Paylaş
Çırpanoğlu, Türkiye’nin ilk kadın milletvekillerinden Satı Kadın’ın ve Kahramankazan Belediyesi kurucusu olan toplamda 4 dönem belediye başkanlığı yapmış Remzi Çırpan’ın torunu. Avukat olan Selim Çırpanoğlu ile Kahramankazan’ı, belediyeyi ve Satı Kadın’ı konuştuk. 5 Aralık 1934 tarihinde Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı veren yasanın kabulünün yıl dönümüne denk gelmesi nedeniyle ayrı ve önemli bir röportaj oldu. Çırpanoğlu, “Satı Kadın’ın Ankara ve Kahramankazan için olduğu kadar benim için de ayrı bir durumu var. Hâlâ Satı Kadın’ın gölgesinde siyaset yapıyoruz. Satı Kadın’ın oğlu dedem Remzi Çırpan 4 dönem belediye başkanlığı yaptı. Babam da siyasetçiydi. Şimdi bana da sirayet etti. 4 kuşaktır siyaset yapmamızın müsebbibi Satı Kadın. Satı Kadın’ın milletvekili olmasının müsebbibi Atatürk’tür” dedi. Ben sordum, Başkan Çırpanoğlu yanıtladı...
Selim Çırpanoğlu-Serkan Kızılbayır
* Başkanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
2024 yılında yapılan yerel seçimlerde Kahramankazan Belediye Başkanı olarak seçildim. Daha öncesinde 2019 yerel seçimlerinde Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi olarak görev yaptım. O dönem son 1.5 yıl kadar da Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili olarak görev yaptım. Mansur Yavaş ile birlikte görev yaptım. Bu dönemde de 2024 yılında vatandaşlarımız bize büyük bir feraset göstermek suretiyle seçimi kazanmamıza sebep oldu. Bu noktada biz de Kahramankazan’a göreve geldiğimiz 8 aylık süre boyunca güzel bir hava kazandırdık. Medeni bir tutum sergiliyoruz. Kahramankazan artık yeniden küllerinden doğacak noktaya geldi. Kısaca bu kadar anlatayım.
* Sizin göreve başlamanızla Kahramankazan nasıl bir değişim yaşadı?
Burada şunu söylemek gerekiyor. Asfalt veya diğer belediyecilik hizmetleri noktasında bir belediye başkanı olmaya gerek yok. İyi bir fen işleri müdürü, iyi bir proje müdürü bunları yapabilir ama bizim alametifarikamız geldiğimiz günden itibaren Kahramankazan’da bir huzur ortamı oluştu. Kahramankazan’daki vatandaşlarımız, hemşehrilerimiz siyasetten bıkmıştı ve beklentileri de bir medeni havaydı. Kahramankazan daha önce üzerinde kara bulutlar çökmüş bir ilçeyken şu anda artık Kahramankazan’da yaşayan vatandaşlarımız ve Ankara’dan gelen vatandaşlarımız Kahramankazan’daki medeni havayı görüyorlar. Diğer belediyecilik anlayışı ile ilgili de sosyal belediyecilik noktasında Ankara’nın en önemli örneklerini bizler veriyoruz. Tabi geçtiğimiz dönemde 5 yıllık Ankara Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği tecrübemi Kahramankazan Belediye Başkanlığı’na aktarmak suretiyle bu 8 ay içerisinde Kahramankazan hem belediyecilik manasında hem de sosyal etkinlikler manasında Ankara’nın en iyi belediyelerinden biri olma noktasına geldi. Çankaya ile yarışıyoruz diyebilirim.
* Satı Kadın Müze Evi’ndeyiz. Satı Kadın’ın sizin için ve ilçe için önemi nedir?
