Paylaş
Sakarya’da yetişti. Babası esnaftı. İnsan ilişkileri o dönemlerde çok önemliydi. Zaman zaman babasına yardıma gittiği için o ortam içinde büyüdü. Çocuk yaşlardan itibaren insan ilişkilerine önem verdi.
Ortaokulun ikinci yılında eve giderken, yolda ‘Sakarya Radyo Televizyonuna yetiştirilmek üzere spikerler aranıyor’ yazılı bir afiş gördü. Anne ve babasına söylemeden başvuruda bulundu. Yerel televizyonların yaygınlaşmaya başladığı yıllardı. Kameramanlara kablo taşıyordu, jakları takıp ses mikserini kontrol ediyordu. İlk dönemlerde para almadan çalıştı. Arkadaşlarına ‘Sakarya Televizyonu’nda çalışıyorum’ diyordu. Havası çoktu. O süreç içerisinde diksiyon ve tiyatro dersleri aldı. Zamanla radyo programı yaptı, televizyonda haberleri sundu. Canlı yayınlara katıldı. Müzik ve spor programları yaptı.
Lise son sınıfa gelmişti ve üniversiteye hazırlanıyordu. İlk yıl Ankara Üniversitesi Tarih Bölümü’nü kazandı. Ancak coğrafya öğretmenliği istediği için gitmedi. Hazırlıklara başladı ancak Türkiye’yi derinden etkileyen 1999 Marmara Depremi’ni yaşadı. Gece uyuyordu. Uzun ve şiddetli sarsıntı sırasında uyandı. Sarsıntının şiddetinden evleri 25 santimetre aşağı çökmüştü. Dışarı çıktılar. Kentte çok büyük yıkım vardı.
GEMLİK’E YERLEŞTİLER
İlk olarak o zaman erkek arkadaşı olan ve şu anki eşini aradı. ‘İyiyim’ yanıtını aldıktan sonra hat kesildi. Sokağa baktı. Mahallede ev kalmamıştı. Yaşadıkları onda uzun süren travmaya neden oldu. Eylül’e kadar çadırda yaşadılar. Sonra eşinin ailesinin daveti ile Gemlik’e geldiler ve yerleştiler.
ÜNİVERSİTEYİ KAZANDI
İki yıl sonra sınava girdi Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nü kazandı. Bir mermer firmasında tasarım yaptı, bir yandan da okulunu bitirdi. Daha sonra evlendi. Oğlu dünyaya geldi. Ardından kızı doğdu. İş yaşamına ara vermek zorunda kalmıştı. Kızı 3 yaşına gelene kadar çalışmama kararı aldı. Bu süreçte babasının bir fabrika girişimi oldu; ancak bir süre sonra devrettiler.
GİRİŞİMCİLİK KURSUNA KATILDI
Çok sıkılmıştı. Çalışmak istiyordu. Dikişten el sanatlarına kadar halk eğitimin açtığı bütün kurslara katıldı. Gemlik’te ilk girişimcilik kursuna katılanlar arasındaydı. Yaklaşık 1 aylık kursu tamamladı. Girişimcilik Sertifikasını aldı ve ‘Kenarda dursun’ dedi.
İŞİ KÜÇÜMSEMEDİ
Ağabeyinin eşi, onun yanında boşalan bir kadroya geçince çalıştığı iş yerinde açık oluştu. Selma, burada çalışabileceğini söyledi. Pimapen işleri yapan bir firmaydı. Sakin bir ortam vardı çok yormuyordu ancak kazancı düşüktü ve sigortası yoktu. Yararlı olmak istediğini söyleyen Selma, işe başladı. İşi küçümsemedi. Zamanla sakin bir iş yeri olarak tabir edilen şirketin ofisinde patronun ve Selma’nın çevresi nedeniyle gelen-giden eksik olmamaya başladı.
HAYAL ETTİ
Girişimcilik sertifikası olan Selma, bu esnada tuhafiyeci açmayı düşünüyordu. Sakarya’da bu konuda önemli örnekler vardı. Gemlik’te bu konuda büyük bir boşluk olduğunu düşünüyordu. Ayrıca gözlemlediği kadarıyla çeyiz alışverişine de önem veriliyordu. Hayaller kurmaya başladığı sırada bunu olgunlaştırmanın mantıklı olacağını düşündü. Fizibilite raporu yazmaya karar verdi.
7 ORTAKLI GİRİŞİM
Zaman zaman patronun sektörden arkadaşları iş yerine geliyor, sektörle ilgili konuşuyorlardı. Bir gün Gemlik’teki pimapenciler ziyarete geldi. Dertleri ortaktı. Cam temini konusunda sıkıntıları konuştular. ‘Ne yapacağız’ diye görüş alışverişi yaptılar. Bursa’dan temin edelim diyen vardı ancak çok zayiat oluyordu. Bu sırada da kendi firmalarını açma fikri oluştu. Sadece kendilerine bile ürün temin etse yeterli olacaktı. Firma sahipleri konuşurken, Recep Bey, Selma’yı işaret ederek, ‘Açalım, bu kızı da dükkanın başına oturtalım. Müdürü olsun’ dedi. Selma, ‘Neden müdür olayım ki ortak olurum’ yanıtını verdi. İş kurma fikri olanlardan birisi, ‘Biz 5 biner lira para koyacağız, sen ne koyacaksın?’ dedi. Girişimcilik sertifikasını belirterek, ‘Devlet bana 27 bin lira para verecekmiş, bende onu koyarım’ diye cevap verdi. Gülüştüler. Birisi, ‘Devlet kime para vermiş, daha çok devlet para alır’ dedi. ‘Bir fizibilite raporu hazırlıyordum zaten tuhafiye üzerine yazıyordum, bunu cama çeviririm ne olacak ki’ diye konuştu. Anlaştılar.
