Paylaş
Vedik Astroloji denilince akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Öncelikle kurumsal hayattan astrolojiye geçişinizin hikâyesini sizi tanımak adına kısaca dinlemek isteriz?
Esasen okuma yazmayı öğrendiğim günden bu yana hayatın mistik yönlerini anlamaya çalışan, araştıran, okuyan biriyim. Kurumsal hayatın bana önemli getirileri olduğunu bugün geriye baktığımda daha net olarak görebiliyorum. Örneğin iyi analiz nasıl yapılır bunun tekniklerini öğrenmemi sağladı, ancak farklı şeyler yapma isteğim de yüksekti. Kurumsal hayat sizin bütün vaktinizi ve enerjinizi alabiliyor. Daha özgür şekilde ve sevdiğim bir şeyle uğraşma hedefim vardı. Bu nedenle 2006 yılında radikal bir karar alarak yolumu değiştiriyorum diyebilme cesaretini gösterdim. Bu süreçte Vedik Astroloji ile çoktan tanışmış ve ilerlemiştim. Çok sevdiğim ama Türkiye’de neredeyse hiç bilinmeyen farklı bir alanı hem daha derinden keşfedip, hem de sevdiğim bir şeylerle uğraşmak istedim. 2012 yılından bu yana da Vedik Astroloji alanında eğitim ve seminerler veriyorum. Taşlar, renk analizleri, sayıların kader ve kişiliğimiz üzerine etkileri konularında da çalışmalarım ve araştırmalarım bulunuyor.
Son kitabınız, ‘Sayıların ve Renklerin Sırlı Dili’nde okuyucular neler bulacak?
İnanıyorum ki evrenin bir dili var. Ve bu dil, bizimle güçlü biçimde, sayıların ve renklerin titreşimi ile iletişim kurmakta. Ceres Yayınları’ndan çıkan son kitabımı, sayıları sevmeme ve anlamama yardım eden matematik sevdalısı anneme ithaf ettim. Unuttuğumuz ve hatta çok bilinçli olarak bize unutturulan çok fazla bilgi, gelenek ve kadim öğreti bulunuyor. Renkler ve sayılar da bu kadim öğretilerden biri. Bu kitabımla okuyucuları bir uyanışa, bilgiye sahip çıkmaya ve hayatlarına akıtmalarını sağlamaya çağırıyorum.
Binlerce yıldır sayılar, semboller, renkler üzerinde çalışıldığını biliyoruz. Sizin için özellikle önemli olan ya da etkilendiğiniz bir dönem var mı?
Benim ilgimi en çok Orta Asya dönemimiz çekmekte. Fazla bilinmez ya da ilgi hep Osmanlı dönemine odaklanmıştır diyebiliriz. Oysa köklerimizin, Anadolu’ya gelişimizin ve öncesinin hikâyesi ve tarihi, geleneklerimiz hepsini çok severek inceliyorum. Diğer bir noktada dünyanın bilhassa 13 ve 14. Yüzyılda Doğuda büyük bir yükseliş içinde olduğunu fark ettim. Anadolu’da Selçuklu çok önemli bir dönemdir diye düşünüyorum. Selçuklu severek incelediğim dönemlerden birisidir.
EVREN SAYILARLA TAMAMLANIR
Kitabınıza ünlü matematikçi Pisagor ile başlıyorsunuz. Sizin için önemi nedir?
Pisagor’a göre, ‘Tekâmül, hayatın yasasıdır. Sayı, evrenin yasasıdır. Teklik ise Tanrı’nın yasasıdır.’ Pisagor, çağının en büyük filozof ve bilim insanlarından biriydi. Hayat hikâyesi de çok ilginçtir. Müzikte matematik vardır diyor, notaların bile matematiksel örgüsünden bahsediyor. Geometrinin eşsiz varlığını insanlara belki de ilk anlatanlardan. Ruhsal ve fiziksel varlığımızda sayıların gücünü vurgulamış sürekli öğrencilerine... Dolayısı ile evrenin tüm hikâyesi sayılar ile tamamlanan muazzam bir yapıdır ve üstat Pisagor bizi sayıların gücü ile tanıştıran özel biridir. Onun sayesinde sayıların, insan denen varlığın oluşum frekanslarına dahi sızan özel titreşimler olduğunu fark etme olanağına kavuştuk.
ENERJİ, FREKANS, TİTREŞİM
Bir diğer bilim insanı Tesla da sürekli 3, 6 ve 9 sayılarının gücünden bahsetmiş. Detaylarını sizden alabilir miyiz?
