Paylaş
Röportajlarda ve sohbetlerde sıklıkla bu konuları konuşup neler yapılabileceğini tartıştık. Onlar kendi cephelerinden, ben kendi cephemden...
İngiltere’de geçtiğimiz günlerde müzisyenlerin üretim sürecindeki sancılı anlarını anlatan bir kitap yayınlandı.
Sally Anne Gross ve Dr. George Musgrave’in yazdığı kitabın adı “Can Music Make You Sick?: Measuring the Price of Musical Ambition (Müzik Sizi Hasta Edebilir mi?: Müzikal Hırsın Bedelini Ölçmek).
“Help Musicians UK” ile ortaklaşa 2017 yılında hazırlanmaya başlayan çalışma, geçtiğimiz 29 Eylül’de ise okuyucularıyla buluştu. Kitaptan bir bölüm ise “10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü” kapsamında sosyal medyada paylaşıldı.
Kitabın dördüncü bölümünde yer alan “Değerin Durumu” adlı ana konu ilgi çekici. “Müzisyenler için müzik eseri ne anlama geliyor?” ve “Başarı nedir?” sorularına dair cevap arayışları detaylarıyla anlatılıyor. Bu soruların, duygu durumlarına etkilerinden bahsediliyor.
Sosyal medyada yazılanlar ve geri dönüşlerin sanatçıların yaratıcılık ve içsel huzurlarına nasıl etki ettiği detaylıca anlatılıyor.
Bir müzisyenin sosyal medya hesabı kullanırken, kendisine gelen iyi ve kötü yorumları müziğine nasıl yansıttığını kitapta görebiliyoruz...
Kitapta, sanatçılara iyi gelmeyen “teşhirde olma duygusu”ndan da bahsediliyor. Bunun savunmasızlığıyla kendilerini sürekli bir değerlendirme çemberinde bulmaları anlatılıyor.
Müzik piyasasındaki aşırı rekabetin çevrim içi olarak da öne çıkma gerekliliği, ayrıca bolluk içinde müzik üretiminin temel amacına ulaşmasının zorlaştığının altı çiziliyor.
Yine devamında, bu rekabet içinde bağımsız sanatçı olarak değil de büyük şirketlerle çalışmanın bir prestij göstergesi olduğu ve bu tarz anlaşmaların peşinde koşarken yaşanan duyguların anksiyeteye vardığı anlatılıyor.
Şans faktörünün ise sıklıkla mazeret olarak öne sürüldüğünü belirten metinde, sanatçıların değer statüsünün bu özelliklerden “muzdarip” olduğu söyleniyor.
Müzisyenlerin ruhsal sağlığına değiniyor
Kitapta ayrıca rekabet konusu da derinlemesine inceleniyor.
Dinleyicilerin dikkatini çekmek, statü, kariyer ilerlemesi, kuruluşlar ve kurumlardan destek, güncel kalma ihtiyacı için süre gelen rekabetler masaya yatırılıyor.
Bu konularda müzisyenlerle yapılan röportajlara da yer veriliyor.
Kitapta her cuma günü güncellenen dinleme listelerinde yer almanın yaşattığı hislerle beraber her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğu bir piyasada şarkı yayınlamanın ne kadar zor ve endişe verici olduğundan ve “bir şarkı çıkardın, hadi şimdi yenisini hazırla” tarzdaki seri üretime dair detaylardan bahsediliyor.
Hatta Billboard dergisinde yayınlanan bir makaleye değiniliyor. Burada, müzik üretimi yapanların kendilerini gündemde tutması için hızlı üretim yaptığını, bunun da “yeni normal” kabul edildiği anlatılıyor.
Yazarlar şu soruyu da gündeme getiriyor: “Müzik yayınlamaya devam etmezseniz, var olduğunuzu nasıl anlarsınız?” Cevapları ise şöyle oluyor: “Bu oyunu oynamalısınız çünkü siz yapmazsanız başkası oynayacak. Radyo programına çıkmazsanız başkası çıkacak ve siz yayınlamazsınız başkası müziğini yayınlayacak.” Müzik piyasasında maddiyatın yanında manevi sıkıntının da gittikçe arttığının kanıtı niteliğindeki bu araştırmayı, e-kitap ve PDF formatlarında ücretsiz indirilebilirsiniz.
