İzmir İktisat Kongresi

CUMHURİYETİMİZİN 100’üncü yılına yaklaşırken çok önemli yıldönümleri de ardı ardına gelmeye başladı.

Haberin Devamı

Bu yıl 9 Eylül’de İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yılını kutlayacağız. Diğer bir önemli yıldönümü de ‘İzmir İktisat Kongresi.’ 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihinde, Banka-Han’da 1135 Delegesi ile Kazım Karabekir’in başkanlığında; çiftçi, tüccar, sanayici ve işçi temsilcileri ile tarihi bir kongre yapıldı. Harpten çıkmış ve Lozan Antlaşması’nın 5 ay öncesindeki bu kongrede, ülke ekonomisinin hangi esaslara göre oluşturulacağı tartışılmış ve önemli kararlar alınmıştı. Tabii ki, cılız bir özel sektör ve çok sınırlı bir sermaye birikimi sebebiyle devletin iktisadi hayat içerisinde ağırlıklı bir rol almasının elzem olduğu bir karma ekonomik model öngörülmüştü. Finansman, üretim, gümrük, vergi ve lojistik gibi temel konularda stratejik yönelimler tespit edilmişti. Sonraki süreçlerde 4 kez daha toplanan kongre, en son 2013 yılında düzenlendi.
Şimdi 100’üncü yılda tekrar bir hazırlık söz konusu. İlk işaret fişeğini Sayın Vali’miz attı. Yıkılmış olan tarihi kongre binasını, aynı yerde aslına uygun olarak inşa edeceklerini açıkladı. Büyükşehir Belediyesi’nin de görkemli bir kutlama planladığı açıklanmıştı. Bu arada kentin tüm sivil toplum kuruluşları da 100’üncü yıla yakışan bir kongre düzenlemesi heyecanı içinde.
Belirtmek gerekir ki “İzmir İktisat Kongresi” isim hakkı sadece devlete ait. Bu sebeple bir kamu organizasyonu söz konusu olacaktır. İzmir’in sivil toplum dünyasında hep bir Türkiye ‘Yaz Davos’u’ hayali konuşulur. Hatta bu iş için yer olarak Çeşme yakıştırılır. Mesela, 5-6 günlük bir etkinlikte, dünyaca ünlü siyasetçiler, iş insanları, akademisyenler, gazeteciler bir araya gelsinler, pek çok konu başlığı altında ayrı ayrı paneller düzenlensin, kritik kararlar, sonuç bildirgeleri oluşsun, ekonomi ve siyaset dünyasının nabzı burada atsın...
Böyle bir şey hayata geçirilebilir mi?
İzmir İktisat Kongresi böylesi bir çerçeve içinde kalıcı ve sürdürülebilir bir çizgiye dönüştürülebilir mi? Hiç şüphesiz, sadece kentin değil, tüm ülkenin bilinirliğine ve tanıtımına müthiş bir katkı sağlayacak bu etkinlik hangi şartlarda mümkün olabilir? Bu neviden bir etkinliğin uluslararası bir kabule dönüşmesi için ilk koşul, o ülkede 1. sınıf bir demokrasinin var olmasıdır. Zira, hemen her konunun özgürce tartışılacağı bir ortam oluşturulması esastır. Özetle; sıradan bir organizasyon İzmir İktisat Kongresinin anısını yüceltmez, bilinenler tekrarlanır ve kalıcı bir iz bırakmadan bir vasat etkinlik olarak sadece bir ‘istatistik’ olur.
Açık söyleyelim, 5. Kongre 2013’de aynen böyle olmuştu.

Yazarın Tüm Yazıları