GEÇTİĞİMİZ hafta, ‘‘Hayat Standardı Vergisi’’ tartışmalarıyla geçti. Çeşitli kesimlerden büyük tepkiler gelmese, bu yasa çıkacaktı, çıkınca da olanlar olacaktı... Zarar etse, hatta iflas etse dahi, esnaf, sanatkár ve tüccarlardan, milyarlarca lira vergi alınacaktı.
Yeni vergi arayışlarını görünce, Levent Kırca'nın, bir parodisini hatırladım. Bakmış ki, memleketin vergiye ihtiyacı var, o da kendi çapında yeni vergiler bulmuş. Örneğin;
Kelle Vergisi, Elle Vergisi, Ötücü Kuşlar Artık Ötmüyorlar Vergisi, Kaydırıkıplak Vergisi, Bulduk Kazları Yolalım Vergisi...
Bu vergiye gelince bir uyarıda bulunuyor; koymasına koyalım da, bu kazların yolunacak yeri kalmadı efendim...
Sonra devam ediyor;
Ek Telefon Vergisi, Ek Hayat Standardı Vergisi, Ek Geçici Vergi, Ek Kalıcı Vergi, Ek Gelir Vergisi, Ek ya Gelirse Vergisi...
O sırada yanındaki bayan eklemeler yapıyor: Allah ne verdiyse vergisi, çekeceği, tarağı, aynası olanların vergisi, bir bardak su içenlerin vergisi...
Program ve liste uzayıp gidiyor...
MÜREBBİYE, AŞÇI VE BAHÇEVAN
Yazılarını zevkle okuduğumuz Sevgili Bekir Coşkun da, bir yazısında ‘‘Hayat Standardı Vergisi’’nin ek göstergelerine tepki gösterdi. Bakın ne diyor:
‘‘Yat, kotra, sürat teknesi, özel uçak, mürebbiye, şoför, bahçıvan, aşçı, yarış atı sahibi olanlar, ‘hayat standardı' kapsamında ek vergi vereceklermiş..
Siz de öyle sanıyorsunuz.
Holding, anonim ve limited şirket sahipleri, ortakları ile kira ve faizden geçinen rantiye bu vergiden muaf.
Daha da açıkçası; tanıdığınız ne kadar irili ufaklı işadamı, zengin, holding sahibi, patron, rantiye varsa, neleri olursa olsun böyle bir vergi vermeyecekler.
Siz hiç özel uçağı olan bakkal duydunuz mu?.. Ya da mürebbiye sahibi, aşçısı, yatı kotrası olan, kaptan pilot çalıştıran köfteci?..
Peki bu tuhaf vergi neyin nesi?..’’
ŞEN MANAV LİMİTED ŞİRKETİ
Bekir Coşkun’u bile kızdıran ‘‘Hayat Standardı Esası’’ iyi ki yasalaşmadı. Eğer yasalaşsaydı, esnafa, sanatkára ve tüccara uygulanıp, holdinglere, diğer anonim şirketlere ve limited şirketlere uygulanmayacaktı. Öyle olunca da, ‘‘Bizim bakkal Limited Şirketi’’, ‘‘Şen Manav Limited Şirketi’’ gibi tabelalara rastlayabilecektik. Çünkü bakkal, kasap, manav ve diğer esnaf da şirketleşerek hayat standardı esasına göre, 7-8 milyar TL kazanç göstermekten kurtulabileceklerdi...
Neyse, ‘‘gece yarısı kovboyu’’ gibi, bir gece yarısı aniden gelen hayat standardı vergisi, tepkiler üzerine bir sonraki gece yarısı gitti de, bunlara gerek kalmadı...
TEBESSÜM
Vergiler ve halka hizmet
BİZİMTemel uluslararası ekonomi toplantısına katılır. Devletin topladığı vergilerin dağılımını tartışırlar. Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel...
Ortaya bir fikir atılır, ‘‘Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak?..’’
Amerikan vatandaşı söz alır;
‘‘Bizim Amerika'da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız. Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız...’’
Derken Avrupalı söz alır ve;
‘‘Bizim Avrupa'da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz. Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız...’’
Sıra bizim Temel'e gelir ve başlar anlatmaya;
‘‘Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. İnanun bizum öyle bir uygulamamiz yok... Biz de daha kisa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Biz de hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havada kalanlar da halka hizmet olarak geri döner...’’
HAYRET
At yarışı vergisi
GEÇEN haftaki yazımızda, at yarışlarında kazançlara yapılan ödemelerden, stopaj yapılmadığını yani vergi kesilmediğini, burada büyük bir vergi kaybı olduğunu belirterek, stopaj yapılması konusunda, ilgilileri uyarmıştık.
Uyarımız hemen etkisini gösterdi ve Meclis'te görüşülmekte olan vergi tasarısına bir madde de ‘‘at yarışları’’ için eklenerek, at yarışında kazananlara yapılacak ödemelere, yüzde 10 stopaj getirildi...
Böylelikle, önemli bir sorun daha çözümlenmiş oldu...
GÜNÜN SÖZÜ
Kötümser yalnızca tüneli, iyimser de, tünelin sonundaki ışığı görür. Gerçekçi ise, hem tünelle birlikte ışığı hem de gelecek treni görür.