Savaş insanlık dramıdır

SAVAŞ kötü bir şeydir. Hele günahsız siviller zarar görüyor ise...

Haberin Devamı


Filistin ve İsrail arasında bayram öncesi başlayan ve devam eden acımasız bir süreç var. Hükümetimiz Filistinlilerin tarafında, Netenyahu yönetimini “Terörist Devlet” olarak nitelendiriyor. Buna mukabil İsrail Devleti de, pek çok Batı ülkesi gibi Hamas’ı terörist olarak değerlendiriyor. Her iki taraf sivillerin yerleşim yerlerine bombalar yağdırıyor. Türk Medyası daha ziyade her yaştan Filistinlilerin mağduriyetlerini paylaşıyor. Bakınız; Müslüman dayanışması anlaşılmaz bir şey değildir. İsrail Devleti orantısız güç de kullanıyor olabilir. Ama Hamas da sütten çıkmış ak kaşık değildir.
Her iki tarafta da masum insanlar maalesef bu çekişmeden etkileniyorlar. Hele çocukların ölmesi vicdanlarımızı kavuruyor, isyan ediyoruz. İzmir’de Musevi vatandaşlarımızın çok sayıda akrabaları İsrail’de yaşıyor. Bu insanların günlerdir sığınaklarda çoluk çocuk korkuyla bekleştikleri haberlerini alıyoruz. Tıpkı Filistinli aileler gibi, bu lanet savaşın ortasında çaresizliklerini yaşıyorlar.
Aidiyetlerimizden öte, insani duyarlılığımızı esas almamız gereken zamanlardayız.
O topraklarda kimin kimden önce hakkı olduğu bir kördüğümdür. Hiç şüphesiz sıradan insanlar, Yahudi ya da Filistinli olsun, vatan diye bekledikleri bu yerlerde sadece huzur talep ederler. Fanatiklerin bu neviden provakasyonları İsrail Devleti içinde oluşturulmaya gayret edilen Arap-Yahudi nüfus arasındaki barış iklimine umarız kötü etki etmez. Sorunlar daha da olumsuzluğa sürüklenmeden her iki kesimin makul insanlarının bu anlamsız savaşı sonlandırmalarını temenni ediyoruz.

-----

Türk tipi sosyalist

Haberin Devamı

BU ülkede sosyalistler geleneksel olarak Kemalizmle çekişme içine girmemişlerdir. Kurtuluş savaşının batılı emperyalistlere karşı kazanılmış olması onları rejime zihnen yakınlaştırmıştır. Zira anti sömürgeci her mücadele aynı zamanda ezilenden ve emekten yana bir tutumdur, bu sebeple Kemalizm ve sosyalizm birbirleriyle bağdaşır görülmüştür. Oysa Cumhuriyet ideolojisi milliyetçiliğin bir özel türü olan Ulusalcıdır ve sosyalizmin enternasyonalist anlayışından tamamen farklıdır. Yanı sıra, Kemalizm özel mülkiyete karşı değildir, ülke tasavvurlarına uygun olarak toplumu homojenleştirmeye çalışmıştır.
İttihat Terakki ile başlayan süreçte gayrimüslim nüfus tasfiye edilmiş, diyanet denetimli bir Sünni Müslümanlık anlayışı ön plana alınmış, kültürel bir şemsiye yaklaşımıyla Türk’lük kimliği esas kılınarak tüm etnisitlerin geri plana alınması hedeflemiştir.
Bunca farklılığa rağmen Kemalizm’in “ülkemiz sosyalistlerine” yakın gelmesinin bir diğer sebebi de, Arap Müslümanlığı’nın dominant unsurlarına set çeken bir “laiklik” anlayışına sahip oluşudur. Sosyalist ideoloji, felsefesi gereği materyalist ve tüme varımcıdır, milliyet ve din başta olmak üzere kimlik ayrımcılığını reddeder, sadece “insan” odaklı olduğu iddiasındadır. Kendisinden önceki tüm kurum, kural, ahlak ve mitosların bir sömürü düzeni için oluşturulmuş olduğunu varsaydıkları için, “din” olgusuna da mesafelidir. Bir kısım sosyalistler bu sebeple laiklik ilkesi üzerinden kendilerini Kemalizm’e yakın hissetmişlerdir. Hele muhafazakârların “laiklik dinsizliktir” söylemi karışık zihinlerinin Cumhuriyet rejimine bir kere daha yakınlaşmalarına vesile olmuştur.Ancak Kemalizm hiçbir zaman kendilerine “mültefit” olmamıştır.
Sosyalistlerimiz her dönemde bu iki ideolojinin birbirleriyle alakasızlığına dair çok sayıda tecrübe yaşamış olsalar da, hala pek çoğunun zihinlerinde Kemalizm, muhtemelen Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün ve karizmatik kişiliği sebebiyle, bir dokunulmazlık koruması altındadır.

Yazarın Tüm Yazıları