Tesla çağının çok ötesinde; zor bir kişiliğe sahip, ritüelleri olan, takıntıları güçlü bir araştırmacı, ilim ve bilim insanıymış. Tesla diyor ki: ‘3,6,9 sayılarının ihtişamını bilseydiniz evrenin kapılarını açacak önemli bir anahtarınız olurdu.’ Hayatı boyunca 3 (enerji),6 (frekans) ve9(titreşim) sayılarının gücünden bahsetmiş. Bu üçünün birleşimi evrenin rezonansını oluşturmakta.Bedenimizin, organlarımızın bir enerjisi vardır. Her şey enerjidir. Frekans ise bu enerjiyi hangi dalga boyunda kullandığımızı gösterir. Titreşim ise ikisinin toplamından oluşur ve dışarıya nasıl aksettiğimizi gösterir. Renklerde bu etki çok güçlüdür. Örneğin kırmızı dalga boyu yani frekansı düşük ama titreşimi yüksek bir renktir. Bu nedenle dikkat çeker ama etkisi hızlı geçer. Enerjisi vurucu ve aktif bir yansıma verir. Mor ise frekansı yüksek titreşimi düşüktür. Ağır bir enerji verir. Mesafeni koru etkisi alırız mor renkten.
SAYILAR ÖZEL ANAHTARLARDIR
1 ile 9 arasında sıralanmış sayıları, evrenin orkestra şefi olarak tanımlıyorsunuz. Sayılar nasıl çalışır?
Sayıların her biri ayrı bir sembol ve enerji içeriyor. Günlük hayatımızda akan onlarsız yapamayacağımız matematiksel formüller içinde ki yerleri dışında, güçlü titreşimleri de bulunur. Sayılar anahtardır. Siz hangi sayı ile hangi kilidi açacağınızı bilirseniz yaşamın içinde bir problemi veya ruhunuzdaki birçok kilidi bu anahtarlarla açabilirsiniz. Uzun yıllardır ruhumuzu anlamadan, onun içine gizlenmiş sırlarımızı, tıkanıklıklarımızı çözmeden veya görünenin ardındaki bize ulaşmadan kendi yolculuklarımızı kolaylaştıramayacağımızı savunuyorum. Bunun içinde bizde var olan kodlu sayıları ve onların bizdeki yansımalarını iyi anlamamız gerekiyor.
RENKLERİN HİKÂYESİ VARDIR
Renklere sayıların ruh ikizi diyorsunuz, bu anlamda hayatımızda nasıl bir destek sağlıyor?
Her sayının bir rengi vardır. Çakralarımızın rengi, bizi saran enerji alanımızın rengi gibi… Renk gözün algıladığı ve bizi etkileyen en yüksek frekanslardan biridir. Bu nedenle yaşam alanlarımızdan, psikolojimize kadar geniş bir yelpazede bizimle iç içedirler. Renkler ruh durumumuzla ciddi bağlantı kurarlar. Ofis alanları, yaşam alanları, uyuma alanları yatak odalarının hangi renkleri sevdiğini bilirsek o alanla olan uyumumuzu farklı bir noktaya taşıyabiliriz. Örneğin; depresif olduğumuzda turuncu bize iyi gelir. Beklemek, güçlenmek ve enerji toplayıp gücümüze kavuşmak istediğimizde siyah bize yardımcı olur. Israrla gittiğimiz renklerin veya ısrarla dolabımıza veya hayatımıza almadığımız renklerin bir hikâyesi vardır aslında.
KADER SAYISI VE İSİM
Ya kader kodu dediğiniz şey? Kader sayısı ile şans dediğimiz şey bağlantılı mıdır?
İsmimizi değiştirebiliriz. Hayatımızda tercihlerimizi değiştirebiliriz ama doğum günümüzü değiştirmemiz mümkün değildir. İşte bu nedenle doğum günümüzün gün, ay ve yıl toplamının sayı değeri bize kader sayımızı verir. Bu sayı bizim ana frekansımızdır. Frekansımızı ölçümlemenin kolay bir yoludur. Kader sayımızın rengi bile bizim ana rengimizdir. Bu sayı 10 veya 11 ise toplamı 1 veya 2 olacaktır ama bu iki sayının güçlü enerjisi hayatımız boyunca dar zamanlarda bizi şanslı kılacak bir frekansa geçmemizi de sağlar.
İsim sayılarının önemi nedir?
