350 yıllık kültürün mirasını geleceğe doğru aktarmalıyız

Koleksiyoner Esat Uluumay tarafından 60 yılda oluşturulan Osmanlı Halk Kıyafet ve Takıları Koleksiyonu, konusunda ilk ve dünyadaki en kapsamlı ihtisas koleksiyonlarından olma özelliği taşıyor. Usta koleksiyonerin vefatından sonra mirasını devralan kızı Feyza Uluumay Gökalp, İmparatorluğun son 350 yılını anlatan kültür emanetinin doğru strateji ve desteklerle ülke ekonomisine katkı sağlayacak önemli bir merkeze dönüşebileceğine dikkat çekiyor.

Haberin Devamı

350 yıllık kültürün mirasını geleceğe doğru aktarmalıyız
Uluumay Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Feyza Uluumay Gökalp ile önemli bir koleksiyonerin kızı olarak büyümesinden, aldığı emanetin maneviyatının ağırlığına kadar uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik. En büyük korkusunun tarihi hafızanın kendisinden sonraya aktarılamaması olduğunu anlatan Uluumay Gökalp, “Tüm eserlerin bilimsel metotlarla incelenip, araştırılıp tanıtılması, korunması ve geleceğe aktarılması için kısıtlı imkânlarla çalışıyoruz. Bir gönül adamının yüreğiyle ortaya çıkan koleksiyonumuzun başka ülkelerde olsa, özel ya da kamu kurumlarının desteğini alarak, korunabilen bir kültürel miras olabileceğini görüp, üzülmüyor da değiliz” diye konuşuyor.

Haberin Devamı

EKSİKLERİMİ SANATLA TAMAMLADIM

350 yıllık kültürün mirasını geleceğe doğru aktarmalıyızBabanız Esat Uluumay’ın koleksiyonerliğe ilk adım attığı hikâyesini sizden dinlemek isteriz?
Babamın ilk koleksiyonerlik macerası, oyuncak tahta bir Macar matarası ile başlamış. Bazen birileri dokunur ya hayatınıza, babamın da öyle olmuş işte. Eski Kapalıçarşı Ahi teşkilatına bağlı bir esnaf efendi, küçük Esat’ın annesinden ısrarla istediği oyuncak Macar matarasını babama hediye edivermiş. O yufka yürekli esnaf, sonrasında satacağı mataraları düşünerek mi hediye etti bilinmez ama bugün ulusumuza kalan eşsiz bir kültürel mirasın belki de ilk işaretçisi olmuştur. Rahmet olsun.
Usta bir koleksiyonerin kızı olmayı nasıl anlatırsınız. Sizin hayatınızı nasıl etkiledi bu durum?
Bir koleksiyonerin kızı olarak babamdan sevgi ve ilgiyi pek görmeden büyüsem de, çocukluğum çok renkli geçti diyebilirim. Bursa’da akşam ezanına kadar sokakta oynadığımız günlerden birinde arkadaşlarıma bizim evdeki telaşı anlatıp, o zamanın başbakanı olan rahmetli Turgut Özal’ın eşi Semra Hanım’ın babamı ziyarete geleceğini söylediğimde arkadaşlarım benimle epey eğlenmişlerdi. Ertesi gün Semra Hanım, yazar Selim İleri, Nezihe Araz ve isimlerini hatırlayamadığım hanımefendiler mahalleyi dolduran arabalardan inince yüzlerini görmek paha biçilemezdi (gülerek). Aslında evimize her zaman çok önemli araştırmacılar, profesörler gelip giderdi. Ben de bu sohbetlerden feyz alıp her biri sanat eseri olan eşyalarla büyüyünce; çocukluğumda yaşadığım eksiklikleri sanatla tamamlamaya karar verdim ve Mimar Sinan Üniversitesini bitirip tasarımcı oldum. Uzun yıllar ulusal kanallarda binden fazla programın sahne ve set dekorlarını tasarlayıp uyguladım. Eşimle de televizyonda çalışırken tanışıp evlendik.

Haberin Devamı

DÜNYADAKİ EN KAPSAMLI İHTİSAS KOLEKSİYONU

350 yıllık kültürün mirasını geleceğe doğru aktarmalıyız
Koleksiyonun ana temasını bize nasıl anlatırsınız?

