15 Haziran 2010
GÜNÜMÜZDE sosyo-ekonomik gelişmeler ve insan ömrünün uzamasıyla beraber fiziksel görünüş çok önem kazanmıştır. Bir bireyle ilk karşılaşıldığında dikkat, fiziksel olarak önce gözler, ardından da gülümseme üzerine yoğunlaşır. Güzel bir gülümseme, her türlü sosyal ortamda başarı ve mutluluğun anahtarlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda diş beyazlatma işlemleri de, düzgün dizilimli ve beyaz dişlerle güzel bir gülümsemeye sahip olabilmek için, diğer estetik tedavilere göre daha ucuz ve konservatif bir alternatif olarak hastalar tarafından sıklıkla talep edilen bir seçenek olmuştur.
Beyazlatma, Hidrojen Peroksit (H2O2) içeren ajanlarla dişin renginin açılmasıdır. Diş beyazlatma uygulamaları, genel olarak; beslenme, sigara, ilaç kullanımı, travma, yaş, genetik faktörler ve sistemik hastalıklara bağlı olarak gözlenen renk değişikliklerinin giderilmesi amacıyla uygulanmaktadır. Ancak günümüzde, herhangi bir ek faktör olmaksızın, kişilerin doğal diş renklerinden memnun olmamaları ve daha beyaz dişlere sahip olmayı istemeleri, diş beyazlatma uygulamalarının en sık karşılaşılan nedeni haline gelmiştir.
Hamilelerde uygulanmaz
Diş beyazlatma uygulamalarından önce dikkat edilmesi gereken bazı faktörler vardır:
1) Başarılı bir diş beyazlatma uygulamasında, hastanın istek ve beklentilerinin önceden belirlenmesi son derece önemlidir. “İnci gibi beyaz” dişler bekleyen hastalar nadiren tatmin olurlar. Ancak bir miktar ağartma olacak beklentisi daha iyi sonuç verir. İdeal olarak, hastaya beyazlatma uygulaması, bu uygulamanın riskleri, faydaları, güncel yan etkileri, ömrü ve diğer tedavi seçenekleri ile ilgili gerekli bilgiler ilk muayenede açıklanmalıdır. Hastanın ofiste veya evde zamanının olup olmadığını öğrenmek, beyazlatma tekniğinin seçimi konusunda fikir verir.
2) Renklenme nedenlerinin, derinliğinin ve derecesinin değerlendirilmesi de bir diğer önemli faktördür. Kahve, çay, renkli besinler veya tütünün neden olduğu dış kökenli renklenmeler, çoğu zaman profesyonel diş temizliği sırasında uzaklaştırılır. Dişin gelişimi sırasında belirli ilaçların sindirimi, florürlerin fazla alınımı veya restoratif materyaller nedeniyle oluşan iç kökenli renklenmeler; yayılımı, rengi, derinliği, lokalizasyonu ve şekilleri yönünden büyük bir değişiklik gösterirler. Bu değişiklikler, ağartma işlemi için büyük önem taşır. Çok fazla zaman isteyebilir veya kombine bir tedavi gerektirebilir. Şiddetli renklenmelerin çoğu genetik olabilir ve genelde diş yapısında da değişikliğe neden olabilir.
3) Beyazlatma tedavisinden önce hastaların alışkanlıkları mutlaka değerlendirilmeli; tütün, kahve veya çay veya renkli besin tüketme şekli sorulmalıdır. Buz yeme, kalem ısırma alışkanlığı olan hastalarda diş üzerinde çatlak bulunuyorsa ve sigara içen hastalarda diş beyazlatma uygulamalarının yapılması uygun değildir.
4) Beyazlatma tedavisinden önce değerlendirilmesi gereken bir diğer husus ise, hastaların genel ve ağız sağlığının değerlendirilmesidir. Bazı problemler, diş gelişim periodunda başladığından, hastaların dişlerde renk değişikliğine neden olabilecek bir sistemik rahatsızlığının olup olmadığı (Rh uyuşmazlığı, yeni doğan sarılığı, fenil kenatüri, serebral palsi, böbrek hastalığı, şiddetli alerji) bir nedenle uzun süre antibiyotik kullanıp kullanmadığı, ülkenin hangi bölgelerinde yaşadığı ve diş sıkma-diş gıcırdatma probleminin olup olmadığı sorulmalıdır. Öte yandan, hamilelerde ve süt veren annelerde diş beyazlatma uygulamalarının yapılması uygun değildir.
Dişin plaksız olması şart
Diş beyazlatma uygulamasının başarılı olabilmesi için, dişlerin üzerindeki eklentilerin ve plağın profesyonel diş temizliği uygulaması ile uzaklaştırılmış olması şarttır.
Gece koruyuculu diş beyazlatma tekniklerinde, hastadan alınan ölçü kullanılarak elde edilen alçı modeller üzerinde hastaya özel taşıyıcı plaklar hazırlanır. Günde 30 dakika-4 saat dişlere uygulanması önerilir. Tedavi süresi yaklaşık 2-6 hafta arasında değişir. Bu süre zarfında hasta dişlerdeki beyazlamanın ve olası yan etkilerin değerlendirilmesi için her hafta diş hekimi tarafından kontrol edilmelidir.
Muayenehane dışında uygulanan sistemlerden bir diğeri de, hastaların direkt kendilerinin satın alıp kullanabildiği ürünlerdir. Ticari olarak beyazlatıcı bantlar, kalemler, cilalar, diş macunları, cikletler vs. formunda sunulan bu ürünler; zayıf beyazlatıcı etki gösterirler. Düşük konsantrasyondaki (%5-6-9) bu beyazlatıcı ajanlar, boyama etkisiyle dişlerin daha beyaz görünmesini sağlayan kimyasallar (titanyum dioksit gibi) ve dış renklenmelerin giderilmesi amacıyla eklenen çeşitli aşındırıcılar içerirler. Diğer beyazlatma sistemlerine kıyasla çok daha ucuz olan bu ürünlerin, etkisiz veya zararlı olabilmeleri nedeniyle diş hekimlerine danışmadan kullanılmaması gerekmektedir.
Yazının Devamını Oku