Paylaş
Salgın bir gün etkisini kaybedecek.
Ancak, gerek beşeri alışkanlıklarımız gerekse ekonomide oluşan tahribat kısa vadede düzelmeyecek.
Dünya çapında bir felaket yaşıyoruz.
Yapacak bir şey yok... Sonuçlarına katlanma durumundayız.
İnsanlarımız büyük ölçüde evlere çekildi ve tedbirli bir şekilde hayatlarını sürdürüyor.
Bazı işyerleri üretimlerini mecburen askıya aldı.
Bazı sektörlerde ise faaliyet devam ediyor.
Genel olarak beyaz yakalı insanlar evde çalışma düzenine geçti.
Ama mavi yakalılar için değişen bir şey yok...
Üç büyük şehrimizin belediye başkanı sokağa çıkma yasağını öneriyorlar.
Tunç Soyer, insan hayatı her şeyden önemlidir anlayışında.
Merkezi hükümet bu konuda tereddütlü duruyor ve telkinlerle sürdürmeyi tercih ediyor.
Hizmetler sektörü nerede ise tamamen durdu.
Bizim ülkemizde milli gelirin yüzde 60’ı hizmetler sektöründe oluşur.
Burada günlük kazanan ve harcayan insan sayısı çok fazladır.
Bu iş nisan-mayıs derken, uzama eğilimine girerse ekonomik sıkıntılar had seviyede artar.
İşte, bu noktada dayanışmanın önemi ortaya çıkıyor.
Merkezi idare büyük bir bağış kampanyası başlattı.
İmkânı olan kurumlar bu talebe icabet ediyor.
Pek tabii, bu kampanyanın muhatabı geniş halk kitleleri değil...
Onlar aksine yardım bekliyorlar.
Devlet, anlaşıldığı kadarıyla Merkez Bankası imkânları da dahil olmak üzere piyasaları rahatlatıcı önlemler almaya devam edecek.
Pek tabii, beklenti batı ülkelerinde olduğu gibi daha kapsamlı...
Özellikle salgın nedeniyle gelirleri etkilenen insanlara doğrudan nakit ve gıda, temizlik malzemesi gibi ayni yardımlar aciliyet gösteriyor.
Bu anlamıyla kamunun yardım programlarının yanı sıra dernek, vakıf ve yerel yönetimler hep birlikte, el ele bir çaba içerisine girme durumunda.
Nitekim, İzmir’de bu anlamıyla ciddi organizasyonlar oluşturuluyor.
Büyükşehir Belediyesi tüm imkânları ile gayret gösterirken, imkânları olan insanlar sivil toplum kuruluşları gözetiminde ayni yardım paketlerini kurumsal toptancılardan kendi adlarına satın almak suretiyle bu amaçla oluşturulmuş depolara teslim edilmesini sağlıyorlar.
Açık söylemek gerekirse “iyi niyeti ve gereği” tartışılmaz olan bu çabaların her seviyede teşvik edilmesi makul olandır.
Şu aşamada yangının ortasındayız...
Kriz nereye evrilir, sonuçları ne olur, ne zaman biter, bilemiyoruz...
Bu konuları sonraki zamanlarda uzun uzun değerlendiririz.
Şimdi laf değil, iş zamanı. Haydi İzmir, herkes, hepimiz aynı gemideyiz.
Bu bilinçle el ele...
Paylaş