Koleksiyonumuz için 1299’da başlayıp 1922’de yıkılan Osmanlı Devletinin, son 400 yılında tebaasındaki halkların maddi kültür varlıklarıdır diyebiliriz. Orta Avrupa, Balkanların tamamı, Kuzey Afrika, Hicaz, Mezopotamya, Kafkasya ve Anadolu’da Osmanlıya bağlı yaşamış halkların giydiği kıyafetler, takılar, bu bölgelerde yaşayan insanların inandıkları tüm semavi dinlerin temsilcilerinin kıyafet ve aksesuarları, halk çalgıları, mutfak eşyaları, el sanatları ve gündelik yaşam objelerinden oluşuyor.
Böyle büyük bir mirası almak siz de nasıl duygular uyandırdı?
Eğer ben sanat yerine ilmi bir eğitim alsaydım ya da rahmetli başka bir konuda koleksiyon yapsaydı, büyük ihtimalle ailece vereceğimiz bir kararla koleksiyonu satar, karşılanmayan duygusal ihtiyaçlarımızın intikamını alırdık. Hasta yatağında elimi tutup koleksiyonunu ve vakfı bana emanet etse de, vefatından sonra rüyama girip beni yangın tüpleri konusunda uyarana kadar emaneti devralma konusunda net karar verememiştim. Nasıl olursa olsun, konusunda ilk ve dünyadaki en kapsamlı ihtisas koleksiyonlarından biri olan Uluumay Vakfı Osmanlı Halk Kıyafet ve Takıları koleksiyonu; tüm bu ihtimal ve olasılıkları bertaraf edecek bir zenginliğe sahip. Böyle bir koleksiyonu bir araya getirip kendi yaşam döngüsünü tamamlayarak ebediyete kavuşan babamı da, hamiliğini yapmama sebep olduğu için saygı ve sevgiyle yâd ediyor, ulusumuz adına şükranlarımı sunuyorum.

Haberin Devamı

ETNOGRAFİK MALZEMELER ÖZEL ŞARTLARDA SAKLANMALI

Koleksiyonda yer alan ürünleri korumak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Koleksiyonumuzun bir kısmını; Bursa’nın Unesco kültür mirası listesine alınmış Muradiye Külliyesinin hemen altında yer alan, ünlü şair ve devlet adamı Ahmet Paşa’nın 1483 yılında inşa ettirdiği medresede sergiliyoruz. Koleksiyonumuzla ne kadar örtüşse de tarihi yapı olması sebebiyle etnografik malzemelerin depolanması için gerekli yapıları ilave edebileceğimiz bir mekân değil. Korunması en zor materyal olan etnografik malzemelerin özel şartlar altında saklanması gerekir. Bu nedenle pek çok eseri İstanbul’da bir dairemi eserlere tahsisleyerek korumaya çalışıyorum. Tüm bu eserleri erişebilecekleri en uzak geleceğe aktarmak için vakfımızın imkânları ve dostlarımızın destekleri sayesinde belli bir seviyede korumak için minimum şartlarını sağlayabildik.
Maddi manevi her anlamda çok zor bir görevi üstlenmiş görünüyorsunuz?
Böyle önemli bir kültür emanetinin bilimsel metotlarla incelenip, araştırılıp tanıtılması, korunması ve geleceğe aktarılması için kısıtlı imkânlarla çalışmak beni çok zorluyor doğrusu. Bugün yerini Türkiye Cumhuriyetine bırakan 16.Türk Devleti Osmanlının tebaası halkların dünyaya ve çocuklarımıza anlatacağı o kadar çok hikâyesi ve öyle güzel bir sanatı var ki… İletişim Direktörümüz Gamze Geylani ile birlikte tanıtım konusunda çok emek veriyoruz. Pandemi sebebiyle eksikliğini doldurmakta zorlandığımız kalifiye personelin, standardize edilmiş homojen bir nem ve ısıya sahip depolama sistemlerinin eksikliğini ise şimdi fazlasıyla yaşıyoruz. Zaten az olan gelir kaynaklarımızın kesilmesi koruma konusunda bizi maalesef çaresiz bırakıyor.

Haberin Devamı

DESTEKLERLE ÖNEMLİ BİR MERKEZE DÖNÜŞEBİLİR

350 yıllık kültürün mirasını geleceğe doğru aktarmalıyız
Bu önemli kültür mirasını ülkemiz turizmine katkı sağlaması için neler yapılması gerekiyor?

Halen İstanbul Üniversitesi Müze Yönetimi bölümündeki yüksek lisansıma devam etmekteyim. Bunun yanı sıra çağdaş sanat ve küratörlük üzerine kapsamlı bir eğitim almaya da yeni başladım. Aldığım eğitimle daha iyi anlıyorum ki emanetçisi olduğum bu koleksiyon, çağdaş yönetim, doğru strateji ve maddi kaynağı oluşturacak desteği alabilirsem Japonya’da bulunan Kyoto Müzesi gibi çok gezilen, tanınan ve ülke ekonomisine katkı sağlayan bir merkeze dönüşebilir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin tarihlerini, nereden gelip nereye gittiklerini yorumlayabilen dünya vatandaşları olmaları için kaynak oluşturabilmeyi hedefliyoruz. Bir gönül adamının yüreğiyle ortaya çıkan koleksiyonumuzun başka ülkelerde olsa, özel ya da kamu kurumlarının desteğini alarak ülke ekonomisine katkı sağlayan ve güzelce korunabilen bir kültürel miras olabileceğini görüp, üzülmüyor da değiliz.

Haberin Devamı

KÖKLERİNDEN BESLENEN BAŞARIYA ULAŞIR

350 yıllık kültürün mirasını geleceğe doğru aktarmalıyız
Koleksiyonda yer alan ürünlerle ilgili bilgileri nasıl derlediniz?

