Öpüşmenin yıkılmayan saltanatı

Seçime hazırlandığımız şu sıralarda oy isteyen siyasilerimiz bütün sıcaklıklarıyla ve şirinlikleriyle seçmenlerimize yanaklarını uzatarak öpüşüyorlar.

Dünyada çok az ülkede erkek erkeğe öpüşme kültürü var. Bizim ülkemizde herhalde Amerikalılar gibi bol keseden ‘‘seni seviyorum’’ kelimelerini sarfedemediğimiz için biz de bol keseden yanaklarımızı uzatarak öpüşüyoruz.

Bir kadınla bir erkeğin öpüşmesi bir derece daha mantıklı ve makul görünmekle birlikte, bir erkeğin diğer bir erkeği öpmesine bizler alıştık ama, ecnebiler bu öpüşmelere şaşkınlıkla bakıyorlar.

Sevgisini ve nefretini laflarla ifade edemeyen milletimiz hislerini ancak hareketleriyle ifade eder. Örneğin son zamanlarda sahneye çıkacak olan bir sanatkárı kıskandığını tabancayla ifade eden bir erkek gibi... Ya çok ve boş konuşuruz yahut hislerimizi böyle radikal hareketlerle ifade ederiz.

Öpüşme kültürümüzü düşündüğümde, buselerimiz bakın nerelerde karşımıza çıkıyor...

Osmanlı İmparatorluğu'nda padişaha saygı eteklerinin öpülmesiyle başlardı.

Dinimize olan hürmetimizi ise Kur'an'ı, sakal-ı şerifi ve tarikat şeyhlerinin elini öpmekle gösteririz.

Geleneklerimize göre büyüklerimizin elini öpüp alnımıza koymak bir saygı belirtisi olur.

Dinimizle karışık sosyalist hislerimizi ise yere düşen ekmeği yerden alarak öpmekle belirtiriz.

Bir işimizi yaptırabilmek için yalvarmak babında ‘‘Aman elini ayağını öperim, şu işi yapıver’’ gibisinden sözler sarfederiz.

GÖZ NASIL ÖPÜLÜR

Haberleşme kültürümüzde ise benim bir türlü anlayamadığım çok garip bir öpüşme şeklimiz vardır: ‘‘Gözlerinizden öperim’’ sözü... Göz nasıl öpülür, bilemiyorum. Hele benimkiler gibi makyajlı gözler nasıl öpülür anlayamam.

Şaşkınlık tezahüratımızı ise ‘‘Hoppala, öp babanın elini’’ demekle gösteririz...

Titizliğimiz, bir zamanlar annelerimizin bebekken önlüklerimize yazdığı yazılar ile hatırlatılırdı. Şimdi gözümün önüne geldiği kadarıyla, kolalı pike bezinden, kenarları ajurlu önlüklerde yer alan ‘‘öpme beni’’ sözüyle. Bu söz büyük bir sanatla işlenirdi ama maalesef modern dünyamıza sarkamadı.

Peki, bugünlerde ‘‘Roman’’ dediğimiz ve yakında herhalde ‘‘Romanoff’’ diyeceğimiz halkımıza mahsus yeminimize ne demeli? ‘‘Ölümü öp’’ sözüne? Canlıları öptüğümüz yetmiyormuş gibi bir de ölümüzü öptürüyoruz. Halbuki Anadolu aileleri, geleneklerden ötürü çocuklarını hiç öpmezler. Buna rağmen öpüşme kültürü bütün varlığı ile saltanatını sürdürüyor.

Bütün bunların arasında beni deli eden söz ise gençlerin telefonu kapatırken ‘‘öpüldünüz’’ diyen, emrivaki lafları...

Ama dua edin ki Türkiye'de erkekler hiç değilse yanak yanağa öpüşüyorlar. Ya Rus olsaydık? Erkeklerimiz dudak dudağa öpüşeceklerdi. Gorbaçov'un astronotları öptüğü gibi...

Bizim siyasiler, hayalimde birdenbire birbirleriyle öpüşürken canlandılar. Rus usulü öpüşselerdi acaba kim kimi nasıl öperdi diye meraklandım. İyi ki böyle bir geleneğimiz yok, ama acaba olsaydı koalisyonlar daha uzun sürer ve seçimleri bu kargaşa ortamında değil de, zamanında mı yapardık ve ertelenmemesi gereken bazı sorunlarımızı halledip daha bir gönül rahatlığı içinde mi olurduk diye düşünmekten de kendimi alıkoyamıyorum...
Yazarın Tüm Yazıları