Paylaş
DUYGUSAL BASIN TOPLANTISINDAN FOTOĞRAFLAR - Emre Oktay'ın objektifinden
İBRAHİM Üzülmez ile İbrahim Toraman arasındaki kavgaların perde arkasını anlatmadan önce, Üzülmez’in gönderilmesine çok üzüldüğümü ifade etmek istiyorum. Beşiktaş’ın uzun yıllar kaptanlığını yapmış bir oyuncunun bu şekilde gitmemesi lazımdı. Ama bu kararın da alınması gerekiyordu. Şunu da net söyleyeyim; bu gidişatı durdurabilecek tek kişi olan Schuster, “İbrahim Üzülmez kalsın” deseydi, olay bu aşamaya gelmezdi.
Üzülmez çok sevilirdi
Toraman ile Üzülmez birbirlerini oldu olası hiç sevmezler. İkisini de yıllardır tanırım; aralarındaki husumetin sebebini inanın anlayamadım. Üzülmez, Toraman’a göre takımda daha fazla sevilir.
2008’deki terlik kavgası sonrası ikisini kadro dışı bıraktığımızda yöneticiler Üzülmez’in affedilmesine sıcak bakmadılar, ama futbolcular, “Sinan abi, Üzülmez’in affedilmeyeceğini duyuyoruz. Affedeceksiniz, ikisini de affedin” demişti.
Beni niye kovdunuz
Şimdi gelelim 4 Temmuz 2008’de Avusturya kampında patlayan terlik kavgasına... İbrahim Toraman, kaptan İbrahim Üzülmez’in uyarısına rağmen yemeğe ikinci kez terlikle gelince ikisinin arasında ağız dalaşı başlıyor ve sonra iş büyüyor. O kavgada da ilk vuran Üzülmez’di. Toraman da karşılık verince, ikisi birden kadro dışı bırakıldı.
Cezaları açıklandıktan sonra Toraman yanıma gelip, “Beni niye kovdunuz, suçum yoktu” dedi. Ben de ona, “Birinci suçun; yemeğe terlikle inip kıyafet kuralını ihlal etmen, ikinci suçun da kaptanın uyarısına rağmen o terliği bir daha giymen” cevabını verdim.
“Ama ayağım yaraydı, onun için giydim. Ayrıca ilk vuran da Üzülmez’di” diye kendini savundu.
Bu sefer ben, “Sen de ona vurduğun için suçlusun” dedim. Toraman o gün ayakkabı giyip arkasına bassa problem olmayacaktı, ama terlikle gelince bu olay oldu.
Barışmayı reddettiler
O gün ikisini de kamp yapılan otelden kovmamın sebebi ise barışmamaları idi. İkisini bir araya getirdik, “Barışın” dedik, reddettiler.
O zamanki teknik direktör Ertuğrul Sağlam ve başkan Yıldırım Demirören ikisinin de tamamen gönderilmeleri gerektiğini düşünüyorlardı. Ama ben, “Bir şans daha verin çünkü takımın ihtiyacı var” dedim. İkisine de Ümraniye’de antrenör Fikret Demirer nezaretinde idman yaptırdım. Nitekim o sezon Beşiktaş şampiyon oldu.
Belki de o kavga bize şampiyonluğu getirdi. Çünkü Üzülmez ve Toraman’ı kadro dışı bırakınca diğer futbolcular kendilerine çeki düzen verdi. Takımdaki disiplin arttı. Ve sonrasında biz ikisini de affettik.
Artık aynı takımda forma giyemezlerdi
BEŞİKTAŞ yönetimi, İbrahim Üzülmez konusundaki kararı çok üzülerek aldı. Yıldırım Demirören’in İbrahim Üzül-mez’i ne kadar çok sevdiğini iyi biliyorum. Tabir yerindeyse, ağlaya ağlaya bu kararın altına imza attılar. Haklı olarak artık ikisinin bir arada olmayacağını düşünmüşlerdir.
Bu noktada Beşiktaş taraftarlarına hayati bir uyarım olacak... Onların da İbrahim Üzülmez’i ne kadar çok sevdiğini biliyorum. İbrahim Toraman konusunda bir tavır alırken, son derece dikkatli olmalılar. Şu ortamda Toraman’ı kaybetmek, birbirinden önemli maçlar oynayacak olan Beşiktaş için çok büyük bir kayıp olur.
Yönetim kurulu da Toraman’la ilgili bir yaptırımda bulunmayı düşünüyorsa, bunu sezon sonuna bırakmalı. Çünkü şu an Beşiktaş’ın Toraman’a çok ihtiyacı var.
Esas suç vuranda mı vurduranda mı?
İBRAHİM Üzülmez’in davranışının affedilir yanı yok. Ama Üzülmez niye yumruk attı, araştırmak lazım. Suç, vuranda mı, vurulan da mı? Üzülmez dün ne dedi; “Niye ben gidip başkasına saldırmıyorum?” Bir tahrik mutlaka var... 2008’deki terlik kavgasından sonra ben takım içinde soruşturma yaparken, futbolcuların çoğu Toraman’ın affedilmesine sıcak bakmıyorlardı. Bu yazdıklarımdan hareketle Beşiktaş yönetiminin de ileriye dönük bir takım saptamaları olması lazım.
Hatasının farkına varmış olabilir
İBRAHİM Toraman, Ankara 19 Mayıs Stadı’ndaki olayda, İbrahim Üzülmez’e karşılık verseydi, o da giderdi. Benim terlik kavgası sonrasında söylediğim, “Sen karşılık vermeseydin, cezalandırılmazdın” sözümü dinlemiş olmalı ki, bu sefer Üzülmez’e vurmadı. Haa şöyle bir ihtimal de var tabii... Her ne kadar kendisi reddetse de, Üzülmez’e küfür etmiştir ve hatalı olduğunu bildiği için karşılık vermemiş de olabilir.
Paylaş