Taşıta ‘değer’e göre vergi geliyor

DÜNKÜ yazımızda, tablo halinde örneklerini sıraladığımız Motorlu Taşıtlar Vergisi'ndeki saçma uygulamaya son veriliyor.

Okumayanlar için kısaca özetleyelim. Vergi alınırken otoların ağırlığına bakıldığı için 30-40 milyar lira civarında değeri olan otonun sahibi, ek vergi dahil 10.8 milyar lira Motorlu Taşıtlar Vergisi ödüyordu. Öte yandan 300-400 milyar lira hatta trilyon değerinde aracı olan kişi, 1-2 milyar lira hatta daha az vergi ödüyordu. Benzer yanlışlıklar, minibüslerin ve otobüslerin vergisinde de sözkonusuydu. Son derece anlamsız olan bu hatalı uygulamalara biran önce son vreilmesi gerekiyordu.

Bu konuda kendisiyle görüştüğümüz, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Motorlu Taşıtlar Vergisi'ndeki hatalı uygulamaya el koyduğunu belirtti. Unakıtan, eylül ayında, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nda bir değişiklik yapacaklarını ve Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde, ‘‘değer’’ esasına göre vergi alınacağını belirtti.

Otomobil, kamyon, minibüs ve otobüslerde, aracın değerinin esas alınması suretiyle vergileme yoluna gidilmesi suretiyle, bu sorunun bütünüyle ortadan kalkacağını belirten Unakıtan, değişiklik çalışmalarına da yakında başlanacağını belirtti.

Böylelikle, eylül ayında yapılacak olan değişiklikle, Motorlu Taşıtlar Vergisindeki, hatalı bir uygulamaya son verilmiş olacak.

GERİYE DÖNÜK FAİZ YOK

Maliye Bakanı, bir saat süren görüşmemizin bir bölümünde de, ‘‘geriye dönük gecikme zammı’’ konusundaki rahatsızlığını dile getirdi.

Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi ile ilgili olarak, çıkartılacak yeni yasada, daha önce vergisini ödemeyenlerden, geriye dönük gecikme zammı istenilmeyeceğini belirten Unakıtan, bu konuda bir yanlış anlaşılma olduğunu ifade etti.

‘‘Çivi bir vuruşta çakılmaz’’ diye sevdiğimiz bir söz var. Motorlu Taşıtlar Vergisi'ndeki anlamsız uygulamaları, birkaç kez üstüste dile getirdik ama sonunda olaya müdahele edildi ve hatalı uygulamaya ‘‘dur’’ denildi, önemli olan da buydu...

BAKANIN SEVDİĞİ FIKRA

Konuşmamızın bir bölümünde, Bakan Unakıtan, Gazi Üniversitesi'nde kendisinin konuşmacı olduğu benim de başkanlık ettiğim toplantıda anlattığım, ‘‘Yüzme Bilmeyen Maliye Bakanı’’ fıkramızı çok beğendiğini ve sık sık anlattığını da belirtti. Merak eden okurlarımız için fıkra aşağıdaki gibi:

‘‘Bir ülkede iyi niyetli ve çalışkan bir maliye bakanı varmış. Nedense bir grup gazeteci o ne yaparsa yapsın beğenmiyor, sürekli olarak eleştiriyormuş. Bakanın da buna son derece canı sıkılıyormuş.

Birgün tahammül sınırının sonuna gelmiş ve tüm basını göl kenarında bir bölgeye davet etmiş. Kendi kendine şunu düşünmüş,
‘Yapılan hiçbir şeyi beğenmeyen bu kişilere öyle bir şey göstereyim ki eleştirecek şey bulamasınlar...'

Herkes gölün etrafına toplandığında, Maliye Bakanı göle yaklaşmış ve başlamış göle doğru yürümeye... Fakat o da ne? Maliye Bakanı suyun üzerinden batmadan yürüyormuş!...

Maliye Bakanı gölün üzerinde yürüye yürüye karşıya geçmiş ve kendini bekleyen makam otosuna binerek, keyifle oradan uzaklaşmış.

