Paylaş
Geçmişte 2007 yılında Özelleştirme İdaresi tarafından açılan ihaleyi Global-Hutchison- İhracatçı Birlikleri, konsorsiyumu 1.275 milyar Dolar teklif vererek kazanmış, ancak açılan davalarda süreç uzayınca bahse konu konsorsiyum ihaleden çekilmişti.
Aradan geçen zaman içerisinde Aliağa limanları devreye girdi. Hemen arkasından Çandarlı, limanlar bölgesi olarak ilaveten projelendirildi. Bahse konu yerlere otoyol ve demiryolu imkanları sağlandı. Neticede Alsancak, konteyner limancılığı için sınırlı kapasitesi ile cazibesini kaybetti. Şimdi bu limanı sözünü ettiğimiz yerlerle rekabet edebilir hale getirebilmek çok anlamlı gözükmüyor. Her şeyden önce yeni nesil gemilerin 19 metre derinlik gerektirmesi, köhnemiş liman zemininin dev vinçler için sıfırdan güçlendirilmesi gibi elzem ve pahalı yatırımlar, pek çok çevresel ve ulaşım sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Kilometreler boyunca sürekli derinleştirmelerle çıkartılacak körfez çamurunun nereye def edileceği, çözümü zor bir soru olarak karşımıza çıkıyor.
Diyelim yıllık 2 milyon TEU’luk bir kapasite oluşturuldu, kent trafiğinin yüzlerce tırlarla nasıl kilitleneceğini tahmin etmek zor değil. Neticede bu liman bu haliyle ticari olarak sembolik yapısı korunsa da, esas fonksiyonunun kruvaziyer turizm olması makul seçenek gibi duruyor.
Özetle; bu yerde dev bir ticari liman şehircilik prensipleri ile uyuşmuyor. Bu güçlükler ve itiraz ihtimalleri ortadayken yabancı sermaye hangi sebeplerle bu limana ilgi duyar, bunu tam bilemiyoruz. Hele 500 milyon dolar gibi bir rakam, konu limancılık ise bugünün gerçeklerinde yüksek bir rakam. Satın alacaklar konteyner limancılığı yapmak istiyorlarsa Çandarlı çok daha rasyonel duruyor. Bu arada Alsancak liman arazisi, gayrimenkul olarak belki de İzmir’in en kıymetli yeri. Herhalde satış sonrası bir gayrimenkul projesi söz konusu değildir. Kaldı ki “yap-işle-devret” kapsamında bu yolu hayal etmek bile mümkün değildir herhalde.
Aksi durum bırakın yargıyı tüm kent bileşenlerinin haklı tepkisine konu olur. Niyet okumak durumunda bırakılmadan, bir an önce İzmir kamuoyu bilgilendirilme ihtiyacı giderilmelidir.
Paylaş