Serenad Bayraktar’dan ‘Güneye Göçelim’
Serenad Bayraktar, özellikle bu soğuk kış günlerinde içimize ısıtacak yeni şarkısı ‘Güneye Göçelim’le karşımızda. Klipteki doğal ve renkli görüntüler şarkının mottosunu daha da güçlendiriyor. Serenad Bayraktar ‘Güneye Göçelim’le tarzındaki iddialı yükselişini sürdürüyor. Prodüktörlüğünü Genco Arı’nın üstlendiği ‘Güneye Göçelim’in söz ve müzikleri Mert Carim imzası taşıyor. Alternatif pop tarzındaki şarkısı ile hareketli bir duruş sergileyen Serenad Bayraktar, ‘Güneye Göçelim’ mottosu ile ön plana çıkarttığı çalışmasında günümüz rutinine karşı eleştirel aynı zamanda eğlenceli bir dil geliştiriyor.
Atakan Çelik’ten ‘Sakız Falları’
Atakan Çelik söz ve müziği söz ve müziği kendisine ait ‘Sakız Falları’ şarkısını dinleyiciyle paylaştı. Bugüne dek daha çok oyuncu tarafı ile tanıdığımız Atakan Çelik, müzisyenliğiyle de karşımızda. ‘Organize İşler Sazan Sarmalı’, ‘Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü?’ filmlerindeki performansıyla tanınan ‘Çok Güzel Hareketler 2’nin başarılı oyuncusu Atakan Çelik, ‘Sakız Falları’nı sevenlerinin beğenisine sundu. Düzenlemesi Cem Şahin’e ait olan şarkının, kapak fotoğrafları Kayra Çanakçı ve video klibi Behsat Veyseloğlu yönetmenliğinde çekildi.
Veys Çolak ve Melek Mosso’dan ‘Kimsenin Kimsesi’
Veys Çolak ve Melek Mosso düeti son dönem en dikkat çeken çalışmalardan biri. Şarkının isminden de anlaşılacağı gibi ‘yalnızlık’ tüm heybetiyle şarkıda karşımıza dikiliyor. Bugüne kadar birlikte birçok cover’a ve besteye imza atan Veys Çolak ve Melek Mosso ikilisini tekrar bir araya getiren, sözü ve müziği Veys Çolak'a ait ‘Kimsenin Kimsesi’ adlı parça 24 Aralık tarihinde tüm dijital platformlarda video klibiyle birlikte yerini aldı. Şarkıda büyüdükçe yalnızlaşıp, insanlardan uzaklaşmaktan ve sonrasında kendine yabancılaşmaktan bahseden Veys Çolak, sözlerinde kalp kırıklıklarından dolayı kimseye yaklaşamayacak kadar yalnızlaşma duygusunu ele alıyor.
Sevgili Batu seninle iki sene önce bir röportaj yapmıştık. Benim için o günden bugüne değişmeyen tek şey senin ‘Eksik’ şarkına hala bayılıyor oluşum ve bütün listelerim en vazgeçilmez şarkıları arasında bulunuşudur. Sen bu iki yıllık süreçte neler yaşadın, müzikle ilgili yapmak istediklerini yapabildin mi? Ya da yeni hayaller ekledin mi üstüne? Bize anlatır mısın?
Çok iyi hatırlıyorum Sevil ve iki sene geçmiş olmasına inanamıyorum aslında. Covid hepimizin zaman kavramını karıştırdı sanırım(gülüyor). Öncelikle sana çok teşekkür ederim. Seninle röportaj yaptığımız sırada ‘Eksik’ çıkalı en fazla birkaç hafta olmuştu. Şu an en sevilen parçalarımdan biri oldu ve sen bu şarkının geleceğini önceden görenlerdendin(gülüyor). Soruna gelirsek, iki sene içinde istediklerimi yaptım, röportaj yaptığımız günlerde hayal ettiğim noktalarda bulmaya başladım kendimi. Güzel bir rock albümü yaptığımı düşünüyorum, insanların tepkileri ve ilgisi çok mutluluk verici. Artık ilk albümümü yayınladığıma göre benim için her şey yeni başlıyor gibi hissediyorum. Şimdi müzikal olarak üstüne daha da koymak için çalışıyorum.
