Paylaş
Ama üçlü kutuplaşmış toplumun muhafazakâr ve Kürt kesimleri aynı heyecanı duymuyor.
Atatürk ve arkadaşları tarafından yeni bir devlet kurulduğunda aynı anda yarış başlattılar.
Ülkede yaşayan insanlar “Cumhuriyet Devriminin” değerlerine göre bir çoğunluk oluşturabilecek ve hakim kültür haline gelecekler miydi?
Cumhuriyetin orta vadede kalıcılığını belirleyecek ana faktör buydu.
Gelinen noktada kurucu değerlerin yetiştirdiği insanlar azınlıkta kaldı.
Bu neden böyle oldu, aksi mümkün müydü... Ancak akademik birikimle ve önyargısız bir bakışla tartışılabilecek konular.
Şimdi an itibari ile cumhuriyetin, “dine nispeten mesafeli seküler kitleleri” 2000’li yılların başlarına kadar süren ve onları güvence altında tutan düzenin değişmesi nedeniyle endişeli olsalar da “yenilmişlik duygusu” içinde değiller.
Esasında ülkenin kıyılarında çoğunluk olmasının getirdiği özgüven ve doğru seçim stratejileriyle tekrar iktidar olabileceklerine dair umutlarını muhafaza ediyorlar.
Ama ülke öylesine zihinsel olarak bölünmüş durumda ki, iktidar olanın rövanşist tutumları bu defa muhalefete düşmesi halinde, mevcut iktidar değerlerini savunanlar yönünden benzer bir mağduriyet duygusu oluşturacaktır.
Kapanmayan yara “Kürt meselesine” hiç girmiyoruz.
Böylesine bir “yarılma” söz konusu iken, cumhuriyet kutlamasına alınan tutum karşılıklı olarak bir “husumet deşarjına”, bir “güç sınamasına” dönüşüyor ki, bu acı bir durum.
Yapılması gereken, Türkiye’nin her bir kesiminin bir bilek güreşi anlayışından vazgeçerek bir toplumsal mutabakat arayışına geçmesidir.
Aksi taktirde bu memlekete asla huzur gelemez.
---------------------
İzmir’in Valisi
Dr. Süleyman Elban
YENİ bir İzmir Vali’miz var.
Sayın Süleyman Elban.
Atama haberi gelir gelmez, önceki görev yeri olan Adana’da iş dünyası örgütlerinden çok olumlu referanslar yağdı.
Vali ile İzmirlilerin ilk karşılaşması ESİAD’ın düzenlediği Yatırım Zirvesi’nde oldu.
Vali Elban o ortamda daha önce pek alışık olmadığımız “dopdolu içerikli” kısa bir konuşma yaptı.
Klasik protokol konuşmalarının ötesinde iş dünyasına yönelik iki keskin ve çok doğru gözlemini ifade etti.
Birincisi, kentimizin de kronik problemi olan “sanayi arsası” kıtlığına ilişkindi.
Zaten çok zor koşullarda üretilen organize sanayi bölgelerine, tamamen gayrimenkul spekülasyonu amacıyla bir kısım iş insanlarının yüksek metrekarelerde arsa satın almalarına dikkat çekti.
Bu defa gerçekten ihtiyacı olanlar, bu kişilerden fahiş fiyatla sanayi arsası devir alma durumunda kalıyorlar.
Vali bey böylesi amaç dışı uygulamalara izin verilmeyeceğini açıklayarak çok önemli bir soruna doğrudan müdahil olacağının mesajını verdi.
Diğer değindiği husus, son dönemlerde adeta “moda” olan halka arz furyasına ilişkindi.
Hemen her seviyedeki firmanın gönlünden geçen bu durum, beraberinde kötü niyetlilerinin de iştahını kabartıyor.
Bazı manipülatif iş birlikleri küçük boyutlu halka arzlarda kağıtları suni şekilde şişirip küçük yatırımcıyı ciddi zarara uğratmayı iş edinmiş durumda.
Sayın Vali bu konuya da dikkat çekerek, bir anlamda uyarı vazifesini yerine getirdi.
Yine geçen hafta ESİAD’ın Avrupa Birliği ile birlikte bir cumhuriyet kutlama etkinliğinde, o gün için beklenen “Milli Yas” nedeniyle tedbiren bir erteleme kararı alınsın mı, diye kendisine sorulduğunda, “henüz açıklama yok, programınızı uygulayın” diyerek, kutlamanın aslında “Yas” kapsamında bir eğlence olamayacağı duygusunu ESİAD’lılarla paylaştı.
Benzer bir duyarlılığı “Yas”ın bittiği saatlerden hemen sonra başlayan EGİAD Cumhuriyet kutlama gecesi için de gösterdi.
Değerli Süleyman Elban Valimizin tabii ki bizim takdirlerimize ihtiyacı yoktur.
Ama bir “Devlet Adamı” ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor.
İzmir’e hoş geldiniz Sayın Valim.
-----
TUNÇ SOYER
BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanımız Tunç Soyer İzmir’i hiç olmadığı ölçüde uluslararası platformlarda ön plana çıkartıyor.
Bu anlamda birkaç gün önce gelen bir haber şimdiye kadar olanların üstünde, olağanüstü bir gelişme.
Tunç Başkan Avrupa Konseyi’nin Bölgeler Meclis Başkanlığı’na sosyalist grup tarafından aday gösterildi ve de seçildi.
Her ne kadar AB sürecinde ülke olarak arzu edilen mesafeleri alamıyor olsak da, temsil kabiliyeti ve entelektüel seviyesi yüksek kişilikler diğer onlarca ülke adaylarının önüne geçebiliyor ve Türkiye’ye çok önemli bir pozisyon kazandırabiliyor.
Tebrikler Sayın Başkan.
Paylaş