Kahramankazan Belediye Başkanı olmaktan öte burası benim ailemin toprakları. Satı Kadın Müze Evi’ndeyiz şu anda. Rahmetli büyük babaannem Satı Kadın 5 Aralık 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildikten sonra Ulu Önder Atatürk’ün icazeti ve tensipleri doğrultusunda aday olmak suretiyle Türkiye’nin ilk kadın milletvekillerinden birisi oldu.
* Satı Kadın’ın bir de Atatürk’le beraber geçen hikâyesi var. Onu da sizden dinleyebilir miyiz?
Tabi ki. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk İkinci Dil Kurultayı için İstanbul’a giderken bu yol güzergâhından geçiyor. Eski İstanbul Yolu Kahramankazan’ın sınırları içerisinden geçtiği için Atatürk geçerken Kahramankazan’a uğruyor. O zaman tabi burası küçük bir köy. Büyük babaannem de 1933 yılında kadınlara muhtar olabilme hakkı verildikten sonra zaten muhtar oluyor. Babasından devraldığı muhtarlığı seçimle perçinleştiriyor. Şimdi büyük babaannem havadan bir milletvekili değil. O dönemde buraya Atatürk geldiğinde kendisine bir ayran ikram etme hikâyesi var. Tabi o dönemlerde erkekler Atatürk’ten daha fazla çekiniyor. Ayran ikram etme noktasında çekincelerini gördükten sonra büyük babaannem Atatürk’e gidiyor. Ayranı takdim ediyor ve Atatürk gözlemliyor erkeklerin çekindiğini ama bir kadının gelip de bindallısıyla o zaman ki yöresel kıyafetiyle ayran vermesi hoşuna gidiyor ve yareni yaklaştıktan sonra önce ayranı kendisi içiyor ve daha sonra Atatürk’e tekrar doldurup veriyor. Atatürk tabi Türk kadınının oradaki öz güvenini görüyor. Erkekler çekinirken önce bir kadın geliyor ayranı içiyor ve tekrar bana aynı tastan veriyor. Ondan sonrasında da Atatürk soruşturmaya başlıyor. Diyor ki “Hanımefendi siz kimsiniz?” Büyük babaannem; “Ben bu gördüğünüz toprakların muhtarıyım” deyince Atatürk’ün kafasında o ışık tekrar yanıyor. Ve muhtemelen kadınlara seçme ve seçilme hakkı verileceğini de öngörerek yanındaki Afet İnan’a diyor ki “Tam mebus olacak kadın.” Tabi ki Atatürk’ün orada sorduğu sorularında etkisi var. Atatürk Satı Kadın’a “Yaşınız kaç” diye sorduğunda “Atam şu an 15 yaşındayım” deyince diyor ki “Ya olur mu. Gördüğümüz kadarıyla sen hali vakti yerinde bir kadınsın.” “Atam siz Samsun’a çıkmadan önce biz yaşamıyorduk” deyince Atatürk hakikaten orada aynı zamanda çok etkileniyor ve Anadolu kadınının oradaki irfanını, cesaretini ve öz güvenini gördükten sonra “Tam mebus olacak kadın” şeklinde Afet İnan’ın yanında bunu zikrediyor. Neticede de sözünü tutuyor. Öncelikle babaannem burada olsaydı bizimle gurur duyardı. O bizlere ilk olarak ailemizi güzel temsil edip etmediğimizi sorardı. Bizleri ilk bu konuda imtihan ederdi. Çünkü o dönemlerde Satı Kadın muhtar olurken daha öncesinde 1929 dünya buhranında Kahramankazan’da ve bu bölgede insanlar aç ve açıkta kalmasın diye çok çaba göstermiş. Bana soracağı ilk sorulardan bir tanesi de “İnsanları aç ve açıkta bırakıyor musun? Bizim şerefimizi koruyor musun?” olurdu. Biz Satı Kadın’ın şerefini de koruyoruz, insanlarımızı aç ve açıkta da bırakmıyoruz.
* Satı Kadın’ın torunu olarak sizin kadınlara yönelik bakış açınız ve çalışmalarınız nasıl?