‘Bir Kalbin Çöküşü’ 10 şarkılık bir albüm ve iki yıldır üstüne çalışıyorsun. Adını Stefan Zweig’ın kitabından alıyor (senin kitaplara olan düşkünlüğünü biliyorum ve bunu ayrı bir soruda soracağım). Senin bu albümü yaparken neler yaşadığını, nasıl duygulardan geçtiğini dinleyicinle paylaşmanı isterim. Dinleyiciler işin hep final aşamasını biliyor. Albüm tamamlanır, klip çekilir ve bütün platformlara yüklenir. Sonra herkes başlar bir şeyler söylemeye. İşte ben oraya varmadan önceki zamanda senin neler yaşadığını anlamak isterim.
Bu çok güzel bir soru. Bir Kalbin Çöküşü benim için 2017 ve 2019 arasındaki Batu’dan kalan son kalıntıları hatırlatıyor. O dönemki yaşanmışlıklarımın bir yansıması diyebilirim. Şarkıları o günlerimi düşünerek yaptım genelde. Katiller Cenazede, Sevgisizlik ve Bir Sebebi Var gibi birkaç şarkı ise 2020’nin başında yazıldılar. Geri kalanlar eski Batu. Şu an yeni karaladığım şarkılara baktığımda daha farklı anlatımlar ve farklı bir adam görüyorum. Bu beni hem heyecanlandırıyor hem de tedirgin ediyor. Bu hissi seviyorum. Şarkı yazarken çok güvende hissetmemeliyim.
Albüm çıkana kadar da tabi ki boş durmadın ve birçok çalışma yayınladın. Bu ortak çalışmalarda Canozan, Ufuk Kevser ve Pamela ve daha başka isimler de var. Pamela ile söylediğiniz ‘Başka Bir Gün’ özellikle benim favorilerimden. Ne zaman radyoda duysam eşlik etmekten çok keyif aldığım bir şarkı. Pamela ve ikinizin uyumu da şarkıya ayrı bir güç katıyor. Bu girişten sonra sorunun nereye varacağını anlamışsındır. Birlikte yeni çalışmalar olur mu? Ya da başka isimlerle ortak çalışmalar söz konusu mu yakın gelecekte dinleyeceğimiz?
Pamela dünya tatlısı bir insan. İkimiz de Ankaralıyız ve bu şehirden çok fazla ortak arkadaşımız vardı zaten. Onun 90’larda çaldığı müzisyenlerle ben 2010’larda müzik yaptım. Aynı sahnelere çıktık ve aynı havaları soluduk. Çok iyi anlaşıp arkadaş olmamız hiç zor olmadı yani. Benzer ruhları paylaştığımızı düşünüyorum.
Sevgili Batuhan, ilk soruya çalma tuşunu yıprattığım ‘Anıları Sakla’ şarkınla başlamak istiyorum. Böyle bağırmadan isyan etmeden seven, gidenin gidişini de olgunlukla kabullenen birinin şarkısı. Bu şarkının hikayesini, nasıl bir ruh haliyle ortaya çıktığını anlatır mısın?
Aşk şarkıları yazmayı çok seviyorum. Neden bilmiyorum ama ayrılıkları güzel betimleyebildiğimi düşünüyorum. O yüzden şarkılarımın teması genelde bu oluyor. Şarkılarımı yazarken konu yerine cümle bulmaya çalışıyorum. Bu şarkının çıkış cümlesi “Bundan geceleri uyuyamam.” oldu. Sonrası zaten cümle cümle aktı. Bu şarkıda bana dair noktalar var ama genel olarak sözler tamamen benim hakkımda olmuyor. Mesela anı saklamayı çok seven biriyim. Bunu da bir şarkıma aktarmak istiyordum. Ama genel olarak şarkılarım tamamen yaşadığım olaylardan oluşmuyor. Kafamda kurduğum iki kişi, bazen çevremde gördüğüm olaylar. Yazdığım şarkılarda en çok önemsediğim kısım dinleyicinin bu şarkıları sahiplenmesi. Kendi yazmış gibi hissetmeleri. O yüzden basit ama duygu kaybı yaşamadan yazmaya çalışıyorum.
Şarkı sözlerindeki samimiyeti sevdiğimi fark ettim. Sosyal medyada bir canlı yayınını izlerken dinleyicilerinle olan iletişiminde de samimiyet öne çıkıyor. Samimiyet senin için ne ifade ediyor? Şarkılarını dinlerken samimiyetin senin varoluşunun doğal bir parçası olarak yansıyor dışarıya.