İsmimiz hayatımız boyunca en çok duyacağımız kelimedir. Bizi yansıtır ve bizimle zamanla bir bütün olur. Her ismin kendine has bir enerjisi ve frekansı bulunur ve bizimle birlikte titreşir. İsim sayıları bu nedenle çok önemlidir ama bir o kadar da ismin anlamı, bize yüklediği etki de önemlidir. Zira isimlerimiz bize yansıma yaparlar.İsim koyarken en dikkat edilmesi gereken şey vefat etmiş ve bir hikâyesi olan bireylerin isimleri çok dikkatli düşünülerek çocuğa verilmedir. Çocuğa isim verirken basit bir şey yapmadığınızı hayatı boyunca yükleneceği bir enerjide beraberinde ona sunduğunuzu bilmenizde fayda var.
BİREYSELLİĞİN VE GİRİŞİMLERİN YILI
Peki, gelelim en merak edilen sorulardan birine, yani 2022 yılının sayısına? Genel olarak nasıl bir yıla giriyoruz?
Yılın sayısı 6; 2022’yi topladığımızda 6 sayısına ulaşıyoruz. İçinde üç tane 2 olan bu yıl 6 ve 2 sayısının frekansını ana planda yaşatacak. Yani duygusal ihtiyaçlarımızın, keyif alma isteğimizin arttığı, aileye, güvenlik alanlarımıza önem verdiğimiz, hislerin ve sezgilerin, yaratım enerjisinin, bireyselliğin ve girişimlerin arttığı bir yıl olacak.Dünyada sisteme güvenme döngüsü bitiyor. Kişisel gücü deneyimleme ve tabir yerinde ise dalına değil, kanadına güvenme senesi bir anlamda.Girişimden ve yeni olanı deneyimlemekten korkmayanlar için başarılı sonuçlar alma potansiyeli artacak. Ekonomik anlamda, yılın ilk dört ayında dikkatli olmakta fayda var. 2020’de başlayan içinden geçtiğimiz salgın sürecinin ise kendi döngüsünü bitirme sürecine geçtiğini, bahar ayına kadar dengelerin yerine oturacağını düşünüyorum
ÇÖKÜŞÜN BAŞLANGICINDAYIZ
Zor bir yılı geride bırakıyoruz. 2022’den de korkmalı mıyız?
2019’un Aralık’ından itibaren dünya yeni bir sürece girdi ve biz bunun alıştırmalarını yaptık. 2022 yılında gelişme sürecine giriyoruz, bu anlamda çok korkutucu bulmuyorum. 2023-2024 gibi tamamlamaya erecek. Girişte bir şeyleri anlamaya çalıştık ama gelişme bölümü çok önemlidir. Artık şunu anlamamız gerekiyor; yeni yıldan bir şey beklerken diğeri bitti artık her şey iyi olacak diye bir şey yok. Yeni dünya düzeninde sizi mutlu eden şey ya da beklediğiniz ne ise; akıllıca, bilinçli bir şekilde yönetenler, farkları anlayanlar kârlı çıkacak ve hayatta kalacak. Dünya ekonomisi için çöküşün başlangıcındayız; ülkeler için, şirketler için, dünya piyasaları için… Dijital bir dünyaya geçerken, yeni bir ekonomik düzen kurulurken bunun hızlanacağını düşünüyorum. Nerde olduğumuzu anlayacağımız, rahatlayacağımız tarihler ise 2024 yılının bahar ayları olacak.
ÜRETİME AĞIRLIK VERMELİYİZ!
Sektörel anlamda gelişimler ve değişimler hakkında neler söylersiniz?
Sanatsal alanlar, el sanatları, zanaatlarla ilgili değerler yeniden öne çıkıyor. Görsel sanatlar, yaratıcı etkiler yükselen değerler arasında. Bankacılık sektörü, emlak ve otomotiv sektörü zorlanabilir. Kargo ve lojistik sistemleri ile uğraşan firma ve alanlarda gelişim ve büyüme potansiyeli mevcut. Tarım, ekolojik konular önde olacak. Güvenlik sektörleri, özellikle dijital güvenlik, data ve bilgi sistemleri ile uğraşanlar, teknolojik alt yapı konuları revaçta olacak. Üretim çok önemli! Dünya, ülkelerin kendi kaynaklarına döneceği bir sürece doğru gitmekte. Bu nedenle kendi kaynaklarımızı korumak ve üretime ağırlık vermek; 2022 yılında bu alanda daha farklı bir farkındalığa geçmemiz adına bize fırsatlar da sunacak. Umarım iyi değerlendiririz.
Paylaş