ŞENORTAKLAR
Selma’nın yabancı olduğu bir sektördü. Çıta, nem alıcı gibi kavramları öğrenmeye başladı. Yaklaşık 20 günde bir proje yazdı. Ortakları, ‘Dükkan tuttuk, gel bak’ dediler. Masa hazırlanmış, bir de usta ayarlamışlardı. Sürdürülebilirlik konuşulmuyordu. Notere başvuru yaptıklarında herkes keyifliydi. O esnada şirketin ismini Şenortaklar olarak belirlediler.
TESİSİ GEZDİ
İşe koyuldular. Yaklaşık 220 metrekare bir yerde 10 personel ile çalışmaya başladılar. İş yapış şekilleri eski olduğu için çok fazla fire oluyordu, istedikleri verimi alamıyorlardı. Bir cam tesisini gezerken içerde tiekol makinesi, cam yıkama makinesi gördü. ‘Optimizasyon diye bir şey var bununla camları kesebilirsiniz’ dediler. Akşam eşiyle paylaştı. Eşi de makineleşme konusunda çalışması gerektiğini söyledi.
3 ORTAK AYRILDI
Önerilerini uyguladı. Fireler azaldı. Ancak iş bilmezlikten ve eski tip üretimden iş kazaları oluyordu. Selma iş kazalarının önlenmesi için biraz daha teknolojik çalışmalara ağırlık verilmesini istedi. Bazı ortaklarından direnç gördü. Anlaşmazlıklar çıktı. Bu sırada 3 ortak ayrılma kararı aldı. Leasing ile vinç aldılar. Selma, ısıcam bayisi olmaları gerektiğini savundu. 2016’da ortaklarla ayrılma kararı aldılar. Selma, 7 ortakla çıktığı bu yolda artık tek başına ilerleyecekti.
2019 YATIRIM YILI OLACAK
Teknolojik olarak firmasını geliştirdi ve Şişecam bayiliğine başvurdu. Sahip olduğu imkanlarla 2 ay gibi kısa bir sürede bayilik hakkını elde etti. Bugün bin 100 metrekarede üretim yapıyor ve 6 kişiye istihdam sağlıyor. Patentli ısıcam konusunda Şişecam’ın bayiliğini yapıyor. Aylık 7 bin metrekare ısıcam işleme kapasitesi ile geçen yıl 2 milyon liranın üzerinde ciro gerçekleştirdi. Şenortaklar Cam Şirketi Sahibi Selma Özsabuncu, yıl sonu 4 milyon liralık ciroya erişmeyi planladıklarını kaydetti. Özsabuncu, “Çok ciddi kentsel projeler aldık. 2018 iş hacmimiz belli. İlerleyen süreçte teknoloji gelişmeler ışığında ve aile sıcaklığında yatırımlarımızı yapıp, düzenli çalışan bir fabrika kurmak istiyorum. 2019 bizim için yatırım yılı olacak” dedi.
ESTETİK VE ŞEFFAFLIK
Cam cepheli bina sayısının artışı ile ilgili değerlendirmede bulunan Özsabuncu, “Cam insanın hayatına estetik ve şeffaflık katıyor. Siz karanlık ofislerde çalışmak ister misiniz? Şeffaflık, insan yaşamında enerji ve çalışma potansiyelini artırıyor. Önümüzdeki dönemlerde oturduğumuz masalardan kullandığımız birçok cihaza kadar çok fazla alanda yaygın olacak. Önümüzdeki süreçte Hollandalı bir yatırımcı insanı tedavi eden camların hayata geçeceğini iddia etti. Evin tavanı cam olduğunda katmanlar sayesinde gerekli vitaminler alınabilecek camlar yapılacak” dedi.
ERKEKLERLE BERABER YÜRÜMELİYİZ
Kendisinin BTSO KGK İcra Kurulu Üyesi ve GTSO Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı olduğunu hatırlatan Özsabuncu, Türkiye’de kadın girişimci sayısının artması gerektiğini vurguladı. Kendisinin de erkek egemen bir sektörde çalıştığını hatırlatan Özsabuncu, “Biz hep erkeklere rağmen değil, erkeklerle beraber yürümeliyiz. Birlikte yol yürümeliyiz. Kadınlar korkuyorlar. Daha cesur olmaları gerekiyor. Yapılmış işletmeleri daha çok gezip, görmeleri gerekiyor. Benim kapım herkese açık” diye konuştu.
Paylaş