Samimiyet benim için çok önemli. Hiçbir zaman herkes beni sevsin düşüncesinde olmadım ama kimse benden nefret etmesin isterim. Çok sevdiğim ama görünce aşırı samimiyetsiz bulduğum şarkıcılar oldu. Hikayeler duydum. Çalıştığım, konser verdiğim yerlerde “Senden önce bu bu geldi nefret ettik.” tarzında cümleler duydum. Bu cümleler beni çok korkutuyor. O yüzden yaptıklarıma, söylediklerime dikkat ediyorum.
‘Aşkın En Güzel Hali’ şarkında sevme sevilme haline dair çıtayı çok yukarı koymuşsun. Günümüzde birçok ilişki modeli hemen bir sonrakine geçmek üzerine kuruluyken ‘Aşkın En Güzel Hali’ni yaşamak biraz zorlaştı mı?
‘Aşkın En Güzel Hali’ de tek bir cümleyle başlamıştı. Bir gün eve dönerken bir anda kimseyi sevemeyecekmişim gibi hissetmiştim. Çok anlık bir durumdu. Çok yalnız olduğum bir zamandı. Aşık olamamaktan korkuyordum zaten. Olmaktan da korkuyordum orası ayrı. Sonra kendi kendime “Belki de aşkın en güzelini yaşamışımdır ve fark etmemişimdir.” tarzında bir cümle kurduğumu hatırlıyorum. Sonrası zaten malum. Oturdum ve bir daha aşık olamayacak birinin hikayesini yazdım. Ama o kişi ben değildim.
İlk şarkını yaptığın günden bugüne geçmiş olduğun yollarda neler yaşadığını özetle Batuhan Kordel olma serüvenini anlatır mısın?
Özgün yeni şarkısı ‘Mümkansız’ ile listelere hızlı bir giriş yaptı. Bugüne kadar birçok hit şarkıya imza atan Özgün, ‘Mümkansız’ı dinleyiciyle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyor. Taha Gürbüz ve Lila ‘MASA’ya biten bir ilişkinin ardından her iki tarafın da yaşadığı duyguları koyuyor. Türkçe R&B müziğe yeni bir renk katan Aslı Sivri, ‘Yara’ isimli şarkısını dinleyicilerle paylaştı. 'Doğa İçin Çal' serisinin 12. videosu büyük ses getirdi. Genepop, ‘Sonsuz Bir Loop’ ile her neredeyseniz orayı bir dans pistine dönüştürmek konusunda iddialı.
Özgün’den ‘Mümkânsız’ Sevda
Özgün, 2021’i güçlü bir hit ‘Mümkânsız’la kapatıyor. Sözleri Ferhat Yaşrin’e, bestesi Esad Fidan’a, düzenlemesi ise Gürkan Kömürcü’ye ait olan ‘Mümkânsız’ı dinleyicileriyle paylaşan Özgün, ‘Vefa’nın ardından yine aynı ekip ile bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyor. Eda Berker ile yirmi kişilik bir ekiple çekimi gerçekleştirilen klibin görüntü yönetmenliğini Andaç Şahan, yönetmenliğini ise Burak Sesli üstleniyor. Özgün’ün on yedi yıldır müzik sektörüne kazandırdığı hit şarkılara ‘Mümkasız’ ile bir yenisini daha ekledi. ‘Mümkânsız’ın sürpriz bölümünde Özgün’e, şarkının aranjörü Gürkan Kömürcü eşlik ediyor.
Taha Gürbüz ve Lila’nın ‘MASA’sında Biten Bir İlişki Var
Şarkının konusu, bir erkek ve kadının kaotik bir ilişkinin ardından kaçınılmaz olan ayrılıklarını, kadının sessizce çekip gidişini ve adamın bu gidişi anlamlandırmaya çalışırken yaşadığı duygusu. İşte ‘MASA’daki duygu durumu budur. Sözü, müziği ve düzenlemesi Taha Gürbüz’e ait olan, tüm kayıtları home stüdyosunda tamamlanan ‘MASA’nın mix ve mastering’ini Pinhani grubundan tanıdığımız Eray Polat üstlendi. ‘MASA’nın kapak tasarımını ise İpek Şirin hazırladı.
‘Walking with a Ghost’ şarkınızdan beridir Türkiye’de de özel bir dinleyici ve takipçi kitleniz oluştu. Bu sevginin sonucunda İstanbul’da konser verdiniz. Sizce sizin müziğinizi bizim dinleyicimiz neden bu kadar çok sevdi?
