Bayramlar ayrıştırma vesilesi değildir

BU ülkede yaşayanların tamamının üzerinde mutabık olduğu özel gün “18 Mart’tır” diye gözlüyoruz.

Haberin Devamı

 

Hem laik kesim, hem de muhafazakarlar, Osmanlı coğrafyasında yaşayan Kürt ve Yahudi kesimler dahil “Çanakkale direnişini” sahiplenirler.
Diğer özel günler bilinen sebeplerle aynı heyecanla “yekpare” kutlanmazlar.
23 Nisan ve 29 Ekim’e muhafazakarlar daha bir ihtiyatla bakarlar.
Bir anlamda Cumhuriyeti hilafetin kaldırılma sebebi olarak algılarlar.
30 Ağustos konusunda da tıpkı 18 Mart gibi sıkıntı yoktur.
27 Mayıs’ı bayram ilan eden Milli Birlik Komitesi, Demokrat Parti’ye oy veren milyonları herhalde ikna edememiştir.
Aksi iddia edilse de “dini bayramlar” her kesimde farklı ağırlıkla yaşanmaktadır.
Diyeceğimiz, “Bayram” mevzusu önemlidir. Paydası ne kadar büyük olursa, o ölçüde “tek millet olma”, aidiyet bütünlüğünü hissetme, ülkü birliğini yaşama vesilesi olurlar.
Açık söylemek gerekirse; hakim otoritenin ısrarı ile sahiplendirilmeye çalışılan özel günler, sırf bu nedenlerle hak ettiği önemde algılanmaz ve haksızlığa uğrayabilirler.
15 Temmuz esasında çok değerli bir gündür.
Bu ülkenin tarihinde pek görmediğimiz bir “direniş ve karşı koyuş”un onurlu sembolüdür.
Ancak, kutlamaların kapsayıcı bir anlayışla kurgulandığını pek söyleyemeyiz.
Laik kesim, 15 Temmuz kutlamasını bermutat tribünlerden seyretmiştir.
Bu böyle mi olmalıdır?
Kim, nerede, ne yanlış yapmaktadır?
Kızmadan, darılmadan bunları sağlıklı bir şekilde değerlendirmeli, gerekirse karşılıklı özeleştiri yaparak düzeltmeye çabalamalıyız.

-----

Saygısız motorcular

Haberin Devamı

İZMİR şehir içinde motosiklet sayısı gözle görülür biçimde artıyor.
Ancak, trafikte bu araç nasıl kullanılır, adabı, usulü, mevzuatı nedir, bu mevzuda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz.
Her şeyden önce, motosiklet tıpkı dört tekerlekli araçlar gibi bir vasıtadır.
Yani trafikte özel bir ayrıcalığı yoktur.
Bağlı olarak, sıkışan trafikte aralardan zig-zaglar yaparak süzülmeleri, otomobillerin sağından solundan fütursuzca geçmeleri, emniyet şeritlerini kendilerine tahsis edilmiş özel bir yol zannetmeleri, kabul edilebilir şey değildir.
Trafikte yarattıkları tehlike kendileri açısından çok daha vahim neticelere yol açacağı kesinken, durduk yerde diğer araç sahiplerinin de başını belaya sokacak niteliktedir.
Vahşi trafik anlayışımız nedeniyle zaten hep risk içerisinde olan düzgün sürücüleri tenzih ederek, kural tanımayan motorcuları 3’üncü sayfa haberlerine konu olmamaları temennisiyle “kurnazlıktan” arınmaya çağırıyoruz.

-----

Faiz düşerse

Haberin Devamı

25 TEMMUZ’da Merkez Bankası’nın faizleri indirmesi bekleniyor.
Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanı öteden beri yüksek faizin enflasyona yol açtığını ifade etmektedir.
Bu sebeple yüzde 24 seviyesinde olan faizlerin birkaç puan indirilmesi sürpriz olmayacaktır.
Kimi iktisatçılar bu yaklaşıma yol açan siyasi otoritenin mantık kurgusunu şöyle açıklıyor;
“Faizin düşmesi TL cinsinden mevduatı cazip olmaktan çıkarır ve insanlar mevduatlarını harcamaya, büyük ölçüde gayrimenkul yatırımlarına yönlendirir. Faizin düşmesi yine döviz fiyatlarını yükseltir. Bu gelişme yeterli kazanım elde ettiğini düşünen döviz mevduat sahiplerini dövizlerini bozmaya ve yine gayrimenkule talep oluşturmasına sebep olur. Neticede gayrimenkul piyasasındaki hareketlenme ekonomiyi olumlu yönde tetikler.”
Hani bu mantığını eleştirilecek pek çok yönü var. En azından yabancı portföy yatırımlarını olumsuz etkileyeceğini söyleyebiliriz. Neyse, böyle bir yaklaşımı bilin istedik.

Yazarın Tüm Yazıları