Çocuklara sanat öğreten dev adam

Boyu neredeyse 1.90. Kilosu 155. Alışveriş merkezinde dolaştırılan tavşanlardan, kaplanlardan farkı yok. Tek farkı fazlasıyla gerçek, dört dörtlük bir insan. 20 yıldır çocukların sanat yoluyla daha yaratıcı bireyler olmasına uğraşıyor

Haberin Devamı

İsmi Barış Karayazgan. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’ni bitirdikten sonra doktora için Amerika’ya gitti. ‘Çocuk ve sanat’ konusunda uzmanlaştı, dönüp çocuk sanat merkezi, Pace Sanat Merkezi’ni kurdu. O gün bugündür her ne zaman sanat ve çocuk kelimeleri yan yana gelse üçüncü olarak adı söyleniyor.
12. İstanbul Bienali’nde çocuklarla ilgili bir atölye mi açılacak, o açıyor. Akbank Çağdaş Sanat Atölyesi’nde çocuklarla yaratıcı sanat çalışmaları mı yapılacak, o yapıyor. Yine Akbank ile oyuncak ve junior baskı uygulamalarını gerçekleştiriyor.
Pace Çocuk Sanat Merkezi’ndeyse 2-5, 5-10 gibi iki farklı grupta çocuklara hitap ediyor. 2-3 yaş derse aileleriyle katılıyor. Haftada bir buçuk saat eğlenceli ve yaratıcı sanat aktiviteleri sunuyor. Resim, heykel, mozaik, seramik, mobil heykel, takı, cam, boyama, kukla, dokuma ve duvar resimleriyle hayal dünyalarını zenginleştiriyor.

Haberin Devamı

AMAÇ YARATICI BİREY

Ve bakın amacını nasıl anlatıyor: “Nasıl bir çita en hızlı koşan hayvansa, nasıl bir aslan en iyi avcıysa, dünyada çocuk da en iyi öğrenen. Ama okullarda tersi bir durum var. Öğretmen her şeyi biliyor, çocuk bilmiyor inanışı hâkim. Ya da sınıfta biri problemi çözüyorsa parmakla gösteriliyor. Alkışlanıyor. Geri kalan bütün çocuklar mahcup. Çocuğun en iyi öğrenci olabilmesi için rahat olması lazım. Otur, kalk, sus uyarılarını almaması lazım. Oysa sanat çocuğa kendi olabilme, kendi istediğini yapabilme şansı tanıyor. Alan çocuk bir anda vermeye başlıyor. Benim hedefim kesinlikle sanatçı yaratmak değil. Çünkü bunu bilemeyiz. Bizim ilk amacımız fiziksel aktiviteyi başlatmak. Ana amaç yaratıcı bireyler yetiştirmek. Büyüyünce ne olursa olsun yaratıcı bir insan olmasını sağlamak. Banka müdürüyse yaratıcı bir banka müdürü, gazeteciyse yaratıcı bir gazeteci olsun.”

HERKES SANAT YAPABİLİR

Karayazgan herkesin sanat yapabileceğini düşünüyor. “Çünkü buna ihtiyacımız var” diyor. Bunun da çocukken daha kolay öğrenilebileceğini savunuyor. Derslerin sonucuna değil içeriğine odaklanıyor: “Hiçbir zaman bu dersten sonra ne yapacaklarını hesaplamıyoruz. Bizim için yaparken yaşadıkları önemli. Dersler enerji dolu. Asla sessiz sakin değiliz. Çünkü çocuk sessiz sakin olamaz. 50 yaşına gelince olacak zaten. Bizimle ilk görüşmeye gelen çocukların önüne tuz-karabiber koyar, karıştır deriz. Gözleri büyür. Çünkü evde yasaktır onları ellemek. Sanat da çocukların genelde dokunamadıkları, duvarda duran tablolardan ibarettir. Bunu yıkmak amaçlı yaptığımız oyuncak heykel çalışmamız var mesela. Gazete, tutkal, su, koli bandı, gıda boyası kullanıyoruz. Çocuğa kendi oyuncağını yaratma şansı veriyoruz.”   

Haberin Devamı

AYAKKABI BAĞLAYAMAYAN ÇOCUKLAR

Karayazgan her zaman çocuklara fırsat vermekten yana. Türkiye’deki en vahim tablonun 6-7 yaşındaki çocukların ayakkabılarını anne-babalarının bağlaması olduğunu söylüyor. Çocuklara sorumluluk vermenin özgüven gelişimindeki rolü konusunda uzun uzun konuşuyor. Çeşitli sosyal sorumluluk projeleri için Çanakkale’den Mardin’e kadar farklı illerdeki çocuklarla çalışan Karayazgan, Doğu’daki çocukların batıdakilere oranla daha iyi durumda olduğunu söylüyor. Nasıl mı? “Çünkü Doğu’daki çocuğun beş kardeşi var. Anne hepsiyle birden ilgilendiği için, çocuğa küçük yaşta kendi sorumluluğunu veriyor. Yemeğini kendi yiyor, ayakkabısını kendi bağlıyor. Hal böyle olunca bu çocuklar daha özgüvenli, daha sosyal, kendini daha iyi ifade eden bireyler oluyor. Günlük eğitimlerin sonunda bütün öğrencilerden o günü değerlendiren birkaç cümle yazmalarını isteriz. Beni en çok etkileyen cümleyi Mardin’de bir kız çocuğu yazmıştı: ‘İnsanın hayatında çok önemli birkaç gün vardır. Bugün böyle bir gündü.’ Okuduğumda gözümden yaş fışkırmıştı resmen. Yine Çanakkale’de bir erkek çocuğu, sanatı bugüne kadar duyduğum en güzel şekilde tanımlamıştı. ‘Sanat canı gönülden yapılan iştir’ demişti. Bu cümleyi doğru bir şekilde İngilizceye çevirmek için hâlâ uğraşıyorum.”

Haberin Devamı

KIZININ ÜSTÜNDE TEST EDİYOR

Barış Karayazgan daha ortaokuldayken çocuk sahibi olmak isteyen tuhaf bir çocukmuş. O kadar erken değil ama doktoraya başladığı yıl evlenmiş, mezun olmasına altı ay kala da kızı Lal’i kucağına almış. Şimdi 8 yaşında Lal. Çocuklarla ilgili yeni kurgulayacağı her türlü sanatsal aktiviteyi ilk onun üzerinde test ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları