İş dünyasını 2019’da yönetecek dört eğilim

Teknoloji tüm hızıyla dünyayı değiştirmeye devam ediyor. Günbegün farklı bir yöne doğru gidiyoruz. İş dünyası da bu rüzgara paralel şekilde büyük bir dönüşüm yaşıyor, gelenekselin dışına çıkıyor. Peki 2019’da da devam edecek bu değişikliğe yön veren eğilimler neler?

Yapay zekâ
Teknolojinin hızla gelişimiyle birlikte dijital dönüşüm çağında iş hayatındaki alışılagelmiş düzen yeniden şekillenmeye başladı. Bulut bilişim, büyük veri, blockchain ve veri analitiği gibi önemli teknolojiler oldukça çarpıcı bir hızla ilerliyor. Yapay zekâ, hem tüm bu teknolojileri besleyerek hem de onlardan beslenerek daha önce sadece hayallerimizde canlandırabileceğimiz heyecan verici gelişmelerin tek tek gerçeğe dönüşmesini sağladı. Örneğin otonom araçlar, sürekli öğrenen chatbot’lar ve karar verme yetisine sahip robotlar gibi. Artık tek bir tuşla taleplerin yerine getirilebildiği bir dünyadan bahseder olduk. Yapay zekânın bu baş döndürücü etkisi neredeyse tüm sektörlerde büyük bir pazar potansiyelini de açığa çıkarıyor. Piyasa Araştırmaları Enstitüsü Gartner’a göre, bulut teknolojilerine yapılan yatırımların yıllık bileşik büyüme oranı 2020’ye kadar tahmini olarak ortalama yüzde 18 ile 383,5 milyar dolara ulaşacak.

Yetenek geliştirmek
Hem şirketler hem kişiler gelişen teknolojilere ve dünyanın dijitalleşmesine eğer ayak uydurabilirlerse büyük bir şans yakalayacak. Tabii burada önemli olan dediğim gibi bu duruma adapte olmak. Gelişmeleri hızlı yakalayıp öğrenme sürecini doğru yönetenler kazanır. 2019 yılında da iş dünyasından beklenen, iş gücünü bu yeni dünyaya adapte etmek, hazırlamak. Büyümek isteyen şirketler de yeni koşullara göre mevcut çalışanlarının yeteneklerini geliştirmelerine imkan sağlamalılar. Unutmamak gerekir ki ülkenin becerilerini büyük ölçüde artırmak demek ekonomik kalkınma demek.

Dijital ödemeler
Dijital dönüşüm, kurumsal ve bireysel ölçekteki ödeme alışkanlıklarımızı da kökten değiştirdi. Dijital ödeme sistemlerinin gün geçtikçe hayatı kolaylaştıran inovatif çözümlerle geliştiğini görüyoruz. Artık geleneksel finans yapıları değişiyor, yeni nesil ödeme sistemleri hayatımıza girdi. Teknolojinin bu şekilde gelişmesi tüketici davranışlarını da değiştiriyor haliyle. Belki de en heyecan vericisi dijitalleşme sayesinde bundan sonra nesnelerin internetiyle her cihazın ödeme yapabildiği bir hayat bizi bekliyor. Yakın gelecekte televizyonumuz, çamaşır makinemiz, buzdolabımız birer ödeme aracına dönüşecek.

Marka oluşturmak
Marka olmak bir şirketin sahip olabileceği en önemli değerlerden biri. Küçük bir işletme olarak sadık müşterileri ve sınırsız pazarlama bütçeleriyle büyük markalara karşı rekabet ediyor olabilirsiniz. Ama yine de farklılaşmanın yolunu bulup markanızı oluşturabilirsiniz. Bugün marka olmak sadece yapılan satışla doğru orantılı değil. Artık sürdürülebilir çalışma ortamları, cinsiyet eşitliği gibi konuları gündemine alan markalar yükselişte. Çalışanlarını düşünen, onları çağa göre eğiten şirketler kazanıyor. Bu, şirketlerin bilinçlendiğini ve çalışanlarla ilişkilerinin gelir yaratma dinamiklerinin ötesine geçtiğini gösteriyor. Bu dönemde ve özellikle bu yıl, tüm bunlar devreye girdiğinde marka yapısının yeni boyuta geçebileceğini söyleyebiliriz.