Müzisyenlerin ruh sağlığı, başarı endişeleri ve bu durumun işlerine nasıl yansıdığı yine müzisyenler ve müzik üreticileri tarafından yanıtlanıyor. Meraklısına tavsiyemdir.
İlhamı 90’lardan
Rock gruplarının eski güzel günlerini anımsamak isteyenler için Melek grubu “Feriştah” isimli bir EP yayınladı. Burak Atalay, Fuat Güney ve ve Okaner Ertuğrul’dan oluşan Melek; ilhamını 90’lardan alıyor. EP’de sözleri Özcan Günergök’e ait “Yaşam Bir Oyun” dikkat çekiyor. Bu sound’a çok hakim bir isim olan Kök grubundan Cem Ömeroğlu’nun miks ve mastering’ini üstlendiği EP’de “Anlamadım” da göze çarpanlardan.
House için albüm
Faruk Orakçı’nın plak şirketi Ray Collect birinci yılına özel 13 Türk DJ’den oluşan “Goal” isimli bir complation yayınladı. House müziğe emek veren Güneş Ergün, Eyüp Çelik, ITSCANTURAN, Faruk Orman gibi prodüktörlerin aynı çatıda buluştuğu bu toplama albümü açıp keyfinize bakabilirsiniz.
Ne dinledim?
· Melek-Anlamadım
· Kırık Pena-Petunya
· Japon-Kırkayak
· Tolga Futacı-Sonsuza Dek
· Asperger-Biraz Yürüsem Geçer
· Siyasiyabend-Can Evimden
· Elçin Orçun, Can Atayılmaz-Aklın Gidişi
· Akın Eldes-Deneme, PT. 4
· SO Duo-Sonbahar
· Yeri Yok-Kuyu
· Cidden-Yol Kenarında Bi’Kaplumbağa
· Meltem Taşkıran-Aşk
· Santi&Tuğçe-Kuyu
· Melek Mosso, Aras-Yalan
· Ece Mumay-Sade Kahve
· Aspova-Çok Özledim
· Ceylan Ertem-Datlım Gıymatlım
· Ezhel-Allah’ından Bul
· Yolcu-The Somewhere
· Ikaru, Mercan Dede-Dream of Shams
· Dahakara-Love the Witches
· Berkan Demir, Rachel Pearl-Sunburn
Sevdiğim havalar
İstanbullu rock grubu Balıklar, yeni şarkıları “Ambulans”ı yayınladı. Alternatif rock mevzu bahis olduğunda kimi zaman 2000’lerin başındaki gençliğime dönüp rock gruplarının patlama yaptığı o dönemleri hatırlıyorum. Balıklar da bu yeni şarkıyla o zamanlara dair bir yolculuk yaptırıyor. Sadece bir farkla sound’ları geçmişte kalmış değil, güncellenmiş. Suat Uğur Kır, Kutay Ürgünbay ve Fazlı Can Kaya’dan oluşan grup, müzikleriyle sessiz ve derinden gelerek iyi işler çıkaracak gibi...
Tadından yenmez
Sessiz ve derinden ilerleyen, ana akımı hiç umursamadan yoluna devam eden Eskiz’in son albümü “Kozmik Ruh Dansı”ndan bahsetmemek olmaz. Alternatif rock, saykedelik rock hatta indie pop sınırlarında gezen 8 şarkılık albümlerinde sözler Deniz Ağan’a müzik ise Eskiz’e ait. Deniz Ağan, Can Tunaboylu, Uygar Çetiner’e bir de Yasemin Özler eklenince yapımcılığını da Alp Ersönmez üstlenince tadından yenmez bir albüm ortaya çıkmış.
Albümde atladığım tek bir şarkı bile olmadı.
Paylaş