Paylaş
Amerika’nın ünlü ve etkili gazetesi Washington Post Türkiye’deki rejimi şöyle tanımlamış: “Ordu merkezli, yarı-otoriteryen bir siyasi sistem.”
Nokta Dergisi, 29 Mart tarihli sayısında neler yazmıştı?
Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen notlar (günlükler) yayımladı.
Yani andıçtan sonra günlükler.
Peki o günlük, ya da notlardaki iddialar neyi kapsıyordu?
Bu notlarda, kuvvet komutanları ve jandarma komutanının AK Parti’ye karşı ‘Sarıkız’ ve ‘Ayışığı’ adlı iki ayrı darbe planladığı, ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün bu girişimlere karşı çıktığı iddia ediliyordu.
Yani özetle ihtilal planları yapılmış.
Türkçesi bu.
Arkamıza baktığımızda çok partili sisteme geçişimizden bu yana üç darbe yapıldı.
1997’daki müdahaleye ABD yakıştırması ile “post modern darbe” adı verildiği için buna “tam porsiyon darbe” denilemez. Olsa olsa yarım darbe. Yani bugüne kadarki darbe sayısı 3,5 (yazı ile üç buçuk)
Bu kadar darbe çok mu?
Bence değil.
Ama benim kafamı karıştıran bugüne kadar planlanan darbelerin hiç birinin adı yoktu.
Ya da kod adı yoktu diyelim.
Ama AK Parti iktidara geldikten sonra planan darbelerin adı varmış.
Mesela Sarıkız ve Ayışığı gibi.
Sarıkız adını tuttuğumu söyleyemem. Kim düşünmüşse çok köşeli düşünmemiş. Yani paradoksal değil. Sarıkız ne demek? Gerçekten kız, yani sarışın kız mı kastediliyor, yoksa bizim bildiğimiz köy yaşamını yansıtan filmlerimizdeki değişmez hayvan isim Sarıkız mı?
Yani inek adı mı?
Bunu geçelim.
Gelelim ikinci isme.
Kod adı: Ayışığı
Yani “moonlight”
Tam yabancı gazete ve dergiler için biçilmiş kaftan.
İhtilalin adı bile mücessem...
Ayışığı İhtilali...
“The moonlight coup”
Bak, bak, bak...
Nerdeyse Washington Post’un manşetini attık sayılır.
Telif haklarımız saklıdır.
Eğer Washington Post adlı gazete aynı başlığı kullanırsa, telif haklarımızın tahsilinden Serdar Devrim sorumludur. (Kendileri bu gazetede dört yıldır köşe yazarlığı yapmaktadır. Denebilir ki en uzun soluklu internet yazarıdır. Hatta yazdığı yazıların sayısı açısından da rekorlara koşmaktadır. Dahası Guiness rekoru kırdığının farkında bile değildir. Sakın uyandırmayın onu...)
Gelelim bundan sonra ne olacağına.
Başbakan Erdoğan savcıların harekete geçmemesine kızmış.
Suriye’den uçakla dönerken mi, yoksa ayağını yere bastığında mı ne, “savcılar soruşturma açmalıdır” mealli laflar etmiş.
Böyle çetrefilli konularda soruşturma açmak kolay mı?
Şemdinli olayları hakkında iddianame hazırlayan Van Savcısı’na ne oldu?
Emekli olsa iyi, ihraç oldu meslekten ihraççç...
Başbakan demiş olmalı ki “Bir savcı daha ihraç olsa dünyanın sonu gelmez ya!”
Belki haklı.
Dünyanın sonu değil tabii.
Darbelerin sonu olsun ama dünyanın değil.
Soruşturma-moruşturma bir yana...
Şu Ayışığı İhtilali adını değerlendirmek lazım.
Bu ismi çok tuttum.
Güme gitmemeli.
Sarıkız adı ise ı-ıhhh...
İhtilal için çok banal...
Cahilce yani...
Yakşmamış...
Sarıkız İhtilali
Yok yok...
Bana başka şeyler çağrıştırıyor...
Tutmadım gerçekten...
Ya Ayışığı...
Bakar mısınız manşete:
“Turkish moonlight coup”
Ne romantik değil mi?
Ayışığında ihtilal yapmak...
Çok hoş ama..
Fevkaladenin fevkinde hoş...
Paylaş