Bendeniz ‘‘Sadberk Hanım Müzesi’’nin annem adına kurulmasında her ne kadar uğraş vermiş isem de, A'dan Z'ye kadar her ayrıntısı ile uğraşmış olmaktan dolayı bu müzenin anası ve babası olma hakkını elde etmişimdir.
14 Ekim 1980'de açılan Sadberk Hanım Müzesi, 22 yaşına basmış. Bir de yönetmeliğe özel müzecilik statüsünün yerleştirilmesi için verdiğimiz uğraşları gözönünde bulundurursak, 23 sene gibi bir mazimiz bulunmaktadır.
Bu 23 sene zarfında kimler geldi, kimler geçti, sizlere burada anlatmaya çalışıp şu seçim aralığında Türkiye'deki siyasi hayatın ne kadar oturmamış olduğunu, hálá ne kadar sığ kaldığını ve hálá erken seçime giderek ne kadar zavallı olduğumuzu sergilemeye çalışacağım.
23 senelik müzecilik hayatımda tam 17 adet, unvanı kimi zaman ‘‘Kültür’’, kimi zaman da ‘‘Turizm ve Kültür’’ olan bakan değiştirmişim. Anlayacağınız, her bir buçuk seneye bir kültür bakanı düşmekte.
MÜZECİLERİ KUTLUYORUM
Allah'tan, izin almanın ve denetlenmenin dışında Kültür Bakanlığı ile çok fazla ilişkimiz olmadığı için değişen bakanlar bize fazla bir şey ifade etmiyorlar. Ama memur olarak çalışan müzeci arkadaşlarımın hesabına üzülüyorum, zira tam birine alışırken bir diğeri gelip bambaşka politikalarla müzelere yanaşıyor. Bizim müzeci arkadaşları vallahi takdir ediyor ve onların yeni ortamlara gösterdikleri başarılı uyuma da ‘‘Bravo’’ diyorum.
Ajda Pekkan'ın meşhur şarkısı pek de yakışıyor bugünlere:
Kimler geldi hayatımdan kimler geçti / Hiçbirisi hasretini gidermedi / En güzeli senin kadar sevilmedi / Kimler geldi, kimler geçti...
Şimdi sıkı durun, kimler gelmiş, kimler geçmiş bir bakalım:
Tevfik Koraltan (12 Kasım 1979-12 Ekim 1980), Cihat Baban (22 Eylül 1980-15 Aralık 1981), İlhan Evliyaoğlu (15 Aralık 1981-13 Aralık 1983), Mükerrem Taşcıoğlu (13 Aralık 1983-22 Ekim 1986), Mesut Yılmaz (22 Ekim 1986-22 Aralık 1987), Tınaz Titiz (22 Aralık 1987-31 Mart 1989), N.Kemal Zeybek (31 Mart 1989-24 Haziran 1991), Fikri Sağlar (21 Kasım 1991-28 Temmuz 1994 ve 1 Kasım 1995-7 Mart 1996), Timuçin Savaş (28 Temmuz 1994-27 Mart 1995), Ercan Karakaş (27 Mart 1995-23 Haziran 1995), İsmail Cem (7 Temmuz 1995-6 Ekim 1995), Köksal Toptan (6 Ekim 1995-31 Ekim 1995), Agáh Oktay Güner (7 Mart 1996-28 Haziran 1996), İsmail Kahraman (28 Haziran 1996-28 Haziran 1997), İstemihan Talay (28 Haziran 1997-8 Temmuz 2002) ve B.Suat Çağlayan (9 Temmuz 2002-?)
Yukarıdaki liste hakikaten ibret vericidir. Bazılarının bakanlığı o kadar kısa ki hatırlamıyorum dahi. Bu tabloya gülmeli mi yoksa ağlamalı mı bilemiyorum. Tabii Türkiye'mizin oturmuş bir kültür politikası olmadığı için de her yeni gelen bakan, kendine göre bir stilde yoğurt yemiştir.
OYUNUZU ONA GÖRE KULLANIN
CHP uzun müddet tek tabanca olarak çalışmış olduğu için bu ülkede 1946'ya kadar sadece arkeolojik eserler önem kazanmıştır. Ondan sonra gelen Menderes'in kültür politikasını hatırlamıyorum ama zannedersem Osmanlı sanatının varlığının farkına bu hükümetlerden sonra vardık. Milliyetçi bakanlarımız, kültürü Türki cumhuriyetlerde arayıp buldular. Bazı bakanlar sadece Kutsal Emanetler'in varlığıyla meşgul oldular, bazıları ise sadece tiyatro ile ilgilendiler.
Kültür Bakanlığı ve bakanlar hakkında sayfalar dolusu yazabilirim. Ama ne sizi sıkayım, ne de kendim sinirleneyim.
Dolayısıyla, yukarıdaki tablolara bakıp ülkemizde politikanın ve siyasetin ne kadar acıklı olduğunu gösterebiliyorsam ve siz de görebiliyorsanız ona göre oyunuzu kullanmaya bakınız. Zira bütün bu karmaşaların sonunda halk gene bizler gibi perişan oluyor.