Pandemide kilo alan sadece biz değiliz

Artık yavaş yavaş haritada bize tahsis edilen renge göre gündelik hayatımızı şekillendirmeye başladık. Kimimiz serbestiz, kimimiz eski günlere hâlâ dönebilmiş değiliz. Bu süreç, bizi ruhsal olduğu kadar bedensel olarak da yıprattı. Fiziksel anlamda yaşadığı değişimden şikâyet edenlerin sayısı fazla. Sızlanmaların başında alınan kilolar geliyor.
İnsanlardaki bu durum köpeklere de yansımış.

ABD’de bin kadar kedi-köpek sahibiyle ekim ayında yapılan ankette katılanların yüzde 42’si evcil hayvanlarının karantinada kilo aldığını söyledi. Cevabı verenlerin büyük çoğunluğu köpek sahipleri.

Aynı anket geçen sene mayıs ayında yapıldığında bu cevabı verenlerin oranı yüzde 33’tü. Yani pandemi devam ettikçe köpeklerimiz de kilo almaya devam ediyor. Mart-aralık arasında veterinerlerin fazla kilolu teşhisi koyduğu evcil hayvanların oranı yüzde 2.3 artmış. Bir yılda gözlenen bu artış bir hayli fazla. Veterinerler böyle bir sıçramanın normal şartlarda 10 yıl gibi bir sürede beklendiğini söylüyor.

Sürekli yanımızda olan köpeklerimiz gün içinde ödül almak için çırpınıyor. Biz de dayanamayıp ödül veriyoruz. Bunu destekleyen bir veri de son 12 ayda piyasada satılan ödül mamalarının yüzde 10.6 artması.

PEKİ NE YAPMALI?

Veterinerler, ödül mamasının günlük kalori ihtiyacının yüzde 10’undan fazla olmaması gerektiğini söylüyor. Strese bağlı yemek yeme davranışı gösterenlerde aynı davranış köpeklere de sirayet ediyor. Sabah, öğlen, akşam biz ne zaman yemek yersek köpeğimiz yanı başımızda oluyor ve tabağa ortak olmaya çalışıyor.

Tablo ortada. Durumundan memnun olmayanların, bütün diyetlerin ilk cümlesini uygulayarak hayatına çekidüzen vermesi gerekiyor: Yediğinizi azaltın, hareketinizi arttırın.

DÜNYANIN EN İYİ İNSANIYLA TANIŞIN

11 Mart 2011’de tarihin en büyük depremlerinden birinin sonucu olarak Fukuşima Nükleer Santralı’nda yaşanan kaza, bölgenin boşaltılmasına sebep olmuştu. Halihazırda 10 yıldır bu bölgede hem hayati risk, hem de yasaklar nedeniyle insanlar yaşamıyor. Sakae Kato, inanılmaz bir sadakat örneği sergileyerek, bu bölgede terk edilen hayvanlara sahip çıkmak için Fukuşima’dan ayrılmadı. Hayatını onlara adadı ve büyük uğraşlar ve masraflar sonucunda buradaki canlılara hizmet ediyor. Cennetlik dedikleri bu olsa gerek.

ÜZÜCÜ HABER: NANKÖR KEDİ DEDİKLERİ DOĞRU ÇIKACAK GİBİ

Bunu duyduğunuza sevinmeyeceksiniz. Köpeklerin sadakatinin kedilerde olmadığına dair söylenen yakışıksız ifadeler, meğer doğruluk payı taşıyormuş. Kyoto Üniversitesi’nde yapılan araştırma Animal Behavior and Cognition dergisinde yayımlanmış. Buna göre, kedinin sahibi olan kişi ve sahibine iyi davranan ve kötü davranan kişiler konumlandırılmış. Uygulanan senaryoların sonunda, kedinin sahibi, ona iyi davranan ya da ona kötü davranan fark etmeksizin, kim yiyecek verse, kedi gidip onun yiyeceğini afiyetle yemiş. Yani iyi-kötü-çirkin fark etmiyormuş. Haydi bu da teselli ikramiyesi olsun: “Kediler yapılan hareketlerin anlamını kavrayamadıkları için, iyi-kötüyü ayırt edemiyorlar.” Biz yine kediler bizi sevsin diye uğraşmayı sürdüreceğiz.

ÜNLÜLER VE KEDİLERİ
JACK KEROUAC'IN KEDİ SEVGİSİ

Büyük yazar Jack Kerouac, anılarında bir kedinin ölümünü anlatıyor: “Bir kedinin ölümü çoğu kişi için çok az şey ifade eder, daha azı için çok şey ifade eder, ama ben ve kedim için, yalan söylemiyorum, tam anlamıyla küçük kardeşimin ölümü gibi bir şeydi.”

OKUR FOTOSU
DÜNYANIN EN HAKLI İSYANI

Okurumuz İlkim Öztürkmen, isyan içeren mesajında kedisinin fotoğrafını paylaşıp şunu söylüyor: “Kara kedi uğursuz derler ya, halt etmiş onu diyenler. Oğlum benim en büyük şansım.” Bu isyana sonuna kadar katılıyorum. Sizden de kedi, köpeklerinizin fotoğrafını bekliyorum.

NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dunyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’i mention’layarak sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...