Paylaş
Bu değişikliklerden biri de şirketin kasasında gözüken “nakit para” ile ilgili.
NAKİT PARA
İşin doğrusu, kasada gözüken 700-800 bin ya da 3-5 milyon lira “nakit para” zaten inandırıcı değildi. Özellikle; güvenlik, paranın bankadaki getirisi ve işletmenin kredi kullandığı durumlarda, bu inandırıcılık hepten kayboluyordu.
Kasasında milyonlarca nakit para bulunduran bir şirkette, yetkili kişinin “Efendim, ben nakit parayı çok severim. Her gün kasayı açar onları seyrederim ve kucaklayıp okşarım” demesi gerekir.
Bu da “kuşyemi” fıkrasına benzer.
Adamın biri elinde valizle gümrükten geçerken, görevli memur sormuş;
- Valizde ne var?
- Kuşyemi...
- Aç bakalım, bir görelim şu yemleri!
Adam valizi açmış; pırlantalar, elmaslar...
Memur sormuş;
- Hani kuşyemi vardı, bunlar ne?
- Valla ben önlerine koyarım, yerlerse...
Kasadaki milyonlarca lira da kuşyemi fıkrasındaki gibiydi. İnceleme elemanları yemiyorlardı.
ÇEKİLEN PARA
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda olaya gerçekçi yaklaşıldı ve yapılan bir değişiklikle, limited ve anonim şirketlerin, ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki “net alacak” tutarları da aftan yararlandırıldı.
Bu olayda, belirli bir tarih esas alınacak.
Buna göre, kurumlar vergisi mükellefleri 30 Haziran 2010 tarihi itibariyle düzenleyecekleri bilançolarında görülmekle birlikte, işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ile ortaklarından net alacakları tutarını, kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar, ilgili vergi dairesine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilecekler.
YÜZDE 5 VERGİ
Kasada mevcut nakit para ve ortaklardan alacak olarak belirtilen toplam tutar üzerinden, yüzde 5 oranında vergi ödenecek. Beyan edilen tutarlar nedeniyle, ilave bir tarhiyat yapılamayacak, yani ayrıca vergi istenemeyecek.
Nakit para ve ortaklardan alacak tutarı üzerinden hesaplanan vergi, bununla ilgili yasanın yayım tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar ödenecek. Ödenecek olan vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilemeyeceği gibi vergi matrahının tespitinde gider de yazılamayacak.
Ödeyene farklı bir ceza
TORBA Yasa Tasarısı’nın üçüncü maddesine göre; vergi mahkemesinde açtığı davayı kaybedenler, Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunmuşlarsa, ihtilaftan vazgeçmeleri koşuluyla;
Verginin tamamını ödeyecekler.
Cezanın tamamı kalkacak.
Gecikme faizi kaldırılacak. TEFE/ÜFE’ye göre yeniden hesaplanıp, yaklaşık 1/3’e hatta1/4’e inecek.
Ancak, Danıştay’da dava devam ederken vergi, faiz ve cezaları ödeyenlere, “ödemeseydin yararlanacaktın” deniliyor. Yani dava devam ederken iyi niyet göstererek ödeme yapan değil, ödemeyen mükellef korunuyor!
Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olan ve ödemeyenleri korurken, ödeyeni cezalandıran bu düzenleme gözden geçirilmeli.
Paylaş