine göre dahi çok daha güçlü.”
İŞE ÇOCUKLARDAN BAŞLANACAK
Türkiye’nin yeni gücü denince de yukarıda işaret ettiğim ikiörneğe geliyoruz.
Birincisi Putin’in 6 Ağustos’taki Türkiye ziyareti.
Ziyarette PKK da gündeme geldi ve Rusya’dan bu konuda tam destek alındı.
Putin’in, Türkiye ziyaretinin ardından, 24 Ağustos’ta Çeçenistan’a gitmesinin tercümesi, “Türkiye ile aramızda Çeçenistan ve PKK konusunda görüş birliği var” diye yapıldı; mesajın ilk adresi de PKK ve Kuzey Irak olarak gösterildi.
İkinci örnek ise Putin ziyaretinin hemen ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, vurgusu şöyle yapılan 11 Ağustos’taki Bağdat’a seferi:
“Bu ziyaret önemli; Davutoğlu, muhataplarına artık sona geldik mesajını, öncekilerden farklı ve en güçlü bir şekilde verdi. Mesaj da alındı.”
Bu sözleri, “Kuzey Irak’ın terör barındırma merkezi olmaması konusunda en son ve en etkili uyarı yapıldı” diye de netleştirelim.
Açılım demişken, ilk adımın çocuklar üzerinden atılacağını da yazayım.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, dün gazete temsilcilerine yargı reformunu anlatırken, sayılarını 2 bin 480 olarak verdiği 12-18 yaş arası çocuk tutuklu ve hükümlüyle ilgili düzenleme yapılacağını açıkladı.
Bu çocuklardan terör suçu işleyenlerin sayısının 115olduğunu söylemekle yetindi, başka detaya girmedi; birkaçdetayı ben aktarayım:
“Bu 115 çocuktan sadece 16’sı Diyarbakır’dan ve biri hariç hepsi 12-18 yaş arası. Terör suçu sözkonusu olduğu için ceza yüzde 50 artırılıyor. İşte bunun önüne geçmek için suçu işleyen çocuksa yüzde 50’lik artış kaldırılacak. 12-18 yaş arası, en az 12-15, 15-18 gibi iki kademeye çıkarılabilecek. Düzenleme de en kısa sürede TBMM’ye gelecek.”
Paylaş