Paylaş
Geçen yıl benim için oldukça yoğun geçti. Yer aldığım işlerden birini anlatacağım bugün... ‘Kız Kardeşim’, bir parçası olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyduğum, özel bir proje... Çalışan ve üreten bir annenin oğlu olarak, küçük yaştan beri kadının üretime katkısının hem ekonomik özgürlüğünü kazanması hem de erkek egemen toplumun kurallarını değiştirmesi açısından çok önemli olduğuna
inanıyorum.
Kadın emeği, değdiği her yeri güzelleştiriyor. Toplumu daha uzlaşmacı, daha modern hale getiriyor. Ama özellikle yıllardır erkek egemenliği altında olan sektörümüze kadın emeği, kadın şefler çok yakışıyor. Şemsa Denizsel ve Didem Şenol Tiryakioğlu bizim neslin en öne çıkan, hepimizin örnek aldığı şefler... Ebru Baybara Demir sadece bir şef olarak değil, Mardin ve çevresinden başlayarak tüm Türkiye’de üreticinin korunmasıyla ilgili, çevreye son derece duyarlı projeleriyle tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başarmış bir meslektaşımız. Yeni neslin başarılı temsilcileri Burçak Kazdal Apartıman’da, Pınar Taşdemir Araka’da, Çiğdem Seferoğlu da Hodan’da çok güzel işler yapıyor.
İMKÂNSIZI MÜMKÜN KILIYOR
Proje kapsamında çekilen ve dijital platform Exxen’de yayımlanan ‘İşte Kadınlar’ belgeselinde söylediğim gibi, iyi tarım yoksa iyi ürün yok. İyi ürün yoksa iyi yemek yok. O yüzden biz ‘Kız Kardeşim’ projesinde Anadolu’ya, üreticiye, tarıma ağırlık verdik. Türkiye’nin değişik illerinde, farklı kesimlerden üretici ve güçlü kadınlarla tanıştık. Belgeselde, projeyle yolları kesişen beş özel kadının ve çevresinin hikâyesini ayrıntılarıyla işledik.
İlk bölümde Sevgi Küçüksavlı’nın, Isparta’daki mandırasına konuk olduk. Kızıyla birlikte hayata tutunma mücadelesi veren Sevgi Hanım, kendi çiftliğindeki ineklerin gübresinden biyogaz üretiyor ve bu şekilde çiftliğinin ısınma ve yakıt ihtiyacını karşılıyor. Biyogaz üretimi oldukça masraflı... Sevgi Hanım’ın kendi mütevazı imkânlarıyla ve bir mühendis titizliğiyle kurduğu bu kapalı devre sistem, Karadeniz kadınının kıvrak zekâsı ve asla vazgeçmeyen inatçılığıyla imkânsızı mümkün kılıyor.
İkinci kahramanımız Aydın, Kuyucak’ta bir köyün kaderini değiştiren Yasemin Korkut. Meyve kurutma tesisi olan Yasemin Hanım sadece kendi kaderini değil, köyün pek çok kadınının kaderini değiştiriyor; uzun zamandır unuttuğumuz imece usulünü, emeği bölüşerek paylaşmanın keyfini hatırlatıyor ve birçok kişiye örnek oluyor.
Adana’daki Yeliz Tok’sa daha önce çöp arıtma tesisi olan arazilerini bir lavanta bahçesine dönüştürmüş. Tam bir aile işletmesi... Sadece lavanta üretilmiyor, aynı zamanda kafe olarak da bölge halkına hizmet veriyorlar. Sektörde kadın elinin değdiği her şeyin, bir çöplüğün lavanta bahçesine dönüşmesi gibi, hep güzelliğe ve lezzete yöneldiğinin en iyi örneklerinden biri.
KENDİ KÖYÜNÜ VE EMEĞİNİ YÜCELTİYOR
Bursa’da Zeyniler Çalıkuşu Kadınlar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden Mahinur Makar, Reşat Nuri Güntekin’in ‘Çalıkuşu’nda bahsettiği Zeyniler Köyü’nde, yeni Feride’lere, güçlü, çağdaş ve üretken Türk kadınlarına bir yol, bir umut oluyor. Kendi köyünü ve emeğini yüceltiyor.
Sevgi Kütüz ve köylüleri, Gaziantep’in Nurdağı Köyü’nde, anavatanı Hindistan olan moringa bitkisini ekiyor, üretiyor ve ülkemize kazandırıyor. Hayatı boyunca hiç şehir dışına çıkmamış bu güzel insanlar, Hindistan’a gidip moringa’yı inceliyor ve köylerindeki tüm kadınlarına ilham olacak bir iş başarıyorlar.
2018’de Kopenhag’daki ünlü yemek sempozyumu MAD’de, kadının sektördeki gücü üzerine pek çok söyleşiye katıldım.
O günden beri gerek kendi restoranlarımda gerekse elimin uzandığı tüm platformlarda kadın üreticiye ve istihdamına destek vermeye çalıştım. İstanbul’da önümüzdeki ay açacağımız yeni restoranımda da hem istihdamda hem de kullanılan ürünlerde kadın şeflere ve üreticilere öncelik vereceğiz. Pozitif ayrımcılık diyenler olacaktır. Kadın haklarına ve işgücüne desteğin bu kadar sıkıntılı olduğu bir ortamda, bu konuda pozitif ayrımcı olmaktan şeref duyarım.
Paylaş