Paylaş
Sağlık alanında çok önemli başarılara imza atan Acıbadem Ankara Hastanesi, bu yıl 10’uncu yılını kutluyor. Sohbetimize 10’uncu yıllarını kutlayarak başladığımız Başhekim Dr. Mehmet Yörübulut’la, “hastaların tıbbi durumunu teşhis etme ve tedavi süreçlerini planlama” noktasında büyük önem arz eden “MR” konusunda merak edilenleri konuştuk.
Hocam, 10’uncu yılınız kutlu olsun... Öncelikle MR nedir?
Kısaca ‘MR’ diye bilinen manyetik rezonans görüntüleme tekniği aslında radyo dalgalarının manyetik alan yardımı ile vücudu kesitsel olarak görüntülediği bir yöntemdir.
Diğer yöntemlerden farkı nedir?
MR’ın diğer tanı yöntemlerinden en belirgin farkı radyasyon içermemesi ve hastalıkları yüksek doğruluk oranları ile teşhis edebilmesidir. Ayrıca MR, gerekli olduğu durumlarda bebeklere ve gebelere de tekrarlayıcı şekilde yapılabilen bir radyolojik tetkiktir.
Mehmet YÖRÜBULUT
MR yöntemi de gelişen teknolojiyle birlikte kendini yeniliyor mu?
MR cihazları eskiden uzun ve dar tünel şeklindeyken son yıllarda gelişen teknoloji ile daha kısa ve geniş olarak üretilmektedir. Bizim kullandığımız MR cihazı da 70 santimetre gantry açıklığı ile kapalı alan korkusu olan ve obez hastalara daha konforlu bir çekim fırsatı sağlamaktadır. Ayrıca yüksek tesla gücü ve çok kanal sayısı sayesinde çekimler kısa sürede tamamlanabilmektedir. MR çekimleri bölümümüzde doktor kontrolünde ve deneyimli teknikerler tarafından yapılmaktadır.
Peki MR sıklıkla hangi hastalıklarda kullanılıyor?
MR aslında 1980’lerde kullanıma girdiğinde ilk yıllarda genel olarak beyni ilgilendiren hastalıklarda kullanılmıştır. Sonrasında bel ve boyun gibi omuriliği tutan hastalıklarda kullanılmaya başladı ve diz, omuz, ayak, el bunu takip etti. Günümüzde karın bölgesi, meme, prostat ve kalp çekimlerini de oldukça sık yapıyoruz ve artık insan vücudunda çekim yapmadığımız bir bölge kalmamış durumda.
Meme MR’ı ilginç geldi, biraz bahsedebilir misiniz acaba?
Memede kullanılan görüntüleme yöntemleri uygun protokollere göre fiziki muayeneden sonra yapılacak mamografi ve ultrasonografidir (US). İleri teknoloji mamografi cihazları dijital görüntüleme ve tomosentez yapabiliyor, ayrıca hastaya oldukça düşük dozda radyasyon veriliyor. Genç hastalarda, meme dokusu yoğun kadınlarda ve implantlı hastalarda bu iki inceleme teknik olarak kısıtlı imkânlara sahip. Bu gibi durumlarda meme MR incelemesi, uygun endikasyon ile kullanmak şartıyla bu alandaki önemli boşlukları dolduruyor. MR inceleme, meme dokusunda var olan kitleleri yüksek hassasiyetle tespit edebiliyor. Bunun yanı sıra bu kitlelerin iyi veya kötü huylu olup olmadıkları konusunda da bilgi veriyor. Ayrıca ameliyat öncesi yapılacak meme MR incelemesi tümörün tam boyutu ile çevre uzanımlarının tespit edilmesi, aynı meme ya da karşı memede ikinci bir kanser odağının gösterilmesinde mamografi ile US’ye göre daha üstün bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Ameliyatlardan sonraki erken dönemde de memede tümör dokusunun kalıp kalmadığının gösterilebilmesi konusunda MR incelemesi yine avantaj sağlıyor. Ayrıca meme kanserli olgularda ameliyat sonrası gelişebilecek yeni tümör odaklarında MR incelemede kolayca tespit edilebiliyor. Memede implant-silikon olan hastaların mamografi ile değerlendirilmesi imkânsız iken US bu konuda oldukça kısıtlı. Meme implantlarında yırtılma yani rüptür varlığını ortaya konulması ve bu hastalarda gelişebilecek kanserlerin tespiti konusunda MR incelemesi kolaylık sağlıyor. Tabii kadınlarda meme kanseri erken teşhis edilebiliyorsa bunun erkeklerdeki karşılığı prostat kanseri gibi duruyor. Prostat hastalıkları açısından erkeklerin 50 yaş civarında mutlaka üroloji uzmanı tarafından muayene edilmesi şart olup gerekli durumlarda MR istemi yapılabiliyor. İşte bu durumda bizim tarafımızdan yapılan prostat MR’ı sayesinde kanser odağı erken ve doğru şekilde tespit edilebiliyor. Bu durumda yapılacak prostat biyopsisinin doğruluk oranları da artıyor.
Son sorum... İnsanın tüm vücudunu MR ile inceleyebilir miyiz?
Bu soru belki 15-20 yıl önce komik gelebilirdi ama bugün için mümkün. Tüm vücut MR görüntüleme son yıllarda gelişen bir yöntem olup radyasyon içermemesi nedeni ile PET-BT’ye alternatif oluşturuyor. İnceleme ortalama yarım saat sürüyor. Burada ana kullanım yeri kanser tespit edilmiş hastalarda uzak yayılımların yani metastazların araştırılması, ikincisi ise metastazı olan hastalarda ana kanser odağının tespit edilmesidir. Ayrıca kemik iliği infiltrasyonu yapan malign hastalıkların (lösemi, lenfoma gibi) yaygınlığını araştırmak için kullanılıyor. Tüm vücut MR çekimlerinin önemli bir kullanım alanında romatizmal hastalıklar olup insan vücudunda romatizmanın yaygınlığı ve kaç eklemin tutulduğu konusunda güvenilir bilgiler vermektedir.
Bu yazının video’sunu da izleyebilirsiniz.
Paylaş