Oldukça fazla seyahat ettim ve Türkiye ile özel bir ilişkim olduğu doğru. Ülkenizde kendimi iyi hissediyorum, kültürel çeşitliliğini ve özellikle Türk müziğini seviyorum. Çok sayıda geleneği ve moderniteyi harmanlamanız hoşuma gidiyor. Bu kavramı çok önemli buluyorum ve müziğimde de aynısını yapmaya çalışıyorum.
Kadebostany kadrosunun güncel durumundan bahseder misiniz? Grup şu an kimlerle yol alıyor ve grupta zaman zaman olan değişiklikler müziğinize nasıl yansıyor?
Hem stüdyoda hem de sahnede birçok farklı sanatçıyla çalıştığım doğru. Bu çeşitliliği seviyorum, bana ilham veren insanlarla çalışmamı sağlıyor ve beni her seferinde kendimi aşmaya itiyor. Şu sıralar yepyeni bir şovla turneye çıkıyorum. 2 ana vokalden oluşan tamamen yeni bir kadro (Poseidona ve Fang The Great). Kornalardan oluşan bir bölüm var, modüler synthesizer ve sampler (ses örnekleyici) da bende. Gösterinin yarısı yeni şarkılardan, diğer yarısı ise heyecan verici bir şekilde yeniden düzenlenen klasik Kadebostany şarkılarından oluşuyor.
Kurulduğunuz 2008’den bugüne müzik yapma anlayışınızda değişiklik oldu mu? Biraz daha açacak olursam geçen zaman, dünyadaki değişimler müziğinize yansır mı? Yola çıktığınız günden bugüne bir değerlendirme yapacak olursanız bize neler söylemek istersiniz?
Gerçekten güzel bir soru. Müzikal yolculuğum bence oldukça özgün çünkü bir bakıma dış dünyadan ve yaşadıklarımdan aşırı derecede etkilendiğimi söyleyebilirim ama öte yandan çok tekil ve kişisel bir müzik yapmaya çalışıyorum. Beste yaparken öncelikle kendimi tatmin etmeye çalışıyorum. Müzikal yolculuğumu özetlemem gerekirse, ülkemin (Kadebostany Cumhuriyeti) ‘ARAŞTIRMA VE KEŞİF’ mottosunu kullanırdım.
Can Bonomo’dan Yeni Tekli: ‘Dağ’
“Ben durdum sen dön dünya. Kederim umman, derdim dağ” bu sözler Can Bonomo’nun yenisi ‘Dağ’dan. Dilinize takılacak türden bir şarkı ve hem klipteki hem şarkıdaki kederi de hissedeceğiz. Can Bonomo’nun Dağ isimli yeni teklisi 26 Kasım Cuma günü itibariyle tüm müzik platformlarında yayında.
Sözü ve müziği Can Bonomo’ya ait olan Dağ’ın düzenlemesi Can Saban imzası taşıyor. Kliple ilgili Can Saban: ‘’Zaman, mekan, değişim, satır satır yok olmak gibi kavramları çok da abartmadan anlatmaya çalıştık. Caravaggio’dan esinlendiğimiz ışık tasarımını sevgili görüntü yönetmenimiz Murat Tuncel ile uygulamaya çalıştık’’ dedi. Kayıt, mix ve mastering'i The Fatlab'de Ali Rıza Şahenk tarafından yapılan parçanın kapak görseli, Can Bonomo imzası taşıyor.
Sevgili Ezgi, ‘Denize Çıkan’ isimli bir EP yayınladın. ‘Denize Çıkan’ ismi bile içimize tatlı bir bahar esintisi hissi veriyor. Bizimle Denize Çıkan’ın hikayesini paylaşır mısın?
Size böyle hissettirmesine sevindim. ‘Denize Çıkan’ benim 3 yıl evvel, evimin balkonunda güneşli bir kasım gününde yazdığım bir şarkı. Gerçekten yanımda kedim Külcan vardı ve balkona konan martıları kesiyordu hafif titrek bir kuyruk ile. Hayatımın çok mutlu bir dönemiydi. Aşıktım. Bu da bir yanıyla bir aşk şarkısı aslında ama sadece aşk şarkısı da değil. Özlem, özlediğine kavuşma, esas mutluluğun ne olduğuna dair kendime hatırlatmalar yapma gibi temaları olan bir şarkı. Mutluluğun bir kokusu olsa soğuk bir bahar günü denizden esen rüzgar kokusu olabilir mesela. Bir şekli olsa kaldırım taşlarının arasından başını çıkarmış bir yonca olabilir… Bunların verdiği mutluluğa benziyor birini evin olarak görme ihtimali. Bu düşünceler arasında dolanan bir şarkı bu. Mutlu düşünceler ama neyse ki.
