Paylaş
Kahvecioğlu ile söyleşimizde hayalleriyle yeşerttiği Müzikist Derneği’nin hikâyesini ve beş yılda ulaştıkları 23 ilden 300 gönüllü müzisyen ile sürdürdükleri müzikte iyilik hareketini konuştuk.
Müzikle olan hikâyeniz nasıl başladı?
Aslında müzikle olan maceram çok tesadüfi başlamadı. Dedem bir halk ozanı; Âşık Yusuf Karataş. Onun ailede bıraktığı müzik kültürünün içinde büyüdüm. Bu bana büyük bir yaratıcı bakış açısı kazandırmış ki henüz dokuz yaşındayken besteler yapmaya başladım. Tabii bunun yanında çocukluğum İstanbul, Bursa, Gaziantep üçgeninde geçti. Çok farklı kültürlerin içinde, farklı farklı renkleri kendime katarak büyüdüm. Bu durum kişiliğimi ve hayata bakış açımı en temelden etkileyen şey oldu. Şu anki Onur Kahvecioğlu’yu var eden renkler. Günümüze gelecek olursak Uludağ Üniversitesi Müzik Öğretmenliği mezunuyum. Mezuniyet sonrası kendi müziğime yöneldim. Müzikist’le olan maceramız da tam bu noktada başlıyor zaten. Kendimi tanıtırken müzik öğretmeni ve müzisyen diyordum fakat son beş yıldır bunun yanına müzikist de eklendi. Artık soranlara Müzikist’im diyorum (gülerek).
Müzikist’in adımları nasıl atıldı, amaçlarını nasıl belirlediniz?
Uludağ Üniversitesi’ndeki lisansımın ilk yılında K.Ö.Y. Projesinde gönüllü olarak köydeki çocuklarla müzik atölyeleri yaptım. Hayatında hiç enstrüman görmeyen çocuklarla karşılaştım. Orada gördüğüm şey beni çok etkilemişti. Çocuklar çok istekliydi fakat imkânları yoktu. O günden itibaren, köy çocuklarının sanatla kolaylıkla tanışıp buluştuğu hatta sanatçıların yetiştiği, sanatla dolu köyler hayal ettim. Hayat amaçlarımdan birini orada edindim ve bunun için çalışmalara başladım. Müzikist’e uzanan hikâyenin ilk tohumları buydu diyebilirim. Kendi müziğimi yapmaya başladıktan sonra bir bağımsız sanatçı olarak da çok zorlandım. Ana akım medyada belli başlı sanatçıların klipleri dönüyor. Konser organizatörleri risk almadan etkinliklerde popüler isimlere yer veriyor. Bu durumda bağımsız sanatçıların sanatlarını kitlelere ulaştırmaları çok zor. Bunu yaşayan biri olarak, bağımsız sanatçıları destekleyici bir ağa ihtiyacımız olduğunun da farkındaydım.
MÜZİĞİN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜNE İNANDIM
Müziğin tüm renklerini yaşamak ne demek? Eğitim sonrası hayaller ve gerçekler yüzleşmesi oldu mu?
Bunu hep söylerim; müzik bölümünden mezun olduktan sonra iki yılımı amatörleşmek için harcadım. Evet, tuhaf gelebilir ama böyle; çünkü müzik bölümlerinde okuyan öğrenciler olarak bir şeyleri kaçırdığımızı hep fark ettim. Mesela ne kadar az müzik yapıyorduk. Müziğin keyfine ne kadar az varıyorduk. Özellikle kendi adıma rahat müzik yapamadığımı, teorik ve teknik bilgilerin beni çok fazla manipüle ettiğini gördüm. O yüzden tüm bu kalıplardan çıkıp, ruhumu amatörleştirmeye karar verdim. Zor oldu ama oldu. İşte tüm bu noktada gerçekten yargılardan uzak, müziğin iyileştirici gücüne inanmış, müziğin tüm renklerini yaşayan bir yer olsa diye içimden geçirdim. Ve hayallerimin arasına bunu da ekledim.
23 İLDE 300 GÖNÜLLÜ
Bir Müzikist olarak sanat ile çevre ve doğa farkındalığı yaratmak yine sizin en önemli hayaliniz olmuş. Dernek çatısı altında bir araya gelmeye nasıl karar verdiniz?