Tabi ki Satı Kadın’ın torunundan da beklenen bu. Ben gelir gelmez belediye başkanı olduktan sonra kadınların çalışma prensiplerini önceki siyasi dönemde ve avukatlık sürecimde de gördüm. Gerçekten pozitif ayrımcılık yapmak için değil. İnanın liyakatse kadınların üstün özelliklerinden yararlanmamız gerektiğini görüyorum. Kılı kırk yararlar. Rüşvetten uzak dururlar. Şimdi bunları konuşunca tabi kendi hem cinslerim bana kızacaklar ama bu pozitif ayrımcılık düşüncesi değil gerçekten kadınların işlerine nasıl sarıldıklarını hepimiz biliyoruz. Bir belediyede halka hizmet eden bir noktada da kadınların çalışma prensiplerine ihtiyacımız var. Ben de burada gereğini yaptım ve hem Satı Kadın’ın torununa hem de Satı Kadın’ın memleketine yakışan düşünce buydu ben de bu düşünceyi yerine getirdim.
* Bugün aynı zamanda 5 Aralık Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı veren yasanın kabulünün yıl dönümü. Siz de kapsamlı bir etkinlik gerçekleştireceksiniz. Satı Kadın ve bugünün önemi için ne dersiniz?
Bu noktada 5 Aralık’ta Kahramankazan’da Türkiye’deki birçok kadın muhtarımızın katılımıyla program düzenleyeceğiz. Öncelikle büyük babaannemin mozolesinde bir Fatiha okunması, oradaki programdan sonra gerçekleştirilecek bir yemekle beraber en güzel şekilde bu gün kutlanacak. Müze gezimiz olacak ve o gün her yıl olduğu gibi binlerce kişinin ziyaret akınına uğrayacak. Satı Kadın’ın Ankara ve Kahramankazan için olduğu kadar benim için de ayrı bir durumu var. Hâlâ Satı Kadın’ın gölgesinde siyaset yapıyoruz. Satı Kadın’ın oğlu dedem Remzi Çırpan 4 dönem belediye başkanlığı yaptı. Babam da siyasetçiydi. Şimdi bana da sirayet etti. 4 kuşaktır siyaset yapmamızın müsebbibi Satı Kadın. Satı Kadın’ın milletvekili olmasının müsebbibi Atatürk’tür. Ulu Önder Atatürk’ün hem ailemize hem Kahramankazan’ımızda ve Türkiye’de büyük bir yeri vardır. Bu noktada da kendisini rahmetle anıyoruz. Türk kadınına verdiği değerden dolayı da Türk kadınları adına kendisini saygıyla anıyoruz.
* Kahramankazan mutfak ve lezzet açısından da ünlü bir ilçe. Siz de ‘Kavurma Festivali’ düzenleyeceksiniz. Son olarak onunla ilgili de bir değerlendirmenizi alsam, ne dersiniz?
Sizi ve tüm Ankaralıları şimdiden davet etmek isterim. Biz ‘Kavurma Festivali’nde bu lezzetten ülkemizin diğer insanları da faydalansın istiyoruz. Herkes şimdiden yazı beklesin. Temmuz, ağustos gibi en uygun zamanda Kavurma Festivali yapacağız. Kahramankazan, havasıyla, doğasıyla, suyuyla, yemeğiyle, güzellikleriyle, insanıyla takdire şayan bir yer. Ülkemizin küçük bir aynası. Bu noktada hakikaten Kahramankazan’a gelen burayı beğenerek gidiyor. Bu noktada Kahramankazan’ımızı biz güzelleştirdik daha da güzelleştireceğiz. Buraya gelsinler. Kavurmamızı yesinler. Müzemizi gezsinler. Kurtboğazı Barajı’mızı görsünler. Yeşilliğimizi görsünler. Mutlu olacaklarını taahhüt ediyorum.
Bu yazının video’sunu da izleyebilirsiniz.
Paylaş