Rahmetli babam çoğu koleksiyoner gibi bilgiyi paylaşmayı pek sevmezdi. Topladığı tüm eserleri araştırır, kayıtlarını tutar, çeşitli notlar alır; bir gün yazacağı kitaplar için arşivlerdi. Vefatından 2 yıl önceki hastalık sürecinde onun adına işlerini yürütmeye başladığımda, kendisinden cımbızla aldığımız bilgilerden çok daha fazlasıyla karşılaştım. Babamın koleksiyonunu tanıdıkça ben de bilgiye doğru akmaya başladım. Nereye el atsam altından koca bir tarih ve öğrenilip anlatılacak milyon tane hikâye çıkıyordu. Bir çobanın asasına el yazısıyla yazdığı aşk dizelerinden, başlığına taktığı meldine karanfil doldurarak doğal parfüm elde eden Keles Kocakavacık genç kızına; hamam taslarının ortasındaki kabarıklığın Kybelenin göbeğine giden hikâyesine; belindeki kuşağa taktığı boncuktan çubuklarla yaşayan ve ölen evlatlarını anlatan yaslı Kars Ani kadınına; memnuniyeti ya da üzüntüsünü başına taktığı oyalı örtüleriyle anlatan yeni geline, başında sevdiği kadınların el emeği ile yapılan kabalakla savaşa uğurlanan efenin başlığına ve şamanların rüya tutma takısına kadar pek çok eser kendini anlatmak için bekliyordu. Mors alfabesi gibi çözmeye başladığınızda ne anlattıklarını duyabiliyordunuz.
Hikâyesiyle de etkileyen koleksiyon size ne öğretti?
Açıkçası sanat konusunda kendimi bir entelektüel sanan ben, belki de en önemli detay olan kendi sanatımı hiç anlayamamış hatta küçümseyerek reddetmiş olduğumu anladım. O güne kadar tanıdığım öğrendiğim tüm sanatçıların kendi köklerinden beslenerek başarıya ulaşmış olduklarını keşfedince de Atatürk’ün şu sözü anlamsal karşılığını bulmuş oldu: “Türk gençliği Atalarını tanıdıkça büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”

HAFIZAYI KİTAPLARA AKTARMALIYIZ

Kitap çalışmanız da var bildiğim kadarıyla?
Hâlihazırda üstünde çalıştığım üç kitap var. Bunlardan iki tanesi babacığımın kıyafetler hakkında hazırladığı fakat bitirmeye ömrünün vefa etmediği çok önemli kitaplar. Diğeri de benim uzun süredir araştırmasını yaptığım yine koleksiyon içinden ama farklı bir yönden ele alarak anlatmak istediğim bir çalışma. Maalesef bu süreçte kitaplarımızın basımını ileri tarihe alıp kaynaklarımızı koleksiyonun ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaya karar verdik. Şimdi en büyük korkum, aileden bütün bu hafızayı benden sonra aktaracak ve devam ettirmek isteyen kimsenin olmaması yüzünden kaybolması ihtimali.
Son olarak koleksiyoner olmak isteyenlere neler söylemek istersiniz?
Koleksiyonerlik bana göre, eşyanın bize verdiği haz, anlam ve bilginin artması için toplanması, çoğaltılması ve çeşitlendirilmesidir. Kısacası bir aşktır. Eşyanın tabiatındaki anlama varanlar içinse iyileşmek istenilmeyen bir hastalıktır. Koleksiyon gelişirken toplayıcısını da geliştirir. Hayata farklı pencerelerden bakmayı sağladığı gibi araştırmaya yönelttiği için de yararlı bir uğraştır.

KONUSUNDA İLK VE TEK

350 yıllık kültürün mirasını geleceğe doğru aktarmalıyız
Yedi kuşak Bursalı olan Esat Uluumay, 60 yıl boyunca topladığı Osmanlı halk kıyafetleri ve el sanatları ile imparatorluğun son 350 yılını anlatan ihtisas koleksiyonunu oluşturdu. Konusunda ilk ve tek olan bu ihtisas koleksiyonu Bursa Muradiye’de Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden divan edebiyatının önemli doğa ve aşk şairi Ahmet Paşa’nın 15.yüzyılda inşa ettirdiği medresede sergilenmekte. 
Uluumay Vakfı Osmanlı Halk Kıyafet ve Takıları Koleksiyonu’nda Macaristan’dan Yemen’e; Irak’tan Kafkasya’ya 72 milletin, farklı etnik grupların ve din adamlarının kıyafetleri sergilenmekte. Ayrıca İmparatorluk sınırları içerisinde yaşayan halklardan; Şamanlardan, Selçuklulara, Artuklardan, Osmanlılara 815 adet halk takısı, Osmanlı el sanatları, binicilik takımları, silahlar ve yaşam objelerine ev sahipliği yapmakta. Koleksiyonerlik belgesini devralan Feyza Uluumay Gökalp vakfın şimdiki yönetim kurulu başkanlığını da yürütmekte.

Yazarın Tüm Yazıları