Fiyatlama arsızları

ÜLKEDE fiyatlama davranışları tamamen bozuldu. Hiçbir maddi temele dayanmadan talep edilen bedeller, dönüp bu arsızlığı yapanları da vurmaya başladı. En fazla tepki turizm sektöründe. Örneğin Bozburun’un her daim sezonda tıklım tıklım olan butik otellerinde günlük konaklama 25.000 TL. Bir vesile bu otellerden birisine giden dostumuz, doluluk oranının bu ve benzeri otellerde yüzde 20'lerin altında olduğunu gözlemiş. Az katlı bir inşaat, birkaç şık mobilya ve otantik süslemelerden nasıl böylesi fiyatlara ulaşılıyor, bir insaf kalıbına sokmak mümkün değil.

Haberin Devamı

 

Dünyada benzer beldelerde bu fiyatların üçte biri söz konusu. Medyada okuyorsunuz, popüler turistik yerlerin tamamında çok kötü bir sezon geçiriliyor. Ancak hala bir “akıllanma” belirtisi yok. Geçenlerde Çeşme Ilıca'da tek kişi bir porsiyon sade kıymalı pide ve ayran siparişi verdim. Gelen hesap 430 TL. Hani, sıradan pideciden söz ediyorum, beach mekânı falan değil. Yerin sahibi vergi rekortmeni olarak haberlere konu olmuştu.  Abartılı maliyet hesabı yapıldığında, ki dükkânın kirası da yok, maliyet 50 TL'yi zor bulur.  Bu arada çalışanların da bahşişler nedeniyle asgari ücrete razı olduklarını tahmin ediyorum.  Bereket, hiç olmazsa fişini tam kesiyor ki, rekortmen olmuş.

Yine bilinen bir pastanesinde bir top dondurma için 90 TL isteniyor. Sahilde gezinirken tur tekneleri gözüme çarptı.  Bazıları takribi 100 kişilikti. Günlük gezi bedeli tabelada kişi başı 1500 TL yazıyor.  Kısa metraj bir iki koy ve Eşek Adası’na gidiş ve son derece vasat bir menü ile her halde maliyetin on- on beş katı para isteniyor. Lüks restoranlar bahsine hiç girmiyorum. Ancak orada da ne kadar temkinli sipariş verirseniz verin, 3-5 bin liradan aşağıya kurtulmanız zor duruyor. Beach’lerden söz bile edilemiyor. Giriş ücreti yetmediği gibi, asgari harcama limitleri şart koşuluyor, minimum rakamlar birkaç binler mertebesinde.

Haberin Devamı

 Tüm bu masrafa kalkışanlar, üst gelir seviyesinde olanlar. Orta ve alt gelirliler zaten evlerinden dışarı çıkamıyor, pek çoğu adeta “ölü taklidi” yapıyor. Türk lirasının endazesinin kaçması, şüphesiz bu konularla sınırlı değil.  Elektrik, su, ulaşım, ev ve dükkân kiraları, temel gıda, okul ücretleri, kreş, servis, kozmetik… Aklınıza ne gelirse, rakamlar tutturabildiğine şekillendiriliyor. Bahse konu ekonomik program, sanki asgari ücretlilerden fedakârlık üzerine inşa edilmiş. Mevsimsel şartlar daha da zorlaşınca tepkiler, feryada dönüşecektir. Umarız ahlaki erozyon ve hemen arkasından sosyal barış kontrol dışına taşmaz. Ücretlerin, talebin ve döviz kurunun bu denli baskılanması ekonomiyi giderek sıkıntıya sokmaya başladı. Yakında kapanan iş yerleri, bağlı olarak işsizlik kendini kaçınılmaz olarak daha bir gösterecektir. Tünelin sonunda vaat edilen ışığa kavuşulamaz ise, bu yaşananlar tüm siyasi partilere (merkezi ya da yerel) çok büyük fatura çıkartır.

Yazarın Tüm Yazıları