Neriman Teyze'nin güzellik giderleri

NERİMAN Teyze’nin gelini, kayınvalidesinin güzellik malzemesi, kuaför ve süs eşyalarına sağlanan vergi avantajına, bir türlü akıl erdiremiyor.

Geçenlerde telefon edip sordu:

‘Ben kuaföre gidiyorum, aldığım fişe vergi iadesi yok. Kayınvalidem gidiyor, aldığı fişe vergi iadesi var. Sadece kuaför gideri olsa neyse güzellik malzemesinden tutun da süs eşyalarına, sinemaya kadar ne harcarsam, vergi iadesi yok. Bu harcamaları kayınvalidem yaparsa, vergi iadesi var. Bu nasıl bir kanundur anlamıyorum. Bana bir anlatır mısınız, ben çalışıyorum kayınvalidem emekli. Kuaföre gitmek ya da güzellik malzemeleri hangimiz için gerekli?’

Baktım olay ciddi. Vergi iadesi olayı, kayınvalide ile gelini karşı karşıya getirecek gibi. Arada kalmamak için, ayrıntıya girmedim. ‘Ben bu çelişkiyi bir ara yazayım diyerek’ olaydan sıyrıldım. Ne yapalım ne olur ne olmaz...

ÇELİŞKİLER

Vergi iadesi ile ilgili mevzuata bakınca, Neriman Teyze’nin gelini haklı gibi gözüküyor. Ücretlinin ve emeklinin, vergi iadesi çelişkisini anlamak, gerçekten zor.

Satıcılar, işin kolayını bulmuşlar; fiş isteyen ücretliye ‘Vergi iadesinde geçmiyor. Emekliler yararlanabiliyor’ diye, fiş vermiyorlar.

Bazıları da fişi alıp, emekli yakınına veriyor. Bu durum da ortaya çıkarsa, suç oluyor.

Vergi iadesi olayında, bu işin daha pratik çözümü var; ücretli ile emekli arasında ayırım yapılmaz, olur biter. Peki... bu niye düşünülmüyor?

Doğum yardımı 14 kat artırıldı

2005
yılının rekor zammı, doğum yapanlarla ilgili...

2005 yılında, doğacak çocuklar nedeniyle ödenecek olan doğum yardımı, 2004’e kıyasla tam 14 kat artırıldı.

Memurun, işçinin ya da emeklinin aylığına yüzde 5-10 zam yapılırken, doğum yardımının yüzde 1400 civarında artırılması dikkatinizi çekmiş olabilir.

2004 yılında, doğum yardımı olarak yapılan ödeme 2 lira 90 kuruş yani 2 milyon 895 bin lira idi. Okurlarımız hatırlayacaktır, 2004 yılında birkaç kez bu konuyu ele alıp; ‘Ödenen para, doğum için hastaneye giderken, taksi parasını bile karşılamaz. Hele İstanbul’da köprüden geçiş parası bile değil. Bu yardımı artırın’ demiştik.

İlgililer baktı ki eleştiriler haklı. Doğum yardımını 14 kat artırıp 40 YTL’ye yükselttiler...

Ne diyelim, memurlar yaşadı!..

Dünya nüfusu 100 kişi olsaydı

DÜNYA
nüfusunu, mevcut halkların oranlarını muhafaza ederek, 100 kişilik bir köy kadar küçültebilseydik bu köy şöyle olacaktı:

57 Asyalı, 21 Avrupalı,

14 Amerikalı (Kuzey, Orta, Güney)

ve 8 Afrikalı.

Bunların 52'si kadın,

48'i erkek olacaktı.

30 beyaz, 70 beyaz olmayan,

30 Hıristiyan, 70 Hıristiyan olmayan,

89 heteroseksüel, 11 homoseksüel.

6 kişi bütün servetin % 59'una sahip olacaktı ve bunların hepsi

ABD kökenli olacaktı.

(Teşekkürler Cüneyt Yeşilkaya)

Temel ve Bush

TEMEL
, Amerika’nın durduk yerde Irak’a saldırmasından rahatsız olmuştur. Bir yolunu bulup Başkan Bush’a telefon eder;

‘Alooo! Ben, Temel olarak size savaş açayrum haberunuz olsun!’

Bush
, gülerek yanıtlar;

‘Hehehe... Kaç kişilik bir ordun var ki?’

Temel düşünür; ‘Hmmm...kayinpirader İdrus, halaogli Tursun, kaavedeki arkadaşlar...’

ve yanıt verir;

‘9 kişidur daa!..’

Bush
içinden kıs kıs güler ve ciddi olmaya çalışarak;

‘Temel Bey, sizin 9 kişilik ordunuza karşılık Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden oluşmaktadır!..’ der.

‘Hmmm....’ der Temel; ‘Sizu pir süre sonra arayacagum’

Aradan birkaç gün geçer ve Temel, Bush’u yeniden arar;

‘Başkan, savaş ilanumuz geçerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karşi!..’

Bush
, ilgiyle sorar;

‘Neymiş bunlar?’

‘Hacan, bizim Tursun’un tiraktörü, benim cakaralmaz tüfek bi de kavedeki arkaşlardan birinin bicerdöveri...’

Bush
güler;

‘İyi ama benim tam 150 bin tankım, 30 bin uçağım ve 10 bin askeri gemim var! Haaa, ayrıca bu arada askerlerimizin sayısı da 3 milyon oldu!..’

Temel
yeni gelişme karşısında biraz sıkılmıştır;

‘Tamam, bir müddet sonra sizu yeniden arayacagum.’

Birkaç hafta sonra Temel, Bush’u yeniden arar;

‘Başkan, savaş ilanumuzu ceri alayrum.’

Bush
merakla sorar;

‘Neden?’

Temel
moralsiz biçimde yanıtlar;

‘Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savaş esirini barinduracak yerimiz yoktur!’

(Teşekkürler Onur)

Günün sözü

Yaşam, yana yana sönen ve her çocuk doğduğunda yeniden parlayan bir alevdir.

Bernard Shaw
Yazarın Tüm Yazıları