Tabii en önemlisi gezegenimiz. Ekosistemimiz yok olursa ne yaşam olur ne müzik. En iyi bildiğimiz şeyle evimiz, dünyamızın yanında olma fikrini ortaya attım. Doğa ve sanatın dostluğunu hissetmiş insanların olduğu bir oluşum hayal ettim. İşte tüm bu hayallerimi 2016 yılında tek çatı altında toplamaya karar verdim. Sanatı tüm Anadolu’ya yaymayı amaç edinmiş, doğasever, bağımsız sanatçıların sorunlarının farkında ve müziğin tüm renklerini yaşayan çevremdeki insanları bir araya getirdim. Bu kişilere de “Müzikist” dedik. Böylece Müzikist macerasına başlamış oldum. 24 Nisan 2017 yılında dernekleşti ve Türkiye’nin 23 şehrinde yaklaşık 300’e yakın gönüllüsüyle müzikte iyilik hareketini yürütüyoruz.
Müzikte iyilik hareketi tam olarak nedir?
Müzik, yaşamımızın tüm anlarında bize eşlik eden, duygularımızın gerçek üstü bir ifade biçimidir. Hem dünyanın hem insanların iyiliği için var olabilir. Müzikle, bir çocuğun hayaline dokunabilirsiniz, bir öğretmene motivasyon kaynağı olabilirsiniz, birçok insana ilham, yaşlılara neşe, bekleyene umut olabilir; müzikle barışa varabilir, savaşları durdurabilirsiniz. Müzik çok güçlüdür. Müzik istenildiğinde nefret söylemi için, ayrıştırıcı bir güç olarak da kullanılabilir elbet. Fakat biz, müziğin iyileştirici ve birleştirici gücüyle, müzikte iyilik hareketini savunuyor ve bunu çoğaltmak için çabalıyoruz. Ayrıntılı bilgi ve iletişim için bizimle www.muzikist.org internet sitesi üzerinden bağlantı kurabilirsiniz.
ANADOLU’YU SANATLA DOLDURACAĞIZ
Anadolu Sanatdolu Projesi ile neler yapıyorsunuz?
Eğitimde fırsat eşitliği konusunda çok ciddi boyutlarda bölgesel farklılıklar barındıran bir ülke Türkiye. Konu sanat eğitimine geldiğinde ise bu uçurum çok daha fazla ne yazık ki! Biz ne yapabiliriz sorusunun cevabı olarak Anadolu Sanatdolu projesi ortaya çıktı. Köy okullarındaki öğretmenlere ve sanata, müziğe ulaşması mümkün olmayan çocuklara ulaştık. Müzikist öğretmen ağı bu dönemde oluştu. Türkiye’nin birçok şehrinden müzik öğretmenlerimizin gelişimine katkı sağlarken, öğrencileri için enstrüman desteği sağladık. Köy okullarında müzik sınıfları oluşturma planlarımız için kaynak ve sponsor görüşmelerimiz devam ediyor. Proje kapsamında 2020 yılı itibariyle GSL öğrencileri için mentorluk programı da başladı. Böylece mentor ve öğrenci ağı da oluştu. Anadolu Sanatdolu Projemiz başlı başına büyük bir oluşum haline geldi. Kararlılıkla, binlerce öğretmen ve öğrenciye destek olmaya ve Anadolu’yu Sanatla doldurmaya devam edeceğiz.
DOĞAFEST DÖNÜM NOKTASI OLDU
Ayrıca üç yıl üst üste Bursa ve Yalova yaylalarında doğa festivalleri düzenlemişsiniz?
Evet, 2018 yılında, doğanın kalbinde, ağaçların arasında sahnesi olan, üreten, paylaşımcı ve müziğin tüm renklerini bir araya getiren bir festival hayal ettik. Ütopik bir fikirdi. Farklı türde birçok müziği ve birçok bağımsız sanatçıyı bir araya getirmek istedik. Pek örneği olmayan bir organizasyondu. Amaçlarımızı bir araya getiren, kendimize olan inancımızı artıracağımız bir dönüm noktasıydı. İlk festivalimizi yaptığımız 2018 Temmuz ayında, Yalova Erikli Yaylası’nda, 12 atölye 17 farklı türde konserle harika bir atmosfer ve ruh yakaladık. Şu anı hiç unutmuyorum. Festivalin son konserinde en uzak noktaya gittim. Konseri ve alandaki insanları uzaktan gözlemledim. Herkes sanki dost olmuştu ve müthiş bir paylaşım ağı vardı. Arkadaşlarımızla göz göze geldik. İşte o an başardık dedim. Zorlandığımızda o ruhu yeniden hissedip güç aldığımız, Müzikist’i bugüne taşıyan unutmayacağımız bir festivaldi. Ardından iki festival daha yaptık.
SANATÇI DUYARLILIĞINA İHTİYACIMIZ VAR
Müziğin iyileştirici gücünü doğayı korumak ya da kurtarmak için nasıl kullanabiliriz?
Aslında şimdiki gibi müzik, insanları anlatarak var olmadı. Müzik doğanın bir parçası olarak; doğadaki sesleri taklit ederek, doğanın kendisini anlatarak var oldu. Bu hipotezin çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Doğa en büyük sanatçı; müziğin bugünlere gelmesinde en büyük ilham kaynağı. Şimdi ise doğanın, bir zamanlar var ettiği müziğe ihtiyacı var. Müziğin anlatım gücüne, harekete geçirici gücüne… Sanatın edebi gücü, doğanın en önemli kurtarıcılarından olabilir. Sanatın birçok devrim gerçekleştirebildiğini, tarihe göz attığımızda görebiliyoruz. Bu devrimi gezegenimiz için de yapabiliriz. Bunu yapacak olan da sanatçılar. Sanatçılar, doğaya borçlu olduğunu bilmeli ve bu sorumlulukla elini taşın altına koymalıdır. Sanatçı duyarlılığına, hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var.
Marmara Denizi’ni etkisi altına alan müsilaj sorununa dikkat çekmek için nasıl bir eylem gerçekleştirdiniz?
Marmara Denizimiz, bugüne kadar karşılaşmadığı bir tehlike altında. Halen ona yardım etmek elimizdeyken, bu konuya dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için, en iyi bildiğimiz ve inandığımız şeyle Mudanya Güzelyalı sahilindeydik; müziğin iyileştirici gücü! Ekosistemimiz tehlike altında! Bunu değiştirecek olan yine dünyamızın en genç canlıları olarak bizleriz. Burada karar vermemiz gereken bir dönüm noktasındayız. Evimiz olan dünyamızın, ya ritmine ayak uydurup onunla barışacağız ya da onu kirletmeye ve zehirlemeye devam edip bizler de beraberinde yok olacağız. Birey olarak yaşamımızda yapacağımız ufak değişikliklerle, olumlu bir değişime katkıda bulunmak mümkün. Temiz bir dünyada yaşamak her canlının hakkı. Herkesi bu farkındalıkla yaşam biçimini sorgulamaya davet ediyoruz.
PANDEMİ MÜZİK SEKTÖRÜNÜ BİRLEŞTİRDİ
Pandemi sürecinden müzik sektörü de çok etkilendi. Sorunların çözümü için ayrıca bir farkındalık sağlandığına inanıyor musunuz?
Müzik ve performans sektörü sadece pandemi sürecinde değil, yaşanan olumsuz olaylardan ilk etkilenen, yara alan sektör olur maalesef. Bu sektörün çalışanları günlük çalışan kişilerdir. Yani etkinlik, konser varsa ekmek var. Hal böyle olunca, ip üstünde yürüyen sektör, çok çabuk alt üst olabiliyor. Biz bu sorunların farkındaydık. Müzikist olarak gönüllü avukatlarımızla oluşturduğumuz hukuk ekibiyle, müzisyenlere haklarını anlatmak için adımlar attık. Müzisyenlerin sigortalanması gerektiği konusunda kamuoyu çalışmaları yürüttük. Pandeminin olumlu yanı ise, bu dönemle birlikte sorunlar gün yüzüne çıktı. Herkes konuştu, yazdı. Bu iyi. Ama yetmez. Müzik sektörünün örgütlenmesi gerekir. Haklarımızı örgütlü şekilde aramamız, hukuk mücadelesi vermemiz gerekir. Pandemi müzik sektörünü belki de hiç olmadığı kadar birleştirdi. Aynı gemide olduğumuzu bize hatırlattı. Umarım her şey normale döndüğünde de bu birliktelik devam eder.
Paylaş