Paylaş
Gazete okuma oranları ve müzik dünyasında fiziki satışların düşüşünde dijital dünyanın etkisi büyük. Elimizdeki telefon vasıtasıyla halleder olduk tüm ihtiyaçlarımızı. Anlayacağınız sosyal medyanın dalları budakları çok. Hal böyle olunca yeni meslekler doğdu ve etiketler bu dünya üzerinden verilir oldu. Ben işin “ en çok “ kısmına takılıyorum. En çok takipçi , dinlenen , izlenen olma durumları. Ortaya dökülen rakamlar , istatistikler ne derece inandırıcı? En başta bahsettiğim sosyal medya nimetlerinden birisi zaten bu alanda da devreye giriyor. Tıklanma , izlenme , beğeni eylemleri her keseye uygun fiyatlarla sizin önünüze sunuluyor ve 1 dakika içerisinde parayı bastırıp en çok takipçiye sahip kişi olabiliyorsunuz. Ha bunun kime ne yararı var demeyin. Bu oranları göz önünde bulundurup iş imkanı sağlayan çok yer oluyor. Ürünlerinin reklamını yapmak için bu yüksek rakamlara sahip insanlara teklif yolluyorlar. Sahte takipçilerle varlık gösteren şişirme sosyal medya hesaplarına götürülen bu tekliflerin kime ne yararı var? Biz hangi verilere inanacağız? Sorular çok yani.
Müzik sektöründeki tıklanma oranları zaten gün geçtikçe insanların kafasında kocaman bir soru işareti olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Yonca Evcimik ile yaptığım sohbette kendisinin söylediği ‘Ben kendimi neden kandırayım? En çok izlenen dinlenen listesinde hile hurda yoluyla şarkımı göstersem bunun kime ne faydası var? Ölçüt bu değil ki? Bir şarkının tutup tutmadığının nabzını sokaklar ve konserlerdeki bilet satışları ile tutabilirsiniz. Günümüzde listede sözde fırtınalar estirdiğini iddia edenlerin evde oturup iş beklediğini görüyoruz.’ sözlerinin altına imzasını atan çok insan var.
Beğeni ölçütü rakamlarla değil , konserlerde seyircinin verdiği tepkiyle ölçülür. Bu çılgınlığın ne zaman sona ereceğini merak ediyorum. Yaratılan bu şişirme başarının gün sonunda kimseye bir fayda sağlamadığına ayılması bakalım ne kadar zaman alacak. Ben ne tıka ne dinlenme oranına bakıyorum. Kalp ve kulaktan geçmeyen şarkı istersen trilyon tıklansın vız geliyor tırıs gidiyor benim muhitimde.
Hafiflemek için
Küçülmenin güzelliğini keşfedenler bu dünyada mutluluğun püf noktalarından birini çözmüş oluyor. Az olsun öz olsunculuk yani. Fazla olmak bir fazlalık geliyor insana yaş ilerledikçe. Çok konuşmak külfet , lüzumsuz kalabalıklar ağırlık oluyor. İçinde bulunduğunuz daireyi daralttığınızda daha huzurlu oluyorsunuz. Öteki türlü o daire ne kadar genişse o kadar çok lüzumsuzluk cirit atıp kafanızı meşgul ediyor. Hangisine koşacağınızı , hangisini kontrol edeceğinizi şaşırıyorsunuz. İyice küçültün o daireyi ve sadece sizi mutlu edenleri doldurun içine.
Minimal olmak ve çetrefilli hayatın çarkına çok takılmadan alacağını alıp ilerlemek hafifletiyor insanı. Küçülün ve küçültün hayatınızdaki her şeyi. Evdeki lüzumsuz eşyalardan başlayın ya da telefon rehberinize kayıt ettiğiniz kişilerden. Bir deneyin tüy gibi hafifleyeceksiniz. Böyle bilmiş bilmiş konuşuyor gibi gözükmek istemem ama deneyip etkisini çabucak gördüğüm için sizlerle paylaşmak istedim. Tamamen hayırlı bir paylaşım benimki. Küçülün arkadaş. Sonrasında bu küçülmenin hayatınız üzerindeki tatlı esintisini hissedeceksiniz. Hafifleme garantisi var.
Masterchef Türkiye
Masterchef Türkiye yarışmasının 3 ünlü ve başarılı şefi ile geçtiğimiz hafta program çekimleri esnasında buluştum. Mehmet Yalçınkaya , Hazer Amani ve Somer Sivrioğlu ile hem yarışma hem de kendileri hakkında merak edilenleri konuştuk. Yarışmada sert ve disiplinli halleri ile dikkat çeken 3 profesyonel şefimizin sohbet esnasında aslında ne kadar keyifli ve eğlenceli olduklarına şahit oldum.
Kendi adıma bu yarışmayı izlerken hem eğleniyor hem de aralara serpiştirilen önemli mutfak bilgileri ile bilgi sahibi oluyorum. Türkiye’de ilk defa bir yemek programı akşam kuşağında televizyonda yayınlanarak reytinglerde gayet başarılı bir grafik çiziyor.
Seçilen yarışmacıların nokta atışı olması , her bir karakterin ayrı ayrı hayran kitlesine sahip olması yarışmayı daha renkli ve heyecanlı kılıyor. Programın arkasında çalışan ekip zehir gibi. İşe dört elle sarılmış ve güzel sonuç almak için var gücüyle saatlerce çalışıyor. Masterchef Türkiye şefleri ile yaptığım keyifli sohbeti Hürriyet TV’de izleyebilirsiniz.
Paylaş