Bu kez, mükellefi kod listesinden çıkarmadığı için Maliye’ye “tazminat cezası” uygulandı.
KOD OLAYI NEYDİ?
Unutmuş olabilirsiniz.
Türkiye’nin “domuz gribi dalgası” ile uğraştığı 2009 yılının Ekim-Kasım aylarında, “kod gribi” olarak, başka bir dalga yayılıyordu.
Örneğin;
- Malı satan firma, aradan 3 yıl geçtikten sonra adresinde bulunamamışsa, malı alan şirket veya şahıs, “Kod-5” e alınıyordu.
- Mal alınan firma, 3-4 yıl sonra defterlerini inceleme elemanına ibraz etmemişse, mal alan şirket yada şahıs yine “Kod-5” e alınıyordu.
- Mal alınan firmanın, sahte ya da muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenlediği veya kullandığı tespit edilmişse, bu firmalardan mal alanlar da SMİYB kullanmış kabul ediliyor ve “Kod-2” ye alınıyorlardı. YAŞIN YANINDA KURU
Anadolu’daki deyimle, bu uygulamada yaşın yanında kuru da yanıyordu. Mükellefin “Benim yıllar önce mal aldığım firma, adresini terk ettiyse, bulunamıyorsa veya defterlerini ibraz etmemişse, benim suçum ne?” diye itiraz etmesine itibar edilmiyordu.
Kendisine; “Aldığın faturada yazılı KDV’yi düzeltme beyannamesi ve faiziyle öde. Aksi halde vergi incelemesine ve koda (kara listeye) alınırsın” deniliyordu. TAZMİNAT CEZASI
Yakın zamanda yaşanmış bir olayda Kod-2 ve Kod-5 listesine alınan bir mükellef, olaya karşı direnmiş ve “kod listelerine alınma işleminin iptali” için yürütmeyi durdurma talebiyle dava açmış. Vergi mahkemesi de “yürütmeyi durdurma kararı” vermiş ama vergi dairesi, 84 No.lu KDV tebliği uyarınca talebin yerine getirilemeyeceğini ve esas hakkında verilecek kararın sonucuna göre, durumun yeniden değerlendirileceğini bildirmiş.
Bunun üzerine mükellef; Kod-2 ve Kod-5’ten çıkarılmasının ticari itibarını zedelediği, şirket temsilcisi ve ortaklarının ağır elem duyduğu gerekçesiyle “manevi tazminat”, aylık satışlarının da Kod-5’e alındığı tarihten itibaren yüzde 50 azaldığını belirterek “maddi tazminat” talebiyle, vergi mahkemesinde dava açmış.
Vergi mahkemesi de;
- Maddi zararın varlığı ve bunun tutarı açık olarak ortaya konulmadan, maddi tazminatın belirlenemeyeceği için somut belgelerle zarar ortaya konmadığı gerekçesiyle, maddi tazminat istemini reddetmiş,
- Yargı kararına rağmen mükellefin kod listesinden çıkarılmaması suretiyle şirketin ticari itibarının zedelendiğini, şirket temsilcisi ve ortaklarının ağır bir elem duyduklarını kabul etmiş ve mükellefe 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine, karar verdi. DANIŞTAY ONADI
Danıştay Üçüncü Dairesi’de 26 Mayıs 2010 Tarih ve E.2007/4267, K.2010/1716 sayılı Kararı ile Vergi Mahkemesi Kararı’nı onamıştır. (Kararın tam metni ve konuyla ilgili olarak Danıştay Tetkik Hakimi Eslem AYAZ’ın “Vergi Mahkemesi Kararlarının Uygulanmamasının Tazminat Yaptırımı” konulu makalesi bkz. Yaklaşım Dergisi, Kasım, 2010)
Yukarıda belirtilen karar vergi idaresinin haksız uygulamasında direnmesi ve somut belgelerle zararını ortaya konması durumunda, “maddi tazminat” şeref ve haysiyetinin zedelenmesi, firmasının prestij kaybı nedeniyle “manevi tazminat” ödenebileceğini ortaya koyması yönüyle önemli.
Vergi idaresinin, duruma göre bu cezayı ilgili memuru Anayasa’nın 129/5.maddesi uyarınca “rücu etmesi” de söz konusu olabilir.