Supya, genellikle sübye olarak bilinen mürekkep balığıdır. (Esasen sübye, nişastalı besinlerden elde edilen bir kıvam artırıcı, yanı sıra Sefarad Musevilerinin bir içeceğine verilen isimdir). Supya adını mürekkep anlamına gelen sepya/sephia'dan alır. Aslında bir balık değildir, ahtapot ve kalamarın da içinde bulunduğu familyaya ait yumuşakçalardan bir deniz canlısıdır.
Ahtapot ve kalamarın masalardaki şanlı yerlerinin aksine, tüm lezzetine rağmen bana göre hak ettiği değeri görmemiş bir deniz ürünüdür. Umuyorum bu tarifimi denedikten sonra kendisini bolca değerlendirirsiniz.
Benim mutfağımda yeri ayrıdır. Zira içinde yer alan mürekkep kesesi, gıda boyası olarak kullandığım en “derin” siyah renge sahip malzemeyi barındırır. Özellikle deniz ürünlü tabaklarda altın değerinde bir renk sağlayıcıdır. Hamur boyamak için de ideal bir üründür.
Ayrıca, kalamar ve ahtapotun yüksek fiyatının aksine, oldukça uygun fiyata satın alıp, kendisine mutfağınızda sıklıkla yer verebilirsiniz
Bu tarifimiz çokça farklı lezzetin bir arada damağına gelmesinden hoşlananlar ve deniz ürünü meraklıları için biçilmiş kaftan. Zira hiç su eklenmeden pişirildiği için mis gibi deniz ürünü tadını, acı sevenler için arkadan ufak ufak hissedilen acıyı, baharat severler için baskınca tarhun, “Ben kimim?” diyen karabiber tadını alabileceğiniz bir şölen.
İPUCU: Supya ya da kalamar ile haşır neşir olma geçmişiniz varsa, balığı temizlenmemiş halde alıp, mürekkep kesesini, patlatmadan buzlukta muhafaza edin. Dilediğiniz zaman çözülmesini sağlayıp renklendirici olarak kullanabilirsiniz.
MALZEMELER (4 KİŞİLİK)
1 kilogram temizlenip şeritler halinde kesilmiş supya
Hangi tarif ile başlamamın daha uygun olacağını düşündüm uzun uzun. Yanıt olarak “En çok sevdiklerimden birisi olmalı ve mevsimine uygun olmalı” dedim. Mevsime uygunluk benim mutfağımda altın değerinde, zira her mevsim her ürünü bulabilmekle birlikte, doğru zamanda kendi endemiğinde yetişmiş ürünün lezzet ve besin değeri çok farklı.
Enginar içinde bulunduğumuz mevsimin bana göre en güzel sebzesi. Aslında kendisi papatyagiller familyasından bir çiçek, lezzetinin yanı sıra mor/mavi çiçekleriyle çok da yakışıklı bir çiçek. Kendi adıma, bir demet vazo çiçeği almaktansa, birkaç enginar ile kapıda karşılanmak çok daha romantik 😊
Her bölgede aynı sıklıkla tüketilmese de, artık hemen hemen her yerde kendisine rastlayabiliyoruz.
Bu yazıda size vereceğim tarif için çanak enginar değil, sapıyla, yaprağıyla, hiç ayıklanmamış enginarlardan kullanacağız. Ayrıca enginar ayıklamak gözünüzü korkutmasın, pek çok pratik yöntemini videolu olarak internette bulabilirsiniz. Her yeri çok lezzetli olduğu için, güzel çiçeğimizi ziyan etmek istemeyiz.
Tarifimiz hem enginar hem de peynir sevenler için uygun. Yanı sıra estetiği ve lezzeti yüksek bir davet ara sıcağı, hem de hiç enginar pişirmemiş birisi için bile hazırlaması oldukça pratik. Rokfor rahiya olarak hayli iddialı bir peynir, alternatif olarak sert bir tulum peyniri de kullanabilirsiniz. Ya da enginarın tazeleyici lezzetini ön plana çıkartmak için düşük aromalı bir beyaz peynirle de ikame edebilirsiniz. Bu durumda beyaz etli bir menü içerisinde yıldız olacaktır. Ben bu tarifi kırmızı et ya da ahtapot gibi lezzetçe baskın bir deniz ürününün ana yemek olduğu bir menü içerisinde eşleştirmeyi tercih ettiğim için rokfor ile pişirmeyi tercih ediyorum.
İpuçları: Enginarlarımızı satın aldığımız gün pişirmeyeceksek, su dolu bir vazoda çiçek gibi muhafaza edebiliriz. Ancak her çiçek gibi tazeliklerini yitireceklerinden, en kısa sürede tüketmek önceliğimiz olsun.
Malzemeler (4 kişilik):
4 adet çiçek enginar