Akşam eve gidince eşine o gün ne yaptığını anlatmış ve
‘Merak ediyorum, herşeyi eleştiri konusu yapan o bir grup gazeteci bu kez eleştirecek bir şey bulamayınca, bakalım ne yapacaklar?' demiş.

Ertesi sabah gazeteleri almış ve kendisini sürekli olarak eleştiren gazetelerden birine merakla bakmış. Gazetenin manşeti aynen şöyleymiş:

İnanılmaz şey! Maliye Bakanı yüzme bilmiyormuş!..’’

SAÇMALIĞA OKURLAR NE DİYOR?


BANU ERGEZEN: Hürriyet Gazetesi'ndeki yazınızı bir jeepzede olarak çok sevinerek okudum. 2000 model Nissan Pathfinder sahibiyim ve bu ülkede inanılmaz bir haksızlığa uğradığımı düşünüyorum. Yazmış olduğunuz tablodaki gibi arabamın şu anki değeri 30 bin dolar olmasına rağmen korkunç vergiler ödemekteyim bir de ek vergi cabası, bu sene ödediğimiz rakamla neredeyse 2. el bir araba daha alabiliriz!!! Bu nasıl bir iştir ki bedelleri kat kat daha yüksek olan araçlar bizim yanımızda komik sayılan vergiler öderken biz zavallı jeepzedeler bu korkunç rakamlara tabi tutuluyoruz??? Niçin cezalandırıldığımızı hiçbir şekilde anlamış değilim. Konunun daha da üstüne gitmenizi diler, size defalarca teşekkür ederim.

DEMİR DİNÇ: Yazınıza ek olarak tekne vergilerinde de yıllardır aynı duruma dikkatinizi çekmek istiyorum. Mesela değeri 60-70 bin dolar olan 400 beygir bir tekne için helikoptere eşit vergi ödersiniz. Ama aynı vergiyi eşit güçteki diyelim 30 metre boyunda, değeri 600 bin doların üstünde bir tekne için de ödersiniz. Arabalardaki, dünyada görülmeyen, kilo hesabı gibi bir yanlışlık oluyor sadece beygire bakınca. Bu vergiler de uzunluğa göre ödenebilirse çok daha hakkaniyetli olur.

ÖMER C. SON: Sizi kutluyorum. Bu konuda, araç sahipleri olarak nasıl bir itirazda bulunabiliriz? Bizler yargıya müracaat edip, son derece adaletsiz bu uygulamaya son verebilir miyiz? Devlet, zorunlu trafik sigortasında baz aldıgı araç değerlerini neden Taşıt Vergisi için de baz almıyor?

ZEKİ ŞANLI: Şahsım da, ne yazık ki 97 model Frontera'sı ile ‘Cipzede' kategorisine girmekle dünya kadar vergi ödemek zorunda bırakıldık. Ama artık ödememe niyetindeyim! Hani tüccarın Hayıma olan borcundan ötürü uyuyamayıp geceyarısı penceresinin önüne gelerek borcunu ödeyecek durumda olmadığını söyleyerek ‘şimdi de o uyumasın' demesi gibi... Sn. Kızılot konu ile ilgili dava sözkonusu olmaz mı? Açılırsa muhatap Maliye midir?

N. ARAS: Yazınızı okudum, sinirlerim yeniden gerildi. Bu kadar açık çarpıklık ve rezillik; toplum olarak hakkını aramayan geri kalmış 4. dünya ülkelerinde bulunur. Bir örnek de ben vereyim. Benim 98 model 2000 motor Opel Vectra binek arabam var. Kasko değeri 14 milyar, vergisi 334 milyon. 2000 model 1.6 motor Ford Focus sahibinin kasko değeri 20 milyar, vergisi 140 milyon. Bu eşitlik ilkesine, insan haklarına, Anayasa'ya aykırı değil mi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapılsa bir netice alınır mı?
Yazarın Tüm Yazıları