ANLAMSIZ bir uygulama yüzünden, milyonlarca emekli, üç yıla kadar hapse girme tehlikesiyle karşı karşıya!
Bu tehlike, emeklinin eşi, çocuğu, gelini, damadı ya da torununun aldığı bir fiş ya da emeklinin adını yazdırdığı faturadan kaynaklanıyor.
OLAY NE?
Sizi fazla merakta bırakmadan olayı açıklayalım.
Gerçek durumu yansıtmayan fiş ya da faturanın kullanılması 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasını gerektiriyor (Vergi Usul Kanunu Md. 359/a-2).
Şimdi bununla ilgili bazı örnekler verelim.
Havlu, bornoz, çarşaf alıyorsunuz. Alınan fiş ya da fatura, işçi ve memurun vergi iadesi için geçerli değil. O zaman, faturaya ailedeki emeklilerden birinin adı yazdırılıyor ya da alınan fiş onlara veriliyor. Çünkü, bu harcamalar nedeniyle, emekliler vergi iadesinden yararlanabiliyor. Böyle olunca, emekli gerçek durumu yansıtmayan fiş ya da faturayı kullanmış oluyor.
Ziynet ya da süs eşyası alan, billuriye veya züccaciye alan ücretliler, vergi iadesinden yararlanamıyorlar. Ancak, emekliler kendi harcamaları olmayan bu tür fiş ya da faturaları kullanabiliyorlar. Bu da yanıltıcı belge oluyor ve hapis cezasını gerektiriyor.
Otel, motel ya da pansiyonda kalanların, alacakları faturalar işlerine yaramıyor. Böyle olunca, faturaya emekli tanıdıklardan birinin adı yazdırılıyor. O da vergi iadesi alabiliyor. Daha sonra, otel kayıtları araştırıldığında, emeklinin o otelde kalmadığı anlaşılıyor. Yanıltıcı belge kullanıldığı ortaya çıkıyor. Bu da emekli açısından hapis cezasını gerektiriyor.
Genç bir kız, çalışan bir bayan, sık sık kuaföre gidiyor. Aldığı fişler ücretlilerin vergi iadesinde geçerli olmadığı için emekli aylığı alan, anneannesine veriyor. O da "vergi iadesi"alıyor. Bu da yanıltıcı belge...
İnceleme sırasında, vergi denetmeni, Emekli Neriman Teyze’ye, "Teyzeciğim, siz iki günde bir kuaföre mi gidiyorsunuz?" diye sorduğunda;
"Yok evladım. Torunum gidiyor. Fişini bana veriyor" dese yanıltıcı belge kullandığı ortaya çıkar. Bu da 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasını gerektiriyor. Neriman Teyze’ye ziynet ya da süs eşyasını, billuriye veya züccaciyeyi sorsalar, yine benzeri yanıtı alacaklar. Teyze ne bilsin Vergi Usul Kanunu’nun 359/a-2 maddesini!.. İşte, başlıktaki hapis cezası tehlikesi buradan kaynaklanıyor.
ANLAMSIZ UYGULAMA
Yazımızın başlangıcında "anlamsız bir uygulama yüzünden, emeklilerin hapse girme tehlikesi ile karşı karşıya olduklarını" belirtmiştik.
Gördüğünüz gibi, nedenini yetkililerin hatta ilgili Bakan’ın bile açıklayamadığı, garip bir uygulamayla karşı karşıyayız. 80 yaşındaki ninenin; kuaför gideri, tiyatro ve konser gideri, ziynet ve süs eşyası, oyuncak harcaması, otel, motel ve pansiyon harcaması, temizlik malzemesi, gazete ve dergi harcaması, yakıt parası nedeniyle, "vergi iadesi" var. İşçi ve memurun bu tür harcamaları için, vergi iadesi yok!..
"Bunun mantığı ne?" diye soruyorsunuz, bilen de yok açıklayan da...
Şu anda, milyonlarca insan, yasaya göre suç işliyor. Satıcılar soruyor "Ailenizde emekli var mı?" Alıcı, aldığı mal için emeklinin vergi iadesi alabildiğini öğrenince, ailesinden ya da komşusundan birinin ismini söylüyor. Suç işliyor. Emekli de bu fiş ya da faturayı kullanarak suç işliyor. Sonuçta, milyonlarca kişi, suç işlemiş oluyor.
Yaptırımı, hapis cezasına kadar uzanabilen bu anlamsız uygulamaya bir an önce son vermekte, ücretli ile emeklinin vergi iadesi farklılığını gidermekte yarar var.