Seçim yaklaşırken

BU ülkede geleneksel olarak seçim öncesi iktidarlar tarafından “seçim kanunları” değiştirilir.

Haberin Devamı

2023 yılında hem cumhurbaşkanlığı, hem de parlamento seçimleri var.
Mevzuat gereği seçimlerle ilgili kanun değişiklikleri bir yıl geçtikten sonra uygulanıyor.
AK Parti iktidarı bu yolu tercih ederse 2022’nin ilk altı ayı içinde bir aksiyon alması gerekecektir.
Bilindiği üzere seçim barajının yüzde 10’dan yüzde 7’ye indirileceği deklare edildi.
Bu oran anketlere göre MHP ve HDP’nin elini rahatlatıyor.
Ama Saadet, DEVA, Gelecek partileri için yeterli gözükmüyor.
Bahse konu partiler için “ittifak” çatısı altında seçime girmek, şartlar değişmediği takdirde Meclis’e girebilmenin tek çözümü gibi duruyor.
Zira ittifak listesine dahil partiler için bir seçim barajı kısıtı öngörülmüyor.
Kulislerde, ittifaka dahil partilerin de en az yüzde 7 oranında oy almadıkları takdirde, oylarını yetersiz sayan bir seçim kanunu düzenlenmesi konuşuluyor.
Hani, ilave olarak, seçim bölgelerinin kaydırılması gibi klasik yöntemlerin dışında bahse konu bu düzenleme tüm küçük muhalif partilerin saf dışı edilmesi anlamına gelir.
Pek tabii ilk anda iktidar cephesinden bu durum “iyi bir fikir” gibi gözükse de bu şekilde dışlanan partilerin CHP ve İyi Parti çatısı altına girmesi, belki de erimesi sonucunu da doğurabilir.
Bu hal ne ölçüde iktidar tarafından tercih edilir, iyi düşünülmelidir.
Denilebilir ki, küçük partilerin sonuca etkisi sınırlıdır, o yüzden çok önemli addedilmezler.
Ancak Cumhur ve Millet ittifakları arasındaki yarış tek bir oyu bile önemli kılacak gibi duruyor.
Tabii ki en kritik oylar HDP’de.
Halihazırda yüzde 10’ların üzerinde bir potansiyelle HDP hangi ittifaka meylederse o tarafın kesin kazanacağı gibi bir görünüm var.
Bu arada HDP’nin siyasi duruşunun nerelere evrileceği, siyasetin doğası gereği belirsizlik içeriyor.
Normalde, medeni ülkelerde seçime giden süreçlerde sürpriz gelişmeler beklenmez.
Ama Türkiye’de nedense bu seçime ilişkin her türlü senaryo konuşulur oldu.
Hatırlanacağı üzere Haziran 2015’te yapılan genel seçimlerde hiçbir parti Meclis’te çoğunluğu sağlayamamıştı.
Bunun üzerine Tayyip Erdoğan koalisyon görüşmelerine gerek görmeden kasım ayında seçimleri tekrarlatmış ve AK Parti oyunu 5 ay içinde yüzde 40.9’dan yüzde 49.5’e çıkartmıştı.
Bu hızlı değişim hafızalardan henüz silinmemiştir.
Neticede, siyasal tarihte 20 yılı aşan iktidarların seçim kaybedilse bile, hele Ortadoğu coğrafyasında değişiminin kolay olmayacağı bilinir.
Bu nedenle mevcut iktidar her türlü imkânı zorlamak isteyecektir.
Ezcümle, ülkeyi çok hareketli bir 20 ay bekliyor.
Umarız, eksik ve aksak demokrasimiz bu sınavdan “kırık not” almadan çıkmayı başarır.

Yazarın Tüm Yazıları