Paylaş
Perşembe günü gittiğim Kayseri’de, Kayserilinin pratik zekasını yansıtan, ilginç bir örnekle karşılaştım.
Kayserili bir esnaf, 1.000 liralık cep telefonunu 10 liraya satıyor ve bundan da para kazanıyordu!
İLGİNÇ BİR BULUŞ
1 Şubat 2014 tarihinden itibaren, cep telefonu satışlarında “kredi kartlarına taksitlendirme kaldırılınca”, Kayserili de pratik zekasını çalıştırmış. Cep telefonuna taksitlendirme yasağını delmiş.
Cep telefonunu 10 liraya, cep telefonu kılıfını da 1.000 liraya satmaya başlamış.
Cep telefonunu alan kişi, 10 lirayı peşin olarak ödüyor. 1.000 liraya aldığı cep telefonu kılıfının parasını da kredi kartından taksitlendiriyor. Satıcı düzenlediği faturada da bunu;
- Cep telefonu 10 TL
- Cep telefonu kılıfı 1.000 TL diye belirtiyor.
“Bu iyiymiş, o zaman biz 10 TL’ye telefonu alıp, 1.000 TL’lik kılıfını almayalım” diye düşünmeyin, ikisi bir arada
satılıyor. İkisini birlikte alana bu uygulama var.
PRATİK ZEKÂ
İlk bakışta “İşte Kayserili’nin pratik zekâsı” dedirtecek bir uygulama.
Cep telefonunun KDV’si de kılıfının KDV’si de yüzde 18 olduğu için bu olayda Maliye’nin “KDV kaybı” yok. “Cep telefonu” düşük fiyata satılıyor ama “telefon kılıfı” cep telefonu fiyatına satıldığından, toplam gelirde de bir düşüklük olmuyor.
Duyduğuma göre, bu uygulama diğer illere de hızla yayılmış..
GÜNÜN SÖZÜ: Eğer hayatınızda hiç başarısızlık yok ise yeteri kadar risk almamışsınız demektir. H. NELSON
HAYRET
10 TL’ye satışta ince bir nokta
Vergi Usul Kanunu’nun “Kaçakçılık suçları ve cezaları” başlıklı 359/a-2 maddesine göre;
“Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte, bu muamele veya durumu mahiyet ve miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ‘muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge’ sayılıyor.” Bunun yaptırımı da “18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası” oluyor. Bu uygulamada “vergi kaybının bulunması” koşulu aranmıyor.
Cep telefonu satışının 10 TL, kılıfının 1.000 TL olarak belirtilmesi olayında da toplamda bir vergi kaybı olmasa da “gerçeğe aykırı yansıtma” nedeniyle “hapis cezası” uygulanabilir.
Aman dikkat!..
TEBESSÜM
Kayserili
Küçük bir kasabada yaşayan Yahudi, daha büyük bir şehre yerleşip, ticaret yapmak için eşeğine binip Kayseri’ye gitmiş. Bir hana yerleşen Yahudi, getir-götür işlerine bakan çocuğu çağırıp, para vermiş ve;
- Oğlum, git bana öyle bir şey alıp getir ki, hem ben yiyeyim, hem eşeğim yesin. Hem de sabaha kadar eğleneyim..
demiş. Parayı alan çocuk, “Peki amca” diyerek, çarşıya gitmiş. On dakika sonra, kucağında bir karpuz ile gelmiş. Yahudi’ye;
- Al Amca, bu karpuzun içini sen ye, kabuğunu eşeğin yesin. Çekirdeği ile de sabaha kadar eğlenirsin..
demiş. Bunu gören Yahudi;
“Bu şehirden bana ekmek çıkmaz. Küçük çocuğu böyleyse, kim bilir büyükleri nasıldır?” demiş ve sabahleyin erkenden, eşeğine binip Kayseri’den başka şehre gitmek üzere ayrılmış.
İsraf
Tabağına yiyebileceğin kadar yemek,
Hayatına sevebileceğin kadar insan al..
israfın lüzumu yok..
Tabaktaki fazla yemek karnını,
Hayatındaki fazla insan da başını ağrıtır..
(Teşekkürler Mehmet TÜRKMEN)
Taksimetre
Türk dediğin; taksiye bindiğinde yolu değil, taksimetreyi takip eder. (twitterdan.)
Virgülün önemi
Bir virgül ne kadar fark edebilir? Şimdi anlayacaksınız.
Örnek 1: Çekilsene ayı, göremiyorum!
Örnek 2: Çekilsene, ayı göremiyorum!
Fark ediyor değil mi?
Sinemadaki kadınlar
Sinemaya gittim. Film başladı ama önümdeki kadın bır bır konuşmaya başladı.
Filmdeki konuşmaları duymakta zorlanıyorum.
Sinirimden çıldıracak gibi oldum ve tam önümde oturan kadının omuzuna hafifçe dokunup;
“Afedersiniz duyamıyorum” dedim.
“Duymayın zaten” dedi sinirlenerek, “Özel bir şey anlatıyoruz herhalde!..”
(Teşekkürler Yıldırım TUNA)
Paylaş