“Neşe ile hüzün kardeş; ama ben bu dönemde neşeyi diğer kardeşinden birazcık kayırmak istiyorum; çünkü ona çok ihtiyacımız var” diyorsun sana bunu böyle hissettiren nedir?
Etrafımızda çok fazla acı var. Karantinalardan daha yeni çıktık sayılır, aşılandık çoğumuz ama korku devam ediyor. Her gün okuyup kahrolduğumuz yüzlerce olay var… Bunlara odaklanınca yaşamak çok zor. Uyanmak, yataktan kalkmak, hayal kurmak çok zor. Ama yaşıyoruz, hala hayattayız. Bardağın dolu tarafına bakmaya çalışıyorum ben hep. Enseyi karartarak devam edemeyiz. Umudu yeşertmek zorundayız. Acıyı görmezden gelmek demek değil umutlu ve neşeli olmak. Bilakis, acıyı sağaltmanın en güzel ilacı bu. O yüzden en çok buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Yine bir önceki soruyla bağlantılı olarak ‘neşe ile hüzün’ kardeşliğini biraz daha açar mısın?
Mesela; gülerken ağlamak buna en güzel örnek. Üzerine çokça düşündüğüm bir şey bu. Neşenin hüzünlü tarafı tüm hüzünlü alternatiflere gebe olması. Mutlu olduğunuz zaman içinize bir sıkıntının tebelleş olduğunu hissettiğiniz olmuştur. “Ya bu mutluluk uzun sürmezse, ya bu güzel hali devam ettiremezsem? Bu mutluluğu ben mi inşa ettim yoksa tamamen tesadüf mü? Geçici mi? Ne kadar kalıcı?...” Bu soruları bir kenara bırakıp yaşamak ve görmek lazım. Görmek kısmına odaklanmadan yaşamak hatta… Özellikle son yıllarda yaşadıklarımız anda kalmanın önemini anlayabilmek için önemli dersler içeriyor bence.
Akustikadam’dan ‘Çilek Kokan Yıllar’
Akustikadam, nostaljik rüzgarlar estiren yeni şarkısı ‘Çilek Kokan Yıllar’ı yayınladı. Şarkıyı dinlerken kendinizi bir anda Emek Sineması’nda film izlediğiniz hatıralarda bulabilirsiniz.
‘Aya Yaya Gidebilirim’, ‘Karavan’, ‘Bozcaada’ ve ‘Aşk Diye Bir Şey Yok’ gibi şarkılarıyla bilinen Akustikadam, sözü ve müziği kendisine ait ‘Çilek Kokan Yıllar’ isimli şarkısını alternatif müzik seven dinleyicilerle paylaştı. Güney Marlen tarafından düzenlenen ‘Çilek Kokan Yıllar’ın kayıt, mix & mastering’i Levent Büyük imzası taşıyor. Kapak fotoğrafı Musab Daud tarafından hazırlanan yeni şarkıda kullanılan elektrik gitar Veys Çolak, klavye ve basgitar ise Güney Marlen tarafından çalındı.
Doğu’dan ‘Sana Bir Şey Olmasın’ Yorumu
Müzik listelerine damga vuran birçok şarkının altında imzası bulunan Doğu’dan ‘Sana Bir Şey Olmasın’ yeniden yorumu tüm dijital platformlarda yerini aldı. Doğu, 90’lara damga vuran ve aranjesi de kendisine ait olan ‘Sana Bir Şey Olmasın’ şarkısını yeniden yorumlayarak dinleyiciyle paylaştı. Dönemin en çok dinlenen çalışmalarından olan ‘Sana Bir Şey Olmasın’ın sözü ve bestesi Cengiz Erinç’e ait.
1999 yılında Rafet El Roman aranjesi ile profesyonel hayatına başlayan müzisyen yüzlerce albümün de aranjörü, prodüktörü ve bestekarı olarak yer aldı. Doğu, 2005 yılında ‘Yaktım Gemileri’ şarkısı ile solistlik hayatına başladı. Sanatçının en çok sevilen şarkıları arasında “Yaktım Gemileri”, “Dönemem Asla”, Azer Bülbül ve Zerrin Özer'in seslendirdiği “Duygularım Darmadağın” bulunuyor.