Paylaş
Karşıyaka, Göztepe, Altay, Altınordu, İzmirspor, Buca, Menemen...
Bu takımların ilk üçüne gönül verenler sayıca daha fazladır.
Geçmişlerine bakılınca, bugünkü adıyla Süper Lig’de en uzun süre oynamış takımlardır bunlar.
Ancak imkânlarının sınırlı olması nedeniyle üç büyüklerin hegemonyasını kıramamışlardır.
Bu anlamıyla şampiyonlukları yoktur.
Bu yüzden bölgesel kalmışlardır.
Ama 1912 yılından itibaren ortalama 100 yıllık mazileri ve gönlü her daim çarpan taraftarlarıyla üç büyük kulübe karşı hiç bir şekilde eksiklenmezler.
Oxford’da okuyamadılarsa, temel sebebi yeterli mali imkânlara sahip olamayışlarıdır.
Oysa, futbol netice itibariyle bir endüstridir ve onu ekonomik olarak besleyen tutkulu bir seyir sporu olmasıdır.
Bu yıl Başakşehir şampiyon olmuştur da ne olmuştur?
Kaç kişi TV’de izlemiş, keyiften kendinden geçmiş, sabahlara kadar kutlamıştır?
Pek tabii, “benim seyircim var” demek yetmez.
Kulübüne bağlı olduğunu, onu desteklediğini söyleyen taraftarların da bu iddialarını ispatlamaları gerekir.
Bu anlamıyla gerek bilet alarak, gerekse dernek ödentisi yoluyla sadakatlarını kanıtlamaları gerekir.
İngiliz kulüplerinin sihri, öncelikle taraftar - kulüp dayanışmasında yatar.
Bu anlamıyla, ilk önce kadim İzmir kulüplerinin taraftarlarının ve ağırlıklarını yedi düvele göstermeleri icap ediyor.
Futbol endüstrisinde pandemi öncesi planlamayla toplam 4,5 milyar TL mertebesinde gelir yaratılıyor.
Aslan payı, tabii ki, üç büyük kulübün...
Bunlar sırasıyla; Galatasaray 1,087 milyar TL, Fenerbahçe 890 milyon TL, Beşiktaş 704 milyon TL.
Kulüplerin gelirleri, ana kalemler itibariyle; bilet ve kombine satışı, naklen yayın havuz geliri, Şampiyonlar ve UEFA lig gelirleri, sponsorluk, reklam ve ürün satış gelirleridir.
Yayın gelirlerinin paylaşımı şöyle yapılır; Süper lige katılım bedeli: 37,8 milyon TL, her galibiyet 2,764 milyon TL (beraberlik paylaşılır), lig birincisine 35,6 milyon TL olmak üzere ilk altıya ilave bonus verilmektedir. Eski şampiyonluklara göre, her şampiyonluk için 3,2 milyon TL ayrıca ödenir.
Buna göre, bu yıl Galatasaray 70,4 milyon TL, Fenerbahçe 60,8 milyon TL, Beşiktaş 48 milyon TL, Trabzon 19,2 milyon TL almıştır.
Yayıncı kuruluş ve Spor Toto gelirlerinin paylaşımında geçmiş ve cari yıl başarısını dengelemek üzere kulübüne aidat ödeyen “taraftar sayısının” da esas alınması kadim kulüplerimizin figüran olmasını önleyecektir.
-----
Adalet Ağaoğlu
“Yetmez ama evet” diyenlerin büyük kısmı bu toprakların entelektüel vicdanını temsil eden insanlardı.
Şimdi kıyasıya eleştiriliyorlar.
Oysa bu tercihlerinin gerekçesi bir Bektaşi fıkrasını anımsatır.
Erenlere sorarlar, önündeki iki bardaktaki şaraptan hangisi iyi?
İlkini tadan Bektaşi “kesinlikle ikincisi” der.
Diğerini tatmadan nasıl bildin diyenlere “bundan kötüsü olmaz” diye açıklama yapar.
Cumhuriyetin özellikle 1940’lı yıllarla şekillenen katı baskıcı yapısı Türkiye aydınlarını ciddi anlamda ümitsizliğe sevk etmiş ve hep bir demokrasi hayalini kurdurmuştur.
Bahse konu referandumda da evete yönelen tutumları, fıkradaki gibi, her seçeneğin statükodan daha iyi olduğunun düşünülmesindendir.
Onlara hata yapma ihtimalini göz ardı ettiren sistemin bu noktada hiç mi vebali günahı yoktur?
Pek tabii, “eski vesayet” neydi? sorusunu Cumhuriyet değerleriyle korunarak yetişmiş kuşaklara değil, binlerce yıl bu topraklarda yaşamış Ermeni ve Rum, hadi onlardan geçtik, Kürt’e, Alevi’ye, Yahudi’ye, solcu, sağcı, devrimci, ülkücü, muhafazakar insanlara da sormak gerekir.
Bugün bunları merak bile etmemişler “yetmez ama evet” diyenlerin yaklaşımını anlayamaz.
Bu vesile ile Adalet Ağaoğlu’nu sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Paylaş