Karaburun hattı

İZMİR’in Batı’ya doğru açılan yarımadası bu aralar çok popüler.

Haberin Devamı


Çeşme ve Alaçatı... Biliyorsunuz, aldı başını gidiyor.
Urla, özellikle İstanbullular için adeta bir “hayaller ülkesi”.
Seferihisar, “sakin şehir” atağından sonra yaşam yorgunlarının gözdesi olma yolunda.
Tüm bu yerler hoyrat bir imar anlayışına aşırı ölçüde kurban olmadıkları için şanslılar.
Özellikle Çeşme en başından hep disiplinliydi.
Kuşadası’nın yanlışlarına düşmedi.
Şimdilerde yeni bir yer “trend” oluyor.
Yarımada’nın kuzeyi, yani Balıklıova, Mordoğan, Karaburun hattından söz ediyoruz.
Bu yerleşim yerleri her açıdan daha mütevazidir.
Hani Çeşme’nin deli rüzgarlarının olmadığı, sürpriz koylara sahip, dingin, yeşili bol ve keyifli yerlerdir buralar.
Ama gelişigüzel imar uygulamaları güzelim beldeleri, maalesef biraz hırpalamış.
Düşük kaliteli binalar, savruk, gustosuz, bütünü gözetmeyen, estetik yoksunu bir anlayış, bahse konu tabiat harikası yerleri aşağıya çekmiş, çekiyor.
Umarız bu gidişe müdahale edilir.
Zira, “yeni yoluna” kavuştuktan sonra daha da kıymetlenen bölge, diğer tatil yörelerinin tecrübelerinden istifadeyle Ege’nin yeni yıldızı olmaya adaydır.
Şüphesiz rant histerine kurban olmayan, “insana” ve “tabiata” saygılı bir gelişmedir kastettiğimiz.

-----

Ton farkı

Haberin Devamı

AK Parti iktidarı FETÖ meselesinde Batı dünyasına, özellikle de ABD’ye tepkili.
Seçilmiş bir yönetime karşı silahlı bir darbe girişimine nasıl olur da duyarsız kalınır, anlamaz rollerdeler.
Oysa bu durumun basit bir izahı olduğunu biliyorlar.
ABD, “Ilımlı İslam” projesi kapsamında desteklediği AK Parti ile FETÖ arasında sadece “ton” farkı görmüştür. İşin reeli, zaten bizim demokrasimizi de hiçbir zaman ciddiye almamıştır. Hele iktidar kontrol dışına çıkma eğilimi gösterirse, bu durumu gizleme gereği de duymazlar. FETÖ Amerikan çıkarları ile uyumlu bir duruş vaat ediyordu.
AK parti ise Amerikan çıkarlarını yeri geldiğinde tartışan, bağlı olarak tam güven vermeyen hafif bir “başına buyrukluk” hali sergiliyor.
Özetle ABD, aynı ekip içinde “oyun bozan”ın yanında durmayı tercih etmiyor.

-----

Tadı kaçıyor

İSLAMCILAR bu ülkede artan ölçüde morallenmeye başladı.
Artık temkinli bile değiller.
Varsayın ileride iktidar değişti.
Bu kişiler acaba alıştıkları “konfordan” vazgeçebilecekler mi?
Ya da “kazanımlarına” el uzatanlara müsaade edecekler mi?
Baştan söyleyelim...
Bu ülkede muhafazakarların iktidar denkleminden düşmesi çok uzak bir ihtimaldir.
Hani en fazla koalisyon ortağı olurlar.
Laikler, zannetmesinler ki, 20 yıldır gördükleri “kabustan” bir seçim sonrasında uyanacaklar ve iktidara İsmail Cem tarzı bir lider gelecek.
Böyle bir dünya artık yok...
Neyse, mevzumuz, yüzde 10’u geçmeyen “vehabileşme” heveslilerinin olası bir iktidar değişikliğinde önlerinin kesilip kesilmeyeceği.
Diğer anlatımla, bu fütursuz gidişi durdurmak mümkün müdür?
Hissiyatımız odur ki, bahse konu radikalleri hizalamak kolay olmaz.
Kaldı ki, bu frensiz anlayış mevcut iktidarı da bir müddet sonra rahatsız edecektir.
Zira AK Parti pragmatiktir ve muhtaç olduğu %51 için “merkezden” fazla uzaklaşamaz.
Dolayısıyla bahse konu “paslı metal gıcırtısı”na bir müdahale şaşırtıcı olmayacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları