Turizmde corona manifestosu

Turizm sektörünün önemli isimlerinden Dr. Cem Kınay, post corona turizm açısından Sağlık & Güvenlik (Yeni Hijyen), Sosyal Mesafe ve Mutluluk kavramlarının çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Yeni nesil misafirperverlik ve özenli tasarım bütün otellerde uygulanırsa, dünyanın en önemli seyahat merkezi haline geliriz” dedi.

Haberin Devamı

Turizmde corona manifestosu
Dr. Cem Kınay, turizmde ‘Birleşmiş Milletlerin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının mutlaka dikkate alınması gerektiğinin altını çizerken, hazırladığı ‘Post Corona Dönüşüm ve Değişim Tasarım Manifestosu’nu ilk kez Dönüşüm Günleri serimiz için açıkladı. “Tasarımlar lobilerden, yiyecek içecek alanlarına, sahil düzenlenmesinden odalara kadar bütün alanlarda misafirlerin kafasındaki endişeleri ortadan kaldırmak ve mutlu olmalarını sağlamak için uygulanmalıdır,” diyen Dr. Kınay, Türkiye’nin turizmde yeni hikâyeleri ve çeşitliliği hedeflemesi gerektiğine de işaret etti.

Turizm sektörüne pek çok yenilik katmış ve danışmanlık yapan biri olarak pandemi ile birlikte ilk duygu durumunuz ve düşünceniz ne oldu?
İlk şoku kısa zamanda atlattım ben. Nedense normalin dışında bir şeyler olursa, benim gücüm ve yaratıcılığım artıyor. Beynim daha hızla, “Nasıl çözümler olabilir, benim nasıl katkım olur?” diye çalışmaya başladı hemen. İlk tespitim de yeni yapmış olduğum Club Sei “All Experiences” otel konseptinin sanki bugünler için düşünülmüş olduğu idi.

Haberin Devamı

YENİ NESİL KONSEPT

Bir yıl önceki söyleşimizde, yeni otel konseptinin turizmde bir devrim olduğunu söylemiştiniz. Bu süreçte nasıl bir konseptten söz ediyoruz?
Yeşil bir proje; doğaya saygılı, içinde kendi taze sebzelerini üreten, ana restoranın açık büfe değil bazaar şeklinde çeşitli istasyonlardan oluştuğu ve yemeklerin anında taze pişirilerek servis edildiği, doğal ve lokal, Akdeniz, vegan ve ayurvedik mutfak ağırlıklı yemek konsepti içeriyor. Bugün ve post-corona’da istenilen de bunlar olacak. Aynı zamanda kişisel hizmetlerin Butlerlar tarafından yapıldığı, dijital misafir deneyim aplikasyonu ile misafirin odasından her türlü rezervasyonu yapabildiği yeni nesil bir konsept. Misal Spa konseptinde ayurvedik Detox olan Club Sei 2021 yılına ertelendi, ancak bu konsepti post corona döneminde birçok otelin hayata geçireceğini düşünüyorum.

Ayrıca bir “Post Corona Tasarım Manifestosu” hazırladınız. Turizmde dönüşüm ve değişim tasarımının kodları neleri içeriyor?
Çalışmalarımın ana hatlarını ilk defa size açıklıyorum. Birleşmiş Milletler Sürdürebilir Kalkınma Amaçları, Ödünleşim 2020, Türk Özeni ve Türk Misafirperverliği olmak üzere 4 ana başlıkta ele aldığım manifestoyu ayrıca Cumartesi günü (9 Mayıs) ilk defa yayınlayacağım. Post Corona yeni nesil misafirperverlik ve özenli tasarımla yükselişe geçecek.

Haberin Devamı

TURİZMDE SÜRDÜRÜLEBİLİR HEDEFLER

Turizmde corona manifestosu
Turizmde yeni konseptin temelinin, Birleşmiş Milletlerin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları olması gerektiğini beyan ediyorsunuz.

Bu ilkeleri çok önemsiyorum, çünkü tekrar görüldü ki doğa, sağlık, insan çok önemli. Onlarsız hayat mümkün değil. Ufacık bir virüs dünyayı durdurdu. Her şeyin kıymetini çok daha iyi anladık. Öte yandan seyahat uzun vadeli bir mega trenddir. Tüm dünyadaki insanlar seyahatin onlar için kattığı artı değeri çok takdir ederler. Bu bütün kültürler, coğrafyalar, dinler, cinsiyetler, nesiller için geçerli bir olgudur. Turizm, Türkiye için çok çok önemli. Bu mega trendi SÜRDÜREBİLİR olarak tasarlamak da bundan sonra ülkemizin mega hedefi olmalıdır.
Bu ilkeleri uygulama konusunda nasıl bir söz veriyorsunuz?
Zaten kısmen de olsa uyguluyoruz Sürdürebilir Kalkınma Amaçlarını. Tamam o zaman, dünyaya bu mesajı haykıralım ve arkasında duralım. Rakamsal hedeflerimize ulaşabilmemiz için bu nitelikli amaçları hayata geçirmemiz gerekiyor. Ben de bunun sözünü vermek istiyorum. Post Corona turizm açısından üç çok önemli konuya bu yeni tasarım manifestosuyla mutlak çözüm getirecektir; Sağlık & Güvenlik (yeni hijyen), Sosyal Mesafe ve Mutluluk. Bunları sağlayabilmemiz için de mutlaka, havaalanı, transfer ve otel konaklamaları için “Yeni doğru akışları” oluşturmak gerekiyor.

Haberin Devamı

SOSYAL MESAFE KURALI

Turizmde corona manifestosuÖdünleşim kavramından ne anlamalıyız?
Trade-Off terimi Türkçe’ye böyle çevrilmiş. Ödünleşim, bir şeyin bir kalite veya özelliği azalırken başka bir kalite veya özellik kazanmasını ifade eder. Önümüzdeki yakın ve belki de orta süreçte belli bir zaman boyunca konaklama ve tamamlayıcı sektörler tam kapasite yerine, belli oranda hayata geçmek durumunda kalacak. Yani kapalı kalmak yerine, belli bir kapasite ile ekonomik hayatlarına geri dönecekler. Ödünleşim (Trade-Off) denen bu süreç için yapılması gerekenler, kurallara uygun olarak gerçekleştiği sürece seyahat edenlerin güveninin de yeniden kazanılmasına vesile olacaktır. Örneğin; otel kapasiteleri sosyal mesafe kuralına uyarlanmalı. Ekonominin ve seyahat hareketlerinin daralacağı göz önüne alarak tüm kapasite yüzde 40-60 oranında planlanmalı. Oteldeki personel sayısı ise özellikle mutfak, servis, housekeeping bölümlerinde normal işletme yılına göre iki misline çıkartılmalıdır.

Haberin Devamı

MİSAFİRPERVERLİK BİZE ÖZGÜDÜR

“Türk Özeni” kavramı da oldukça ilgili çekici. Misafirperverlikle özdeş sanırım?
Dünyanın her yerinde ev sahibi olabilirsiniz ancak misafirperver olmak gerçekten bize özgüdür. Dünyaya mal olmuş Türk misafirperverliği kavramının yanına, bir de Türk Özeni/Turkish Care kavramı ekleniyor. Türk özeni de kendi başına bir tasarım. Bu tasarımın standart olarak bütün otellerde uygulanması halinde Türkiye, dünyanın en önemli seyahat merkezi haline gelecektir. Tasarım bütünseldir! Bir şeyi sırf hoş görünsün diye yaratmak değildir. Lobilerden, yiyecek içecek alanlarına, sahil düzenlenmesinden odalara kadar bütün alanlarda tasarımlar misafirlerin kafasındaki korkuları, endişeleri ortadan kaldırmak ve bu yolculuklarında onların çok mutlu olmalarını sağlamak için yapılan bilinçli bir eylem olmalıdır.

Haberin Devamı

Örnek verebilir misiniz?
Mesela tatil boyunca konuklar için restoranlarda oturulacak masalar, havuz başı ve sahil şezlongları check-in sırasında tespit edilmeli. Şezlonglar sosyal mesafe kurallarına göre en az 1,5 metre aralıklarla tasarlanmalı. Her odaya 2 ila 4 şezlong ayrılmalı, misafirler konaklama sürecinde aynı şezlongu kullanmalı. Lokantalarda ve Lobide masa ve sandalyeler için minimum sosyal mesafe 1,5 metre olmalı. Tasarımın, misafir üzerinde anlamlı bir etkisi olursa, yaşatacağı his ve deneyim de unutulmaz olacaktır.

DİJİTAL DÜŞÜNMEMİZ ŞART

Dünyada yaklaşık 1,3 milyar kişi seyahat ederken, birden “dur” denildi. Gelecekle ilgili yorum yapmak ya da reçete vermek için erken mi ya da doğru zaman var mı?
Hiçbir şey için erken veya geç değil, bugünü yaşayacağız ve yarını planlayacağız.
Her şeyi güncellememiz lazım, dijital çağda yaşıyoruz. Güncellemede hata olursa da ufak tefek, yeni versiyon yaparız, tekrar güncelleştiririz. Dijital dünyada dijital düşünmemiz şart. Hızlı ve akıllı olmamız lazım. Yeni bir dünya olacak, kurallar yeniden yazılacak, dijitalleşme, veri vs. petrolün, atomun yerine, önüne geçecek. Biz sektör olarak bunu ıskalamayalım, kontrolü kendi elimize alalım. Verisiz bunu yapmamız, milli verisiz, milli sistemsiz bunu yapmamız imkânsız. Dijitalleşmede son dönemde yürürken şimdi koşmamız lazım.

TARİH YAZANLARDAN OLALIM

Turizmde corona manifestosuKorona virüs bir araç diyorsunuz, bu süreçte sektörel olarak düşünülmesi gereken öncelikli şeyler neler olmalı?
Turizmde biz çok işler becerdik 30-35 senede, bununla da gurur duyalım. Sıkıntılar da oldu bu süreçte; depremler, terör, ekonomik krizler vs. Bu normalin dışındaki olaylardan sonra önce kaybettik, sonra hızla geri geldik. Hızla geri gelirken de bazı şeyleri atlamış olabiliriz, bence de atladık. Bu kadar dünyayı durduran bir salgından sonra aman bir daha atlamayalım. Yine hızlı geri geleceğiz, ancak bu sefer nitelikli gelişmeleri en ön sıraya koyalım. Bu, bütün dünyayı ilgilendiren bir dönüşüm, değişim. Biz akıllı olalım ve bu şansı iyi değerlendirelim. Tarih yazılıyor, biz tarihi yazanların arasında olalım. Benim çabam bu.

ÜRÜN TERCİHLERİ DEĞİŞECEK

Diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda Türkiye’nin hareket kabiliyeti ne yönde olur? Yeni pazarlar doğar mı?
Pazarlar, ürün tercihleri değişecek, Türkiye’nin kabiliyeti çok yüksek, şansı da yüksek. Deniz, kum, güneş tabii ki çok önemli ancak tarihin, medeniyetlerin, kültürün vb. bu kadar varyasyonu hiçbir ülkede yok. Türkiye’de bilinen 265, tahminen 400 antik şehir var! Başka ülkeler bunun hayalini bile kuramaz. Türkiye’nin tanıtımının da yeni versiyonu var. Olan ama kullanılmayan efsaneleri ve hikâyeleri var Türkiye’nin. Bir milli seferberlikle bunları süratle hayata geçirmemiz şart.

ÇEŞİTLİLİK HEDEFLENMELİ

Pazarlama iletişimi anlamında tespitleriniz ve önerileriniz ne olur?
Sayın Mehmet Nuri Ersoy bakanımız bizim sektör için önemli bir şans. Ekibiyle birlikte çok iyi işler yapıyor. Yine kurucu yönetim kurulunda olduğum TGA (Turizm Geliştirme ve Tanıtım Ajansı) da bu dönem için şanstır. İlk defa hazırız krizi yönetmeye ve post corona pazarlama iletişimini de en iyi şekilde yapacağız bu sayede. İletişimde yeni hikâyeler ve çeşitlilik ana hedefimiz olmalı. Türkiye iletişim için yeni bir strateji tespit etmelidir. Yeni tasarımlarını özellikle Güvenlik, Sağlık, Yeni Hijyen ve Sosyal Mesafe konusundakileri ön plana almalı ve farkındalık yaratan güçlü bir iletişim kurmalıdır.

ÇATI ÖRGÜTÜ MODELİ

STK’ların rolünü ve yapması gerekenleri değerlendirirsek?
Dönüşüme uğrayacak dünyada, STK’ların da bu dönüşüme ayak uydurması, yenilenmeleri şart. Bu krizde bence görüldü ki güçlü ses ve uygulamalar için el birliğiyle hareket etmemiz, kenetlenmemiz şart. Turizm ile ilgili çeşitli STK’ların kanun ile çatı örgütü modeline geçmeleri elzem. Buradan Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a çağrım, bunu süratle hayata geçirmesi ve 20 senedir gündemde olan bu kanunların meclise getirilmesi. Yoksa STK’lar zayıflayacak, tek başına hiçbir sorunu çözemeyecek ve tartışmalardan işlere vakit ayırmayacak hale gelecektir. Kanunla da aslında STK’ların daha güçlü olmasını ve toplu refleks göstermelerini sağlamalıyız.

Yazarın Tüm Yazıları