Paylaş
Tabii öncelikle konuklarımız:
“Bademler Şirketler Grubu’nun İcra Kurulu üyeleri Murat Badem, Yiğit Badem, Kaan Badem ve Mustafa Badem.”
O kıymetli hatta hayati konumuz:
“Su.”
Ve bendeniz:
“Su elçisi.”
*
Bademler Şirketler Grubu bünyesindeki Ankara’da bulunan Badem Pınarı Doğal Kaynak Suyu, Kırşehir’deki fabrikadan çıkarak Türkiye’de 10’u büyükşehir olmak üzere 33 ile, dünyada ise dört ülkeye gidiyor.
Bu arada zaman “su gibi” akıyor...
Ben soruyorum, onlar anlatıyor.
* Öncelikle Bademler Şirketler Grubu’ndan kısaca bahseder misiniz?
Profesyonel anlamdaki şirketleşme süreci ilk olarak 1950’li yıllarda gazoz üretim tesisi, taş ocak işletmeciliği ve mıcır şantiyeleri ile başlamış olup, ilerleyen süreçte mermer fabrikası, mermer ocakları işletmeciliği ve doğal kaynak su üretimi ile devam etmiştir.
* Nesilden nesile yani...
Evet. Birinci nesil, gazoz üretimi yaparak başlamış. İkinci nesille madencilik sektöründe faaliyet göstermiş. Üçüncü nesille madencilik sektöründe ihracat yaparak büyüme hız kazanmış. Bu arada otomotiv ve lojistik alanlarında da yatırımlar gerçekleşmiş. 2009 yılı itibarıyla ise dördüncü nesille yani bizle birlikte merkezi Ankara’da, fabrikası ise Kırşehir’in Mucur ilçesinde olan Badem Pınarı Doğal Kaynak Suyu üretimine başlanmış.
* Peki bu su markanız şu an nerelere ulaşıyor?
Dünyada dört ülkede, Türkiye’de ise 10’u büyükşehir olmak üzere 33 ilde Badem Pınarı Doğal Kaynak Suyu’nu tüketicilere ulaştırmaktayız.
* Fabrikadaki çalışma sistemi nasıl işliyor?
Verimliliğimizi en üst seviyeye çıkarmak için yalın üretim prensiplerini benimsiyor, üretim tesislerimizi yılın 365 günü 24 saat çalıştırmayı hedefliyoruz.
* Üretim noktasında yeni yılda yeni hedefler var mı?
Yeşil büyümeye katkıda bulunmak için 2022’nin ocak ayı içerisinde güneş enerjisi santralimiz üretime başlayacak olup, toplam elektrik tüketimimizin yüzde 25’ini karşılayacak. Üretim hatlarımızın yüzde 80’i ise Endüstri 4.0 teknolojisi ile çalışmakta.
* “Yeşil büyüme” ve “güneş enerjisi” gibi konulara girmişken, çevre ya da doğa konusundaki duyarlılıklarınız/çalışmalarınız neler?
Yapmış olduğumuz ÜR-GE(ürün geliştirme) faaliyetleri sonrasında, dünyada üretilen en düşük gramajlı ve çevreye en az zarar veren şişelere, Türkiye’de en çok yaklaşan firmaların başında geliyoruz. Türkiye’de uygulanan geri dönüşüm prosedürüne yüzde 100 uymaktayız. Buna ek olarak ürünlerimizin taşınmasında kullanılan araçlarımızın tamamında çevreye daha duyarlı Euro5 ve Euro6 motorlu araçlar tercih edilmiştir.
* Malum, koronavirüs salgını ile birlikte sadece hayatımız değil, dünya değişti. Ve bu hızlı değişim birçok sektörü etkiledi. Sizi de etkiledi mi?
Elbette bizler de olumsuz etkilendik.
* Peki pandemi sürecinde ekstra neler yaptınız?
İnsan hayatı için vazgeçilmez olan sağlıklı su ihtiyacını karşılamak için COVID-19 önlemlerini en üst seviyede tutarak üretime ve dağıtıma devam ettik.
2030 UYARISI!
* Bu haftanın “su elçisi” olarak birçok kişinin merak ettiği bir soruyu sormak istiyorum. Türkiye’nin tatlı su kaynakları dünyaya kıyasla ne durumda?
Dünyadaki tatlı su oranı yüzde 2.5’tir. Bu oranın yüzde 31’i insanlar tarafından ulaşılabilir durumdadır. Dünya ortalamasında 1.385.92 m3/yıl üzeri zengin, aşağısı ise su fakiri olarak değerlendirilmektedir. Türkiye nüfusunun 2030 yılında 100 milyon kişiye ulaşılacağı öngörülmektedir. Bu durumda kişi başına düşen su miktarının 1.120 m3/yıl olması beklenmektedir. Türkiye’deki kaynaklar bu şekilde devam ettiğinde, ülkemiz kullanılabilir kaynaklar bakımından fakir duruma düşecektir.
Paylaş