Paylaş
Kendisinden “Hayran kitlesi nasıl yaratılır?” başlıklı bir konuşma bekliyorduk ama Dickinson çok daha kişisel bir konuşma hazırlamıştı. Yine de başlığa hizmet eden birkaç maddeyi es geçmedi. Onlar da ders niteliğindeydi...
◊ İnsanlar niye konsere gider? Konser fotoğraflarına baktığınızda insanların tüm sıcaklığını, kalabalığın terini görürsünüz. Bu insanlar müşteri değil çünkü, sadakat ve tutku sahibi insanlar.
◊ İletişim kurmuyoruz, mesajlaşma adı altında aramızda harfler savuruyoruz. Aslında bir mesajımız var fakat cevap alamıyoruz.
◊ Bana bazen müzik mi söz mü önce geliyor diye soruyorlar, önemli olan kafanda bir şey oluşması. İnsanlar kitap yazmak için aylarını verirken şarkı yazmak 30 saniyenizi alabiliyor. Bu durum aslında çok adaletsiz.
◊ Müzik sektörü dijitale dönünce, plak şirketleri borçlanmaya başladı. Sonra müzik dinleyicisini suçlu ilan ettiler. Bence tam tersiydi. Plak şirketleri dijital müziği anlayamadı. Oysa insanlar bizi hem canlı dinlemek hem de ürünlerimizi almak istiyordu. Bu muhteşemdi.
Çünkü onlar plak firmasının müşterisi, bizim ise hayranımızdı. Sıradan bir şey yapamazdık. Risk almadığımız takdirde sadece hit parçalarını çalan bir karaoke grubuna dönerdik.
◊ Iron Maiden artık müziğine daha fazla önem veren bir grup. Yeni bir şey üretmek bizi aktif ve güncel tutuyor. 20 yıl öncesine göre daha çok tanınıyoruz. Müzik hâlâ tutkumuz. İnsanlar tişörtümüzü ya da biramızı aldığında hem müziğimizi yapıyoruz hem de para kazanabiliyoruz.
◊ Hâlâ stüdyoya aynı parayı veriyoruz, kayıtlara aynı parayı veriyoruz. Müzikten para kazanıyor muyuz, hayır.
◊ 90’larda gruptan ayrıldım çünkü duvarların dışında ne olduğunu anlamak istedim. Yoksa bir düzenden neden ayrılmak istersin ki? Iron Maiden’ın içinde uyurgezer gibiydim.
Ayrıldığım için çok daha mutluyum çünkü geri döndüğümde birçok şeyi daha iyi anlamıştım. 80’lerde olduğumuzdan iki kat daha büyük bir grubuz artık. Ben de daha iyi bir hikaye anlatıcısıyım.
◊ Hayranlarımız müşterilere dönüşerek yürüyüp gidebilirlerdi, belki de Metallica hayranı olabilirlerdi, bunu asla istemezdik.
Dikkatimi çekti de Türkiye’de çalan müzik grubu üyelerinden hiçbiri gelip bu marka ismin söyleşisine kulak kabartmadı. Oysa bildikleri bir konuda deneyimli bir ismin yorumlarını dinlemek kim bilir onlara neler katardı.
Mesela sevenlerine müşteri gözüyle bakma-maları gerektiğini hatırlarlardı!
Peyote orta kat kapanıyor
Birçok grubu orada dinledim, yeni gruplar keşfettim. Ses, ışık hiç iyi değildi, nefes bile alamıyorduk ama bir atmosferi vardı.
Gece, Peyote’de canlı müzik sonrası giriş katta DJ dinlememizle sona ererdi.
İşte o günlerimizin son kalesi olan canlı sahne de teras katla birleşiyor.
Sanırım yakında alternatif grupların rahatlıkla sahne alacağı yer kalmayacak.
Sanat Performans, Jolly Joker de yeterli olmuyor. Taksim’in son hali de işletmecilere başka şans bırakmıyor haliyle...
Berkay haklı mı?
Geçtiğimiz günlerde bir hayranı Berkay’ın fotoğrafının altına “Bir daha asla gitmem, 22.00’de çıkacağı sahneye 00.30’da çıktı, 15 dakikalık molayı 45 dakika kullandı. Seyirciye hiç saygısı olmayan sanatçı adını taşıyan” yazdı. Berkay ise “Mekanla o saatler için anlaşıyoruz” dedi, bir de büyük büyük laflar etti.
Ben de açıklayayım o sevenine, mekanda kendisinden önce çıkan sanatçı varsa evet sahne alma saati hayli geç olur. Ama yoksa, sanatçı sahne ne zaman hazırsa o zaman çıkar. Kısacık sahne arasını uzun kullandıysa yine durum mekanla, bar satışıyla alakalıdır.
Ha sahneye hazırlıksız mı çıktı, ses mi kötüydü, size kötü mü davrandı, işte onlar sanatçının sorunudur. Büyük mekanda kendi konserine de geç çıkarsa, o zaman da sizden yana olurum.
Geçtiğimiz hafta neler oldu?
◊ Kabul ediyorum, Vega’dan Deniz Akyüz için “Kendi yazdığı sözleri nasıl unutur?” demiştim. Salon konseri sırasında sahnede verdi yanıtını. “Zaman geçiyor” dedi, “Kendi yazdığın sözleri de unutuyorsun” dedi, “Eski şarkılar aklında kalıyor ama yenilerin kafana yerleşmesi zaman alıyor” dedi. Ben samimiyetine yürekten inandım.
◊ Can Bonomo’nun performansının ne denli canlı ve etkileyici olduğunu resmen unutmuşum. If Beşiktaş’taki konserinde yerinde durmadı resmen. Daha çok canlı canlı izlemelisiniz Bonomo’yu.
◊ Zorlu Studio yenilendi ve açık söyleyeyim İstanbul’un en güzel mekanlarından biri haline gelmiş durumda. Resmen içim neşe doldu açılışa gittiğimde. Çıkmak istemedim ama Ceza’ya da uğrayacağımdan çok kalamadığıma üzüldüm. Bir süre öveceğim buradaki etkinlikleri, hazırlıklı olun.
◊ Big Boyz Festival kapsamında Küçükçiftlik Park’ta Ceza’yı izledim geçen hafta. Küçük sahnelere yakıştıramıyorum bu projesini. Canlı müzikle rap yapıyor ve bunu birçok rock grubundan iyi kıvırıyor sahnede. Eski sponsorlu zamanlarındaki sahnesine hasret kaldım büyüklük anlamında ama zaten her alanı müzikle dolduruyor Ceza.
Ne dinledim?
- Loradeniz - Jello
- Emre Aydın - Beni Vurup Yerde Bırakma
- N.E.R.D. & Rihanna - Lemon
- Can Dedeoğlu - Gün Gelir
- Öfkeli Kalabalık - Kayboldum Ben Güzelim
Paylaş