Bir kaşık daha?

Malumunuz geçtiğimiz hafta sonu Anneler Günü'ydü. Anneliğin ve evlatlığın şöyle ya da böyle tanımlanmasına, annelerin 1-3-5 taşlı yüzüğü hak etmelerine yahut şu ya da bu sıfatı taşımaları gerektiğine dair mesajların bombardımanı altında geçti birkaç günümüz. Ben de hazır rüzgârı arkama almışken annelik hakkında biraz atıp tutayım dedim.

Haberin Devamı

Şaka tabii, öyle bir şey demedim. Ama geçtiğimiz günlerde okuduğum ve sizinle de paylaşmayı aklımın bir köşesine yazdığım bir araştırmanın sonuçlarının, Anneler Günü'nün hemen ertesinde tam yerine rast geleceğini düşünüp, manzarayı da ben koyuvereyim dedim.

Efendim, ABD'de Florida Üniversitesi'nde yapılan ve sonuçları yaklaşık bir yıl önce bilim dergisi Journal of Human Nutrition and Dietetics'te yayımlanan bir araştırmaya göre, ebeveynler sofraya çok aç oturduklarında çocuklarını gereğinden fazla yedirmeye ve gelecekte yaşanacak obezite sorununun yolunu açmaya daha meyilli oluyormuş.

Bir kaşık daha

3 ila 6 yaşları arasındaki 29 çocuk ve anneleriyle yapılan bu pilot çalışma kapsamında annelere, yemek öncesi kendilerinin ve çocuklarının ne kadar aç olduğu sorulmuş. Aşırı kilolu ve obez anneler hem kendi açlık seviyelerini hem de çocuklarının açlık seviyesini olduğundan daha yukarıda görme eğilimindelermiş. Dolayısıyla da çocuklarına ihtiyaçları olduğundan daha büyük porsiyonlarda yemek yediriyorlarmış. Kilosu önerilen sınırlarda olan anneler ise çocuklarına daha küçük tabaklar hazırlıyormuş.

Haberin Devamı

Peki bu ne anlama geliyor? Araştırmanın yürütücülerinden klinik psikolog Sarah Stromberg'in ifadeleriyle, "Küçük çocuklar ne zaman doyduklarını anlamakta güçlük çektiklerinden, yemek sırasında önlerine ne kadar çok yemek konursa o kadar yemeye meyilli oluyorlar". Bu da halk arasındaki tabirle midelerini büyütüyor ve büyüdüklerinde daha fazla yemek yemeye ihtiyaç duyan yetişkinler oluyorlar.

Araştırmanın yöneticisi Dr. David Janicke de bu çalışmayı yaparken, ebeveynlerin çocuklarına ne kadar yemek yedirdiklerini belirleyen faktörleri ölçmek istediklerini belirterek, "Eğer bu faktörleri tespit edebilmeye başlarsak, ebeveynlerin çocuklarına daha uygun miktarlarda yemek yedirmesini ve uzun vadede daha sağlıklı yeme alışkanlıkları yaratmayı başarabiliriz" diyor. Söz konusu faktörlerin başında da yukarıda belirttiğimiz gibi, ebeveynin kilosu ile kendisini ne kadar aç hissettiği ve bu açlık hissini çocuğuna ne seviyede "yansıttığı" geliyor.

Haberin Devamı

Araştırmanın, çocuklarının asla doymadığına, her zaman "bir kaşık daha" yiyebileceğine inanmış annelerin ülkesinde yaşayan bizleri şaşırtmayacak bir bulgusu daha var.

Bir kaşık daha

Katılan neredeyse tüm anneler, çocuklarına, günlük önerilen kalori miktarından fazlasını yedirmeye çalışmışlar. 3 ila 6 yaş arası çocuklarda günlük alınması gerekli kalori miktarı, 1000-1400 civarında. Bu da her bir öğünün 400 kalori civarında olması gerektiği anlamına geliyor. Hâlbuki araştırmadaki annelerin çocukları için hazırladıkları tabaklar ortalama 573 kaloriymiş. Özetle annelerin neredeyse tamamı çocuklarına ihtiyaçlarından fazla yemek veriyormuş.

Uzmanlar, araştırmanın örneklem boyutunun çok küçük olduğunu, sonuçların kesinliğini öne sürebilmek için daha kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu da hatırlatarak ebeveynlere şu tavsiyeyi veriyor: "Çocuklarınızın ne yediğinden ve ne zaman yediğinden siz sorumlusunuz. Ama ne kadar yiyeceklerinin sorumluluğunu kısmen onlara bırakabilirsiniz. Porsiyonları doğru ayarladığınızda, çocuğunuz, eğer doymazsa zaten daha fazlasını isteyecektir."

Haberin Devamı

Ne dersiniz? Çocuklara bu kadarcık olsun serbestlik tanıyamaz mıyız yani?

Yazarın Tüm Yazıları